İmansızı yalanlayan deliller

Biz Tabiatçı vatandaşların da uyanmaları için dua ederiz. Fakat müslüman geçinip namazı ve diğer ibadetleri terk eden tabiatçılara uyanları, o dertten kurtulma gayretinde olanlara, bu yazı çok faydalı olur inşaAllah.

Hadisi Şerifte: “Men arefe nefsehu, fekad arefe Rabbehu.” Yani kendini tanıyabilen Allah’ını da tanır buyurmaktadır. Fotoğrafa veya aynaya bakmakla kendini tanımak değil. Belki insan vücudunun her tarafında, var olan inceliklerini görebilen kimse Allahın varlığını inkâr etmesi mümkün değildir.

İnsanın ayaklarının hemen üstünde menteşeler olmasaydı, dizlerinde menteşeler olmasaydı, kalçalarında menteşeler olmasaydı, nasıl yürürdü? Adımlarını nasıl atardı? İnsanın eli üstünde, dirseğinde, kolun son kısmında menteşeler olmasaydı, odun gibi hareketsiz bir insandan başka bir şey olamazdı, değil mi? Baş parmağımız olmasaydı, her parmağımızda üçer adet menteşe olmasaydı: kalemi, çapayı, çekici, baltayı, orağı, hatta kapıyı açmak için kapı kolunu bile tutup kapıyı açamazdık. Yani hiç bir şeyi tutamazdık değil mi?

Herhangi tarafa bakmamız icap ettiği zaman, komple vücudunu çevirmemek için boynumuza da Allah menteşeler takmış. Hatta sağa sola bakmak için, başımızı çevirmemek için, gözlerimize dahi menteşe koymuş, değil mi? Biz bunlara ne diyeceğiz? Bunlar kendi kendine oldular mı diyeceğiz? Allahın varlığına inanıp, bu işleri uzaktan kumanda ile yapan bir kudret sahibi mi yaptı diyeceğiz? Yoksa haşa ve kella tabiatçıların dedikleri gibi yok öyle bir kudret yok bütün bu işler kendi kendine oldu mu diyeceğiz?

“Bir iğne kendi kendine olmazken, bir harf yazmadan yazılmazken.” Nasıl olur da yaratılan her şey birer mucize olduğu halde, kendi kendine oldu mu diyeceğiz, siz söyleyin? Sizden soruyorum? Ne sebepten elin ve kolun üzerinde olan ufak tefek herhangi şeyden, rahatsız olmazlar da dil ufak bir kılın varlığını his eder ve bir an önce onun çekilmesi için, insanı uyarır? Dilin özel aklı olmadığı halde anlar. Çünkü dil yolundan geçen mideye gidip insana fayda ve zararlı olan şeyleri hissedip; faydalıları içeri alıp zararlı şeylerin yüzlerine tükürerek dışarı atar. Dile bu kumandayı Allah’tan başka kim yaptırabilir ki? Tabiatçıların kulakları çınlasın!

Görme ve işitme işini yapan göz ile kulakları Allah bütün canlı varlıklara ikişer adet vermiş; bilhassa biz insanlara. Neden ikişer tane vermiş? Çünkü insanların onlara çok ihtiyaçları vardır. Hem daha net görmek ve işitmek için, hem de Allah korusun her hangi kaza neticesinde bir taneyi kaybetsek te ötekisi ile idare ederiz de ondan. Her ne kadar Allah gözü insanın alnında koymamış, kemikler ile çevrilip her iki gözün kederlenmemesi için Allah onların ikisini de çukurda yerleştirmiş. İnsanın gözüne yumruk atsan, gözün çevresi morarsa da göz kurtulur. Allah yemek yerken rahat nefes almak için insana iki delikli burun vermiş. O olmasaydı yemek yerken nasıl nefes alırdık, bunları inek düşünmez şükretmek için bizde mi düşünmeyelim? İşte görün Allah’ımıza ne kadar şükretmemiz lazım. Ey insan günde tek bir saatini alan namazını terk etme ha!

Dişleri tek bir kemikten yapmamış. 32 parça kemikten yapmış. Çünkü Allah bilmiştir ki, biz temizliğe dikkatli olamayız. Temiz tutabilsek çürümezler ama mealesef. Onlarda tek bir tanesi çürüse onu atıp ötekiler ile idare ederiz de ondan tek kemikten yaratmamış.

Düşünün kılcal damarlarla birlikte 130.000 kilometre damar bu insanın vücudunda var, Allah Allah. Bunu hangi akılsız, kör sağır tabiat Yaptı? İnsanın vücudunun tuğlaları hücrelerdir. 60-100 trilyon hücreden yapılmış bir mucize varlık bu insan. Her saniyede vücudumuzdan 50 milyon hücre ölüyor başkası yerine geliyor. Bir m.m kareye 5 milyon al yuvar 250 bin trombosit ve 10 bin ak yuvar sığabiliyor. Avrupa profesörlerinden biri diyor ki: Bir hücre 4 mikrondur, bir başka Prof 5 mikrondur diyor. Madem ki bir m.m.1000 mikrondan oluşuyor. Biz 4 mikronu bırakıp 5 mikronu aldık mı; m.m nin uzunluğunda 200 hücre olduğunu görürüz. m.m enine de 200 hücre ile çarptık mı 200×200=40.000 hücre olduğunu görürüz. m.m. küp çıkarmak için yukarı doğruya da olan 200×40.000 çarptık mı 8.000.000 eder. Yani 1 m.m karede 8 milyon hücre olduğunu görürüz . Evet, bu insan böyle bir mu’cize varlık. Allah insanı 50 c.m uzun yapmamış 5 metrede yapmamış . Normal bir ölçü olan 160- 200 c.m. civarında yapmış.

Evet insanın vücudunun tuğlaları olan hücrelerde ne var sorarsanız? Evet bir hücrede bir milyon protein 8.000 aded amino asit beş element ve 40.000 atom mevcut. Gene o hücrede 25.000 adet DNA molekülü mevcut. Evet DNA moleküllere hizmetkâr olarak RNA molekülleri verilmiş. İşte ilim adamlarının tespitlerine göre bu iki molekülün vücudumuzda yaptıkları işleri kaleme alınabilsek? 1.000 cilt kitap her cilt biner sahife olması lazım diyorlar. Gene Avrupa Profesörlerin tespitlerine göre: Matematik ilminde mademki rastgele olma ihtimali de var. O zaman 1 milyon proteinden tek bir tanesi rastgele bir yerde yer alması için, bir numara önünde 243 sıfır koymak lazımdırr. Yani her hücreyi tam kendi yerine Allah koymuş. Siz söyleyin bu işlerin neresinde tabiatçıların dediği gibi tesadüf var.

Muhterem kardeşlerim bu yazıdan dersimizi noksansız almalıyız ve sağlam bir imanla Allah’ımıza inanıp ibadet yapmalıyız. İmanımıza kapsamlı daha çok deliller ilave etmek için Risale-i Nur eserlerini gece gün okumalıyız.

Abdülkadir Haktanır