İlm-i İman ile Meşguliyet

Ey nefsimle beraber beni dinleyen kardeşim! Kulağını İlâhi hikmetlere çevir; gönlün bu hikmetleri sana izah eden Nûr Risâlelerini okumak sevgisiyle çağlasın. Okumayıp mahrum kaldığın gün,  gözlerinden ırmaklar gibi yaşlar aksın. Eline geçiremediğin Nûr Risâlelerini, altın hazineleri arar gibi ara. Bul ve oku. Cevherlerle dolu bir hazineyi, defineyi araştırırcasına araştır. Eriştiğin zaman kıymetli vakitlerini, değerli ömür dakikalarını, saatlerini, Nurları okuyarak  fani zamanlarını ebede tebdil edebilmiş olmak mazhariyetine nâiliyetinden dolayı, Rabbına hadsiz, nihayetsiz, şükürler et.  Allah sevgisine, Allah korkusuna,  Allah   bilgisine kavuşmanın şükür nişanesi olan Allaha ibadet ve tâatta, ulu Peygamberimiz Resûlü Ekrem’in (A.S.M.)  sünnetiyle amel etmekte ilerle. Hem, hergün ilerle. Zira elinde olan bu saat veya bugün bir daha geri gelemeyecek, ömür ağacından sararıp yere düşen bir yaprak, tekrar yerine dönemeyecektir. İman ve İslamiyetin feyyaz ilmiyle kendini tezyin ve techiz et. Bu ilim,  acz ve fakrla yoğrulmuş varlığımızı, dünyevi ve uhrevi felaketlerden koruyan en sağlam bir kalkan, en yıkılmaz bir kal’adır. Gençlikte ve ihtiyarlıkta bizi dinimizin çok yüksek fazilet  ve meziyetleriyle güzelleştiren bir âmildir. Kur’ân-ı Hakimden İlâhi bir meş’ale olarak doğup gelen bu tahkik-i iman  ilmi, hakla hakikatı öğreten, ebedi felah ve doğruluğu gösteren, iyilikleri fenalıklardan ayırd edebilmek şuurunu veren, hava ve ziya, ekmek ve sudan daha ziyade muhtaç olduğumuz bir bilgidir. Bu bilgi, kalbine hikmet, aklına istikamet, gözüne basiret, anlayışına şuur ve idrak verecektir. Bu Kur’ânî ilim, seni cehaletin karanlıklarından, anlayışsızlığın dehlizlerinden kurtarıp, aydınlıklara kavuşturacaktır. Doğruluk yollarını bırakıp, dalâlet uçurumlarına düşen adamların şerrinden seni koruyacaktır. Kirli ve şerli kimselerin şerrinden seni hıfzedecektir. Gençliğini ma’nen öldüren zehirli tatlılar misillü, sefahet âlemlerine düşmek facialarından seni muhafaza edecek, fâni ve güzel gençliğini ebedi güzellikler âlemine layık, bâki bir gençliğe tebdil edecektir. Seni,  Allah yolunda tutarak, peygamber yolunda yürütecektir. Senden kötü huylar atılacak, fena ahlaklar sökülecektir. Seni kâmiller, sâlihler, saidler, evliyalar ve şühedalar camiasına dahil edilecektir.

Ey Kardeşim! İlâhi hakikat ve inayete kavuşturan kalb ve ruhunu parpar parlatan, akıl ve muhakemene ışık tutup istikamet veren, senin aklını, aklı selim yapan, seni, bilmediğini de bilmemek gibi koyu cehaletten uzaklaştıran, ilmin aydınlıklarına kavuşturarak seni yükselten bu ilm-i imana çalış. Onu oku, hem hergün oku, heran tefekkür et. Kardeşim, dem bu demdir, fırsat bu fırsattır. İlm-i iman, seni sana bildirir. Kendini bilmemek cehaletinden, Allahın sana lutfettiği ezel ve ebed istiyen kabiliyetlerini körletmekten halâs eyler. Kendinin ve kâinatın sebeb-i hilkatını belleterek, senin o istidadını inkişaf ettirir. Ulvi makamlara, daima yükseklere doğru yüceltir. İlm-i iman senin âlemine ziya, ruhuna gıda, kalbine cilâ, bedenine şifadır. Kanının musaffisi,  kemiklerinin iliği, teninin temizleyicisidir.

Ey Kardeşim! Malınla, bütün mahsulatının turfandasıyla, canın ve canânınla, Kur’âna hizmet etmek sevdasının saadetiyle sevdalan. Gençliğine güvenme, gaflete düşüp fırsatları kaçırma. Gençlik sende daimi değildir, zeval ve firaka mahkûmdur. Kuvvetinin, sıhhatının, güzelliğinin sana verdiği gururu,  benliği at.  Bunlar senin elinden ya yarın, ya yarından daha yakın bir zamanda çıkıp gidecektir. Bu acı ayrılık, bu yakıcı hicran gelmeden, gücünü ve sıhhatini ilm-i imanı ve irfanı kazanmakta kullan.  Kur’ân  yolu çok selametli, çok sevimli bir yoldur. Bu saadet caddesinden gidenler, bu mutlu yolu tutanlar, ilm-i imana sımsıkı sarılanlar, hikmetlerini kalbine nakşedenler, bürhanlarını akıllarına yerleştirenler, en akıllı, en şuurlu ve ma’nevî güzelliklerle güzelleşen, en güzide insanlardır. Kur’ân’ın sadâsı, arzı, semâvatı ve kâinatı çınlatan, arş-ı â’ladan gelip tekrar arş-ı â’laya yükselen, insanları ve cinleri saadete çağıran İlâhi bir sadâdır. Risâle-i Nûr bu mukaddes sesin beliğ ve şanlı bir tercümanıdır. Risâle-i Nûr ve izah ettiği hakikatlar, canımıza can, hayatımıza hayat, ruhumuza ruh veren bir tefsirdir. İlm-i iman, Kur’ân  yolunda, ayağımız sürçmeden, çukurlara düşmeden, ayaklarımız sürçmeden yürüten en doğru rehberdir. Hikmetlere, izzetlere götüren şerefli bir mihmandardır.

Ey Kardeşim! Kur’ânın talimini, emrini iyi dinle, tam itaatkâr ol. İlm-i imanı anlamak için dikkatli oku. Ondan hikmet kazan, anlayış kazan, ferâset kazan. Sakın onu elden bırakma. Seni koruyacak, yüceltecek odur. Onu sev ki, İlâhi sevgiyle sevilesin. Sevmek için  tek yol da, okumaktır. Aklınızın anlamadığı yerler olursa, yine oku. Çünkü kalb ve ruh onun feyziyle dolar. Bugün sen onu yüksek tut, o da seni yükseltsin. Ona sarıl, sarıldıkça izzetlerle muazzez olacaksın. Oku, okudukça oku. Çünki, ben “Okudum, okudum, okudum. Okudukça, derin nefesler almaya ve dirilmeye başladım. Ruhum ve kalbim huzura kavuştu. Gözlerim dünyayı hakikatı ile görmeye; Kulaklarım hakikat seslerini işitmeye başladı.  İşte o  senin  de başına altından, elmastan taç koyacaktır. Ruhunu güllük, gülistanlık edecektir. Cesedini Peygamberinin sevdiği beyaz renkten, ma’nevî,   bembeyaz elbiselerle güzelleştirecektir.

Ey Kardeşim! Cehaletten kaç, cahillikten kork, cahillerden uzaklaş. İlm-i imana koş; onun sine-i nûruna atıl. Onun güzelim dalına sarıl, onunla nurlanma cehdinde olan bir topluluğa katıl.

Ey Kardeşim! İlm-i imanı bırakma, onu sıkı tut. Şu kötülük asrında seni şerir şerlerden koruyacak odur. Sen sapıklardan sakın, dinsizlerden korun, onların yakınlarına dahi uğramadan geç. :Çünki, onlar kötülük etmezlerse, uyuyamazlar. Çünkü o yaratıklar daima kötülük gıdası yerler, fenalık şarabını içerler.

Ey Kardeşim!  Ancak ilm-i imanla cahilliğinden kurtulabilirsin. Cehalet, zehirler içiren bir şaraptır. İki ağızlı zehirli bir hançerdir. Ayakları ölüme götürür, adımlarını ölüler diyarına atar. Cehalet yolu karışıktır, karanlıktır. Kendini sakın, bu âfetten kurtar. Kendini bu âfetten mutlaka uzak tut. Yanına yaklaşma, kapısına varma. İlm-i iman ve irfan şerbetiyle mestol ve ehl-i imanla dostol. Dünyaya nûrlar saçan, insanlara nûrlar sunan, ruhlara güzellikler katan ilm-i imanla hemhal ol. İki cihan serveri, İlâhi bülbüller serdarı Peygamberimizin (A.S.M.) kokusu ile kokulan. Bu güzelim güllerle, iki ceset, bir ruh ol.

Ey Kardeşim! İlm-i imanla dol, hikmet-i Kur’ânla  “Nûrun âla Nûr” ol. Çünkü budur yegâne hak yol. Ne sağa sap, ne sola, dos doğru devamla erişirsin Allaha. Her şeyden ziyade bir önemle imanını koru. Çünkü, iman eskiyen bir elbise gibidir, yenilemek gerektir. Zira bütün hayırların, güzelliklerin menbaıdır o.. !

Ey Kardeşim! Etinle kemiklerinin telef olması anında, seni gamlı, yaslı etmeyen, seni güldüren, sürurlarla coşturan imandır, iman!  Nûrlara gark eden ilm-i imandır, iman. Günlerini öldürme,  zamanını heder etme. Gençliğini katletme, kazan ilm-i iman ve irfanı!

Ey Kardeşim! Eğer cahil kaldınsa, ilm-i imandan uzaklaştınsa, koş, ilm-i iman tahsiline koş. Yoksa varlığın, olur bomboş. Kurtul, kaç cehalet elinden, cevval  ceylanlar gibi. Kurtul cehalet kuşlarından, yüksel şahinler gibi..

 Ey Tenbel Nefsim ve Kardeşim! Karıncaya git, gayret dersini al. Arıya bak, faaliyet ve sebat dersi ve ibreti al. Evliyaları düşün, himmetini yükselt. İlm-i Kur’ânla münevver yüce âlimleri zikret, ilmin değerini derket. Cihad-ı nefsiyenin muzaffer erlerine imtisal et. Onlardaki cehd, azim ve sebat silâhlarıyla silâhlan. İlm-i imana gel, ilm-i imanla koş, ilm-i imanla yücel. İlm-i imanla olursun çok hoş, yoksa olursun, bütün bütün hurdahaş.

Ey Nefsim ve Kardeşim! Uykudan ne zaman uyanacak,  ne zaman kalkacaksın? Bu kâbustan ne vakit kurtulacaksın? O kadar çok uyuma! “Fıtri uyku beş saat” demişler. Uyuklamalarla miskinleşme. Gidiyor anlar, dönmüyor  günler!  Gelecektir dünyadan sonra bir daha uyanmayacağın günler. Bilgisizlik, sana uğursuzluk ve cahillik getirecek, akılsızlar gibi öldürecek. Bilgisizlik körlüktür, sana kötülüktür, mevcudiyetini uyuşturan  ve öldüren  bir zehirdir. İnsanı felaket çukurlarına atan şerlerin en şeriridir.

        Ey Kardeşim! Elbette gençliğini seversin. Hayata meftunsun. Öyle ise uyan. Bu sevdiklerini ebedi ve daimi bir hayata layık hale getirecek ilm-i imana çalış. İlm-i imanı öğren. İlm-i imanı tefekkür et. Canına can, hayatına hareket, ömrüne bereket gelsin. Ma’nâ âlemin, güneşler gibi parlasın. Gözlerin ilm-i imanla parpar yansın. Varlığın, gençliğin ve insaniyetin yüce ahlaklarla, faziletlerle donansın. Günlerin ilm-i iman gibi yüksek bir değerle değerlensin. Allah’a ibadet ve  taatla şenlensin, gönlün ilm-i imanla neşelensin, aklın ilm-i imanla parlasın, mantık ve muhakemen ilm-i imanla kuvvet bulsun,  fikrin maarif-i İlâhi ile işlesin,  gözlerin sanat-ı İlâhiyeyi temaşa ile nurlansın, dimağın tefekkür-i sanat-ı İlâhiye ile kudsileşsin, fani hayatın ilm-i imanın envarıyla, muhabbetullahın feyziyle, Rabb-i Rahimimizin fazlıyla bâki bir hayatı semere versin, sonsuz, nihayetsiz, uçsuz ve bucaksız bir saadeti kazandıran bir ticaretgâh olsun.

Kur’ân, seni kötü düşüncelerden ve fikirlerden, yalanlar soluyan yalancılıktan, kibirli bakışlardan kurtarır. Bu hayat-ı içtimaiyede yürüyeceğin zaman  sana doğru yolu gösterecek, hata yaptığın zaman seni koruyacak, felaketlere düşmekten hıfzedecektir. Rabbini yani, seni bu dünyaya kimin getirdiğini, seni ve kâinatı yaratan hangi kuvvet olduğunu öğreten ilm-i imanı öğren, ona daima çalış. İlm-i iman kâinata nûr saçan bir meş’aledir. Bir adam ateşe atılsa, o adam yanmaz mı, ölmez mi?  İşte dinsizlikteki imansızlığın ateşi, maneviyatı yakar, kül eder. İman-ı tahkiki kuvvetine sahip ol ki, nûr-u imanla maneviyatın aydınlansın, nurlu âlemlere kavuşasın. İmansızın anlayış ve sezişi sönüktür, aklı sönmüş, iyilikler silinmiştir.

Ey Kardeşim! İlm-i imana sahip olarak yaşa. Evet, en mesud bir yaşayışla beni yaşatan tefsir-i Kur’ân, kalbimin nûru, aklımın ziyası ve ruhumun gıdasıdır. Sabahlara kadar hizmet-i imanla coşalım, Allahın rızası yolunda koşalım. Ayağın cehalet yollarında gezmesin, aklın ilimsizlikten sönmesin, kalbin ilm-i iman nûrunun yokluğundan kararmasın. Cehalet patikaları seni uçurumlara yuvarlar. Cahiller diyarı, ölüler diyarıdır. Cehalet insanı dağdağalı girdaplara atar.

Üstadım Bedüzzaman, Risâle-i Nûr eserlerinde ve lahika mektuplarında, Risâle-i Nûrun meslek, meşreb, düstur ve esaslarını vâzıhan ve mücmelen beyan etmiştir. Nûr Risâlelerini ve lahikalarını devamlı okuyarak, bilhassa ve bilhassa ameli ve tatbiki hakikatleri not edip halen, kalen, fiilen ve kalemen, bu Kur’ânî düsturlarla amel edersen veya  âmil olmaya cehdedersen ihlasla Kur’ân, iman ve mücahidane hizmet olan Risâle-i Nûr hizmetinde ömür boyunca muvaffak olursun. Ve bu muvaffakiyetinde bilerek ve bilmeyerek her hangi bir vartaya düşmezsin. Sair fikirlerin usulleriyle hatt-ı hareket etmek azmiyle faaliyete yönelerek ömür dakikalarını zayi etmezsin ve ettirmezsin. Bu esasat dahilinde temayülü muhtelif olanlar dahi meslek-i nûriyenin bâki, uhrevi semere ve netice veren hizmet tarzından başka bir tarzı benimsemek ve buna göre çalışmamak gibi bir saadet içinde yaşarlar. “Şu dini meslek güzeldir; fakat benim meslek-i nûriyem daha güzeldir” diyerek ehl-i imanla tartışmazlar. Nûrları okuyarak, nûrların neşir ve tâmimine muhabbetle, aşk ve şevkle, hayatları boyunca devam ederler.

Evet ehl-i da’vâ ve dirayetçe mâlûm, müsellem ve mücerrebdir ki, alâka inkita’ etse, himmet zaafa uğrar. Bu ise, insanı farkında olarak veya olmayarak muvaffakiyetsizliğe, fâni ve âfâki şeylerle tevağğulle iştigâle dûçar eder.

Meslek, meşreb ve Kur’âna hizmet tarzına hasr-ı nazar edenler, bütün hizmet, himmet, merak ve alakasını maddi ma’nevî  cihazatını İslam ve gayesine, mesleğine, iman ve İslamiyete hizmet tarzına teksif edenler, mesleklerinin neşir ve tâmimine sebeb ve hizmetkâr olmak gibi, iki cihan saadetini içinde saklayan bir saadet-i ebediyeye nâil olurlar.

Cenab-ı Hak bizleri Risale-i Nur dairesinde, ilm-i îmân meşguliyetiyle doldurup saadet-i dâreyne mazhar olan muhlis kullarından eylesin.  Âmin.

Bu yolun yolculuğunda iken ölmek isteyen:  Abdülkadir Haktanır. Bu yazıyı sizinle paylaşıyor.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: