İmandan sonra namaz gelir

Hadisi Şerifte: “Muru evladeküm bissalati iza belega seb’an, vadribuhüm iza belega aşren.” Yani: evlatlarınıza yedi yaşına erdikleri zaman namaz kılmayı emredin. On yaşına erip namaz kızmazlarsa, ufak tokat atıp namaz kılmaları için onları zorlayın. Bir baba okula geç kalmaması için, çocuğunu zorla uykudan kaldırır da, sabah namazını kılması için evladının uykusunu bozup onu kaldırmazsa: o babanın imanı zayıf demektir.

Unutmayalım ki islam dışı hayata alışan gençleri sokakta gördüğümüzde onlardaki islam dışı o tavır ve davranışlarının ana sebebi, anne ile babalarından zamanında lazım olan din terbiyesini   almamalarıdır. Genç erkeklerin namaz kılmamaları, hanım kızlarda namaz kılmadan öte onlar başörtüsüz ve yarım çıplak giyinmeleri ebeveynden din terbiyesi almamalarından başka sebep arama.

Bizler evlatlarımıza namaz kıldırabilmemiz için çok çeşit usul ve kaideleri deneyip, yavrularımıza namazı sevdirmeye azami gayrette bulunacağız. Aman evladım! Yap ne yap namazını kıl orucunu tut Allah’ın emirlerine göre hareket et ki, cehennemlik olmayasın. İbadetlerini yap ki, cennette ebedi mutluluğu yaşayasın gibi kelimeler ile, namaz kılmaları için onları ikna edelim.

Eğer bunu yapmazsak bunu bilelim ki: Evlatlarımızı cehennem ateşinde yakmak için onları birer odun yetiştirmiş oluruz ki şuuru yerinde olan bir insan için bundan daha kötü hiç bir davranış olamaz

Şuurlu bir müslüman olan birinden dinledim:
“— Annem bana namaz kılmamı söylediği zaman dua ederek söylerdi:
—Kalk namaz kıl, Allah sana ikram etsin mükafatlandırsın..
—Kalk namaz kıl, Allah seni namazın tadından, lezzetinden mahrum etmesin..
—Kalk namaz kıl, Allah seni muvaffak etsin..
Ve ben böylelikle namazı sevdim, hatta annemin bana dua ettiğini duymak için namazı beklerdim…
Küçüklüğümden beri annemi namaz kılarken görürdüm. Anacığım her namazın sonunda duyulur bir sesle Allah’a dua ederdi:
—Allah’ım, oğlumu severek-hoşlanarak lezzet alarak namaz kılanlardan eyle…
—Allah’ım namazı, oğlumun gözünün nuru kıl..
Yıllar geçti, ben koca adam oldum anacığım hala böylece dua eder.
Böylece ben kendimi namazı severken buldum ve hayatımın en güzel anları, rabbimin huzurunda durduğum anlar oldu… Şunu önemli görüyorum:

Tek başına “Namaz kıl!” demek yeterli değil. Bunu derken, yani namazla emrederken, yanında bir de sebep belirtilmeli, tıpkı Allah azze ve celle’nin Adem ve Havva’ya (as) derken yaptığı gibi: “Bu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!”

Bizler de çocuklarımıza söylerken aynı usûlü kullanmalıyız :
—Namaz kıl ki, Allah senden razı olsun!
—Namazını huşûyla kıl ki, Allah kabul etsin…
—Abdestini güzelce al ki, günahların dökülsün..
—İki rekat namaz kıl ki, Allah seni imtihanda başarılı eylesin..
Tebessümü yüzünden eksik etmeden sonra çocuğuna de ki:
—Hadi gel namaz kılalım.
Babamın hep şu hali gözümün önünden gitmez:
Babam abdest almak için kollarını sıvadığında, her namaz vaktinde odamıza uğrar ve tebessüm ederek derdi ki; “Kafir ile mü’min arasındaki fark namazdır.”
Böyle böyle namaz, benim ayrılmaz bir parçam oldu. O kadar ki, namazsız bir hayat benim için yok hükmünde!..
Her konuda her şeyde olumlu olmak harikadır.
Rabbimiz bizleri ve neslimizi namaz kılanlardan eylesin!
Veysel karani hazretlerini bir gün annesi sorar? Oğlum bütün gece hiç uyumadan nasıl yapabiliyorsun? Buna nasıl dayanıyorsun?”
Cevap verdi:
“Ey güzel annem!
İbâdetimi özene bezene yapıyorum.
Kalbim huşû ile öyle genişliyor ki, yorulmak nedir bilmediğim gibi, yeryüzü ve her türlü bedenî hislerle alâkam kesiliyor.
Bir de bakıyorum ki, sabah oluvermiş!..”
“Nedir bu huşû hâli ey Üveys?”
“Huşû, bir bedene mızrak saplansa, canın haberi olmayışıdır.”
Rabbim nasiplenenlerden eylesin bizi amin

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır