İslam Birliği Farzdır

İslam’ın dünyada hakim olabilmesi nasıl olacak? Bu enerji İslam’ın kendi içinde mevcuttur, tıpkı atomun içine yerleştirilmiş olan enerji gibi. İslam eğitimle, ilimle, medeniyetle mücehhezdir, yani noksanları tamamlanmış, lüzümlu olan her şeyle donatılmıştır, alt yapısı mevcuttur. Ulaşım vasıtaları, internet gibi şeylerle dünya köy hükmüne gelmiştir, Asya insanı artık bir Avrupa’lı gibi rahat, zengin, huzurlu ve güven içinde yaşamaya ihtiyaç duyuyor, bu büyük bir adım.

Gerçeklere gözümüzü kapayamayız, Asya’da sefalet, savaş, kan hüküm sürerken, Avrupa’da da insanlar gayet rahat ve güven içinde yaşıyorlar. Bu durum Asya insanın gıpta damarını harekete geçirdi, o seviyeye gelme isteğini kamçıladı, dahası muzdar kin harekete geçti, bu saatten sonra onu kimse durduramaz, gayeye ulaşılacaktır. İnsan fıtratında vardır, zengin çocuğunun yaşantısını gören fakir çocuğun daha fazla çalışıp onu geçtiği çok kereler vaki olmuştur. Asya ülkelerinin hepsi Müslüman’ların yaşadığı ülkelerdir, İslam birliği kurulup o birlikten kuvvet doğmalı.

Bediüzzaman “bu zamanın en büyük farz vazifesi İslam birliğidir” diyor. ABD, elli ayrı eyaleti birleştirip birleşik devlet kurdu, Avrupa, ikinci dünya savaşında birbirleriyle savaştı, Almanya ile İtalya birleşti tüm ülkelere savaş açtı, elli milyon insan öldü, ama bütün bunları bir kenara koyup Avrupa birliğini kurmayı başardılar. Bu coğrafya buna, bu birlikteliği çok daha müsait, şu zamanda zihinler aydınlanmış durumda, fikirler birleşmeli, bedenler birlikte hareket etmeli, medeniyet teşkil edilmeli.

Fıtratlar bozulmamış, yükümüz hafif, teşebbüs cesaretimiz var, başarıya susamış bir nesil var. Allah’ın dinini yaymak, bütün bunları gerçekleştirmek ve ilerleyebilmek için maddi terakki şart. Medeniyet arzusu, yenilik meyli bu çığırı açacak. Bizim ecdadımız medeniyete öncülük yapmış, bu bir bayrak yarışı şimdi sıra bizde. Avrupa medeniyeti çökmeye yüz tutmuş haldedir, sefahat çok yaygınlaşmış, uyuşturucu devlet eliyle satılır hale gelmiştir, gayrı meşru ilişki ve bundan meydana gelen nesil Avrupa’nın sonunu getirdi. Çalıştıkları sefahetlerine yetmiyor, başka yollar arıyorlar, kurtlanmış bir ağaç gibiler, dışarıdan sağlam görünselerde içten içe çökmüş durumdalar.

Avrupa Asya’ya nispeten soğuk bir ülke, bu ülkenin insanının mizacı, her şeyi geç alıp geç bırakır, meskenleri dar nüfusları fazladır. Coğrafyaların işleyişine baktığımızda, geniş bölgelerde yaşayan insanlar tarım ve hayvancılık yaparken, müsait yeri olmayanlar ticaret ve sanatla meşgul oluyorlar. Avrupa, denizlerden ve nehirlerden çok iyi istifade ediyor, madeni, bilhassa demir madenini çok iyi değerlendirdi. İngiltere’de başlayan sanayii inkilabından tüm Avrupa ülkeleri istifade etti, coğrafi keşifler yapıldı, İspanyol Kristof Kolomb Amerika kıtasını keşf etti, sömürgeler buldular oralardaki madenleri ülkelerine taşıdılar. Mevsimler, gece ve gündüzler nasıl coğrafyada yer değiştiriyor aynen öylede, kış olan yer yerini yaza, gece olan yer yerini gündüze bıraktığı gibi Asya’daki gece ve kış yerini Avrupa’ya, Avrupa’daki gündüz ve yaz yerini Asya’ya bırakacak.

Avrupa bütün avantajlarını kaybetmiş durumda, yer altı ve yer üstü zenginliklerini tüketmiş durumda, bizde bu zenginlikler bakir olarak duruyor. Matbaa ve iletişimin yaygın hale gelmesi globolizmi getirdi, dünyada bütün insanlar bir meclisin azası durumuna geldiler, onların yükü ağır, yükü ağır olan çabuk yorulur. Asya’nın bahtını açacak olan İslamiyeti inkişaf ettirecek meşrutiyettir, parlamenter sistemdir, cumhuriyettir, hürriyetlerin kazanımıdır bütün bunlar şeriatın ölçüsünde kalmak şartıyla olmalı.

Medeniyetin özü dinde zaten var, hırsızlamışlar, adını değiştirmişler kullanıyorlar. Avrupanın işsizlik fonu dediği şey, İslamın tam anlamıyla yaşandığı dönemlerde vardı, zekat devlet eliyle toplanır, ihtiyaç sahiplerine taksim edilirdi. Tarih şahittir, İslam beldelerinde zekat verecek kimse bulamadılar, fakirlik söz konusu bile değildi. Kuranı Kerim “onlar işlerini kendi aralarında halleder” buyuruyor, “meşvereti esas alın” diyor. İslam’da her şey en güzel haliyle var, başka reçete aramaya lüzum yok. İlahi yardım ve tevfik ile onları fersah fersah geçeceğiz, Allahın yardımı gelecek, hiç şüpheniz olmasın.

Çetin Kılıç

Kaynak Şadi Eren muhakemat dersleri.