İman edenlere müjdeler olsun

Sahih rivayetlere göre Hz.Adem aleyhiselamdan günümüze dek 124 bin Nebi 313 Resul gelmiş hepsi de Allah’ın varlığını, ahretin hayatının olacağını bu kısacık dünya hayatında Allah’ı tanıyarak hak ve adalet çerçevesinde insana yakışır bir eda ile yaşamamızı tavsiye etmişlerdir.

Karşı taraf ne yapmış, istediğimiz gibi yaşayalım, canımız ne istese onu yapalım, hayatımızı yaşayıp keyfimize bakalım demiş ve bu üç günlük dünya hayatı böylece akıp gitmiş, yüz yıl öncesinden dünyaya gelenden birileri hayatta kalmadığı gibi yüz yıl sonrada şu anda yeryüzünde yaşayan 7 milyar insandan kimse kalmayacak, sünnetüllah budur; “her nefis ölümü tadacaktır”

Ebedi hayatta cennet ve cehennem diye iki farkı mekan olup insanlık alemi bu iki adresten birine gideceğine göre cennete gidenin dahi dünya yaşamındaki hesenatı, samimiyeti, insanlardan aldığı duayı, ihlas kat kayısına paralel olarak makamı belirleneceği ifade ediliyor.

Yüce Allah Peygamberi aracılığıyla dünyada ve ahrette aziz olanın yol ve yöntemlerini insanlığa öğretmiş ve cüzi iradesi dahilinde onu serbest  bırakmıştır.

Allah’a iman edip salih amel işleyen bir kimsenin Cennetlerin en güzeli olan Cennet-ül firdev’se gideceğini müjdelemiş olup İlahi mağfirete mazhar olmanın değişik yol ve yöntemlerini belirlemiştir.

Bunlardan biri de Ramazan ayını ihya edebilmektir.

İslam’ın beş şartlarından biri olan orucunu tutmak oruçluyken az konuşup, zikir ve tefekküre zaman ayırmak, Kur’anı kerim okumak, gücü nispetinde cömert davranmak, sılayı rahim yapmak, tövbe ve istiğfarla Rabb’ına yönelmek vb. nefsini manevi bir tezkiyede geçmek için bir fırsat elimize geliyor. Zaten Peygamberimiz Aleyhisselatu vesselam buyuruyor ki;

“Ramazan ayı üzerinden geçtiği halde Allah’ın mağfiretini hak etmeyenlere yazıklar olsun”

“Kim ki inanarak ve hasseten Allah için Ramazan ayını ihya ederse geçmiş günahları af olur”

“Oruçlunun sessiz tesbih, ibadeti kat kat kabul edildiği gibi uykusu dahi ibadet hükmüne geçer”

Dolayısıyla “iman edenlere müjdeler olsun” diyorum,

*Ramazan ayına ulaştıkları için,

*Allah rızası için oruç tutarak İslam’ın beş rüknünden birini yeri getirdikleri için,

*Nefislerini terbiye ederek daha iyi bir şahsiyet kazandıkları için, *Sevaplarına sevap katarak ahret sermayelerini artırdıkları için,

*Tövbe istiğfar ederek bir daha işledikleri hatalara, kusurlara dönemeye söz verdikleri için, müjdeler olsun.

Böyle bir fırsatı biz günahkar kullarına veren Allah-u Tala’ya kalbi, kavli, fiili şükranlarımızı sunmak boyun borcumuzdur.

Müslüman bir kimse buna “eyvallah” der, Müslüman olmayanı da enterese etmez değil mi?

Bazı defolu vatandaşlarımız da var, dünyadaki terakkiyi Allah’ın emrine karşı gelmekte buluyor, ben asıl bu cehalete kahroluyorum.

Allah iman üzeri, ihlas üzeri, kelimeyi şehadetle bu fani dünyadan ayrılmayı nasip etsin.

Amin demeniz dileğiyle.

Eyüphan Kaya
Eğitimci yazar/İnsan hakları Aktivisti

 

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: