İlme Bakış Açısını Dininden Alan Müslüman

Bütün gücünü inancından alan İslâm kaşif ve mucitlerinin ilme bakış açısı üzerinde de duralım. 

Beyrunî, ilminden maksadım tamamen gerçeğe ulaşmak olduğunu söyler ve, “Anlattıklarım içinde gerçek dışı olan şeyler varsa Allah’a tövbe ederim. Razı olacağı şeylere sarılmak hususunda Allah’tan yardım dilerim. Batıl şeyleri öğrenip onlardan korunmak için de Allah’tan hidayet dilerim. İyilik O’nun elindedir.” Der. 

Huneyn bin İshak ise, ilmin insanlığın faydası için kullanmak gerektiğini ve bunda taviz verilmeyeceğini şu hadise ile gösterir. Kendisine zamanın halifesi Mütevekkil düşmanına vermek üzere zehir yapma teklifinde bulunur. Huneyn ise zehir yapabilecek güçlü bir ilim adamıdır. Fakat buna yanaşmaz: “Benim dinim düşmanlarıma dahi iyilik yapmamı emreder. Mesleğim de insanların zararına değil, faydalarına çalışmamı gerektirir.” Diyerek zehir yapmayı reddeder. 

İnsanı marifetullah (Allah’ı tanımada) da ilerletmeyen ilmi “Faydasız İlim” olarak gören İslâm âlimleri, ilmin insanı imana götüreceğini, gerçek ilim sahibi olan kimsenin inanmadan edemeyeceğini bildirirler. Prof. Abdusselam, ilmin insanı inanmak zorunda bırakacağını şu sözüyle dile getirir: “Ben insan beynindeki 10 milyar sinir hücresinin birbiriyle bağlantılarını görünce iman etmekten başka çare bulamıyorum.” 

İbrahim Hakkı, anatomiyi: “Allah’ı anlamanın bir vasıtası” olarak görür. Battanî, insanın astronomi sayesinde Allah’ın birliğini, eşsiz büyüklüğü, yüce hikmeti, muazzam kudreti ve eserinin mükemmelliğini anlamaya muvaffak olacağını söyler. 

Tabiatı ilahi bir san’at olarak gören İbn-i Heysem ilim yoluyla Hakk’a varılacağını, kalplerin doyacağını belirtir. İbn-i Yunus’ta ilimle insanın yaratıklarda Allah’ın büyüklüğünü gösteren delilleri bulmak ve ilimden asıl maksadın imanı kuvvetlendirmek olduğunu ifade eder. 

Görüldüğü gibi İslâm alimleri, fen ilimleri ile din ilimlerini birleştirmesini bilen, dinlerine bağlı kişilerdi. Keşif ve buluşlarında ilham kaynakları Kur’ân-ı Kerîm’di. 

Ansiklopedi Nelerden Bahsediyor? 

Hazırladığımız Ansiklopedide (tarihten İbn-i Haldun, mimarinden Mimar Sinan dışında) tıp, astronomi, fizik, kimya, matematik, botanik, zooloji gibi ilim dallarında yüze yakın ilim adamımızın hayatlarını, keşif ve buluşlarını anlatmaya çalıştık. Şüphesiz âlimlerimizin sayısı bunlardan ibaret değildir. Fakat biz daha çok esere keşif ve buluş sahibi ve ilme büyük hizmetleri dokunan âlimlerimizi aldık. 

Ansiklopediyi okuyanlar göreceklerdir ki, birçok keşif ve buluşları Avrupalılardan daha önce Müslümanlar yapmış. Bazı Avrupalılar da kendilerine mal etmişlerdir. İşin en dikkat çekici yönü, bunların birçoğunun yine Avrupalılarca itiraf edilmesidir. “Fazilet odur ki, düşmanlar dahi tasdik ede.” 

Ansiklopediye aldığımız her hakikat, her iddia bir kaynağa dayanmaktadır. Bibliyografyada bu kaynakları göreceksiniz. 

Değerlendirme ve Temenni 

Tanzimat’tan bu yana körü körüne, sathi, vukufsuz, verimsiz ve sırf kopyacılıktan ibaret olan Batı hayranlığı, genç nesilde her şeyi batının bulduğu, yaptığı, yapabileceği şeklinde bir kompleks uyandırmıştır. Aydınlarımız da, bu akıntıya kürek sallamışlardır. 

Ümit ediyoruz ki, Müslüman ilim öncüleri Ansiklopedisi gençlerdeki bu aşağılık kompleksini silecek, bizim de bir zamanlar ilmin öncüleri olduğumuzu gösterecek. Dinimize bağlı kalırsa, eskiden olduğu gibi, şimdi de ilerleyebileceğimizin vesikası olacaktır. 

Bazı peşin hükümlü aydınlarımızdan da hiç olmazsa Batılı ilim adamları kadar insaflı olmalarını, Hakkı teslim etmelerini temenni ediyoruz. En az dinlere, özellikle İslâmiyete düşmanlıkla tanınan Ernast Renan kadar olmalarını arzu ediyoruz. O Renan ki, “İçimde derin bir eziklik duymadan, Müslüman olmadığıma teessüf etmeden asla bir camiye girmedim.” Diyebilmiştir. Son zamanlarda tarihî kaynaklara, ilme, ilmî zenginliklerimize, asıl kaynaklara eğilme, gerçekleri gözler önüne serme noktasında az da olsa yapılan çalışmalar bizleri sevindirmektedir. Mazisinden güç alan yeni neslin istikbale güvenli adımlarla yürüyeceğini ecdadına layık çalışmalarda bulunacağını ümitle söyleyebiliriz.

Çalışmak bizden, muvaffakiyet Allah’tandır.

Kaynak: Şaban Döğen Kardeşin kitabından.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: