İnsanı Nasıl Bir Hayat Beklediğini Görelim?

Muhterem kardeşlerim! Bu dünyada biz insanlar kadar kıymetli bir varlık olmadığını düşündüğümüz zaman çok memnun olmamız lazım. Madem bir iğne kendi kendine olmaz. Bir harf yazmadan yazılmaz. Nasıl olur kâinatta mevcut sayısız sanat eserleri kendi kendine olsun. Bunları ciddi inceleyip onlardan ders aldıktan sonra, o mu’cize san’at eserleri kendi kendine olmadıklarının kararına varır. Bunun neticesinde kendisinin de yaratıcısını bulmuş olur. Ondan sonra kendisini yoktan var eden Allah’ına şükrünü artırmaya başlar. Ne mutlu ona ki sağlam imanın neticesi olan Allaha karşı borçlu olan ibadeti yerine getirmeye ciddi çalışır ve vaktimizden yalınız % 4 civarında, ana ibadetimiz olan namaz için yalınız o kadar vaktimizi alır. Ondan sonra dikkatle namaz kılmaya gayret eder, öteki farzları da ona ekler. Böylece kendimizi her an Allahın huzurunda olduğumuzu idrâk ederek, o sonsuz hayatta, Cehennem gibi müthiş bir azaptan kurtulup, kâmil iman sahibine Allahın cennette va’d ettiği o ebedi bir mutluluğa insanı mazhar eder. O mutluluk, öyle bir mutluluktur ki , tariften aciz olduğumuz kabul etmeye mecburuz.

Şimdi insan bu yalan dünyada ebedi bir hayat ne olduğunu bilemez. Bu  ebedi mutluluğu tarif etmek icap ederse, ona bir misalle şöyle tarif edebiliriz: Işık saniyede 300.000 k.m hızla gidiyor. Güneşin ışığı bize 8 dakikada geliyor. Güneşle aramızda 148.000.000 k.m varmış. Dakikası bu kadar olursa? Saati, günü, haftası, ayı, yılı, ne kadar olur? Ağırlık kilo ile, uzunluk metre ile, deniz yüzü mil ile, vücut sıcaklığı termometre ile, hava boşluğu da ışık yılı ile ölçülür . Her ne kadar tahmin ile konuşuyorlar fakat, Bazı ilim adamları Hava boşluğu 300.000.000 ışık yılı diyor. Bazıları de 2 milyar ışık yılı diyor. Biz milyarları değil milyon ışık yılını ele alalım:

Bu hava boşluğunu buğday taneleri ile doldursak o buğdaylardan bir tavuk günde değil haftada ayda değil; senede bir tane bu buğdaydan alsa? Acaba buğday tanelerimi önce biter yoksa insana va’d edilen ebedi hayat mı biter? Kardeşler buğday taneli bitmesi için o uzun müddeti belki rakamlar almaz, alma O ebedi hayat hiçbir zaman bitmez. Evet benim Allaha iman eden kardeşlerim! O tavuk o buğday tanelerini bitirmesi için, trilyonlardan, katrilyon seneden fazla yıl süreden fazla olsa bile, gelir gün buğday taneleri biter. Fakat Mü’mine va’d edilen cennette ki  o ebedi hayat hiçbir zaman bitmez, onun sonu yoktur. Cennetin mutluluğunu yaşa babam yaşa.  Orada insanı rahatsız edecek en ufak bir hal bulunmadığı bir yerdir orası. Uyku yok tuvalet yok, uzakta bir ağacın meyveleri hoşuna gitse onu almak için, oraya gitmek yok. El işareti ile onu yanına çağırırsın, oda hemen gelir. Sen yiyebildiğin meyveleri ağaçtan koparır koparmaz, yerlerine başka meyveler bitişir. Senin hanımın orada huri kızlarından daha güzel olacak , huri kızları ve hizmetçiler yüzlerce binlerce. Oradaki hareket “Ruh hiffetinde (hafifliğinde) ve kuvvetinde,  hayal sür’atında.” Orada aynı anda çok yerde bulunmak var.

Fakat unutmayalım ki imansızlar için cehennem hayatı da hiçbir zaman bitmez. Günahkarları günahlarını Allah bağışlamaz ise günahlarını temizleyinceye kadar azap çekerler sonra cennete giderler. Cehennemin en hafif azabı ayağının altına ceviz kadar bir kor ateşi konulur, kafandaki beynin lok lok yaparak kaynar.  Kardeşler bu yazıdan dersimizi alıp  ona göre davranalım.

Evet biz yapıp ne yapıp nefis ve şeytana uymaya  kendimizi alıştırdığımız o günahlı hayattan bir an önce kurtarmalıyız. Çünkü: Allah korusun, cehennem  azabı bitmediğine göre. Ona göre davranalım. Evet sui zan dinimizde yasak ama, siz bana anlatın. İnsan böyle sonsuz mutlu bir hayata hem inanacak hem de Allahın emirleri olan ibadetlerini yapmayacak bu olabilir mi?. İnsan sonsuz bir cehennem azabına hem inanacak hem de durmadan günahlı hayata boğulacak O imkânsız görünen bir haldir o.

Evet pek muhterem erkek ve kız kardeşlerim! Yapıp ne yapıp o pişmanlık günü gelmeden günahlarımıza pişman olacağız ve vakit geçirmeden kesin karar vereceğiz ki Allahın emirlerini yerine getirmeye başlayacağız. Kendi kendimize diyeceğiz bundan sonra  katiyen, kesin olarak Allahın emirlerini yerine getirmeye gayret edeceğim.  Vakit geçtikten sonra insanın pişmanlığı insana fayda vermez vesselam.

Bu gün insanları aldatan: Ölü insan nasıl dirilir. Niye düşünmüyor? Pis bir damla sudan çıkan o hücreden insanı kim yaptı ise o diriltecek.  ”Kur’ani Kerimde Yasin-i şerif 79 ayetinde Allah Peygamberimize a.s.m.: (haşri inkâr edenlere) de Kim ilk defa insanı diriltip inşa etmiş ise o diriltecek. İnsan diyebiliyor ben kuvvetliyim. Yok kardeşler insanda kuvvet yok. Kuvvet Ruhta-canda dır o can çıktı mi insanı 24 saat evde tutmuyorlar seni bir çukura atarlar üzerine bir ton toprak atarlar, burada yaptığını orada bul hal dili ile derler. Orada ne para ne diploma ne başka mallar geçerli değil, Orada yalnız sevap geçerli. Can nasıl ve nereden çıkıyor? Bize açın kapıyı ben çıkacağım mı diyor? Hayır hayır, kapıyı pencereleri, hatta baca deliklerini de kapasanız çıkıyor. İkinci dirilişte Annenin karnında 9 ay tıpta “embriyon denen gelişme safhalardan geçmek artık  yok. aniden Allahın emri sana kalk dedi mi hemen o ruh gelip senin vücuduna girer 33 yaşında olarak diriliriz ve haydi yürü hayatının hesabını inceden inceye vermeye gitmeye mecburuz.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: