İtikaf, göz ve gönül aynasını temizler

KALEMDER Kurucusu Ahmed Kalkan Hoca ile itikâfı konuştuk: “Toplumdaki şerleri değiştirmek niyetiyle kendimizi yetiştirip ıslah için hadi itikafa” dedi.

Hocam, sizinle unutulmuştan ziyade unutturulmuş önemli bir sünnet olan itikâf hakkında konuşmak istiyorum. Nedir itikâf, nerede ve nasıl yapılır?

İtikâf kelimesinin kökü olan “a-k-f”, “bir şeye yapışmak, tutunmak, ondan ayrılmamak, kendini bir şeye vermek, vakfetmek, bir şeyle meşgul olmak, vaktini onunla doldurmak, bir şey içinde sürekli kalmak, bir yerde inzivâya çekilmek” mânâlarına gelmektedir. İtikâfın terim anlamı ise, “Bir mescid veya o hükümdeki yerde ibâdet için özel şekilde beklemek ve bulunmak”, “Ramazan ayı içinde ve bazen diğer zamanlarda da günler ve geceler boyu bir câmiye veya mescide kapanarak zarûrî olmayan bütün dünyevî faâliyetlerden uzak bir şekilde kendisini tamamen ibâdete ve tefekküre hasretmek” demektir. İtikâf yapana “mu’tekif” denir. İtikâf; mü’minlerin Allah için her şeylerini fedâ edebilecek bir bilinç kuşanmak maksadı ile, belirli bir süre, özellikle Ramazan ayının son on günü içerisinde, kendilerini ibâdete kapatmaları demektir. Rasûlullah, hiçbir Ramazan ayında bu ibadeti terk etmez, Ramazan’ın son on gününde itikâfa çekilirdi.

İTİKÂFI İHYÂ ETMENİN ÇOK BÜYÜK ECRİ VAR

Ramazan ayı, itikâf mevsimi olduğu ve her Ramazan’da Peygamberimiz’in itikâfı hiç terk etmediği halde; bugün “müslümanım” diyen kalabalıklar itikâfın adını bile telaffuz etmekte zorlanır. Faydasız nice konuların yön verdiği gündeminde itikâfın hiç yeri olmadığından, belki ilk defa sizden duymuş oluyordur bu kelimeyi. Bırakın dâvâsı İslâm olmayan sıradan vatandaşları, câmi cemaatine anket yapılsa, “itikâf nedir?” diye, bilenler çok az çıkacak, onlar içinde de uygulayanlar hemen hiç bulunmayacaktır. Böyle bir zaman diliminde itikâfı ihyâ etmenin çok büyük ecri vardır.

Anlaşıldığı şekliyle, camiilerde oluyor itikâf. Evimizden, çoluk-çocuğumuzdan, işimizden, alışkanlıklarımızdan uzaklaşacağız itikâfta? Ne amaçlanıyor bu ibâdetle?

Tabii, her şeyden önce Allah’ın rızası amaçlanıyor. Önce, Allah istedi diye ibadet ederiz. Fayda ve hikmetleri geri plandadır. Bununla birlikte, kısaca hikmetlerini sayabiliriz: İtikâf, mü’min için, özellikle dâvetçi için mânevî azıktır. Sporcular, önemli maç öncesi hazırlık için kampa alınır, enerji depolar ve dış dünya ile ilgi ve ilişkilerini koparır; tebliğci bir mü’min açısından da içindeki ve çevresindeki düşmanlara karşı yapacağı mücâdele için kampa çekilmedir.

Koruyucu hekimliktir, chek-up yaptırmak, tedâvi olmaktır itikâf. Her gün yarım saat, bir saat olsun tefekkür, zikir, yatakta da olsa ölüm ve şehâdet râbıtası yapmak, itikâf rûhunun insana kazandırdığı lezzetli gıdâlardır. İtikâf, insanı Rabbiyle ve kendisiyle barıştıran bir ibadettir.

Modern insan, Rabbini unuttuğu için Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu (59/Haşr, 19) günahkâr yapı arz etmektedir. İtikâf gibi ibâdetlerle Rabbine dönmeli ki kendine dönmüş, kendini bulmuş olsun. İnsan, kendine bakmasını bilmeli, alıcılarını ıslah edip parlatmalı ki; kendini ve çevresini objektif ve sâlim olarak gözlemleyebilsin; alıcı sağlam değilse, vericilerden gelen etkilerin doğru algılanması mümkün değildir çünkü. Günahlarla kirlenmiş/hastalanmış gözünü, gönlünü, beynini temizleyip tedâvi ederek sağlığına ve uzaklaştığı fıtratına yeniden kavuşmalı ki; tanım, yorum, bakış ve değerlendirmeleri doğru yapabilsin; işte itikâf bunu sağlar. Göz ve gönül aynasını berraklaştırır, paslarını siler, temizler itikâf.

BİN AYDAN HAYIRLI OLAN GECE

Gecelerin en önemlisi olan Kadir gecesini itikâfla geçirmeli, diyorsunuz. Peki,  Kadir gecesinin bin aydan hayırlı olmasının bizim açımızdan önemini anlatır mısınız?

Ramazan ayının değerli oluşu, insanlığı kurtaracak mesajın bu ayda indirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kadr sûresi, üçüncü âyette ifade edildiği gibi; Kur’an’ın indirildiği gece bin aydan, yani otuz bin günden hayırlı olduğuna göre, Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya ayrılan bir gün de, otuz bin günden daha hayırlı olacağı değerlendirilmelidir.

Her gün ve gece Kur’an’a uygun olarak ihyâ edilmelidir. Kur’an’ı indiriliş gayesine uygun olarak okuyup hükümlerini ferdî olarak itikadî, ibâdî, ahlâkî ve ekonomik bütün yönleriyle yaşarsak, sosyal ve siyasal hayata hâkim kılıp tatbik ettirme çabasında bulunursak, yani vahyi gönlümüze ve yaşayışımıza indirirsek, o zaman biz de otuz bin insandan daha hayırlı oluruz, böyle yaşadığımız gün ve geceler de otuz bin gün ve geceden daha üstün olur.

Değeri Kur’an’dan kaynaklanan Ramazan, Kur’an’dan daha çok önemsenirken, Kur’an ihmal edilmiştir. Kur’an’ın indiriliş amacına uygun yaşadığımız gün ve gece bizim için Kadir gecesi, böyle yaşadığımız ay bizim için diğer aylardan çok üstün Ramazan’dır. Yoksa rahmet çeşmesinin büyüklüğü, ondan yararlanmasını bilmeyen, susuzluğunu gidermek için su kabını veya ağzını çeşmenin altına yerleştir(e)meyen kimseler için hiçbir şey ifade etmez.

İTİKAFIN CAMİDE YAPILMASI ŞART MI?

İtikâf, niye câmide yapılıyor ve niye Ramazan ayında icrâ ediliyor?

İtikâf, kâmil anlamda kalabalık câmilerde ve Ramazan ayında, özellikle son on gününde yapılır. İtikâf, câmiden kopa(rıla)n insanımızın Allah’ın eviyle tekrar kucaklaşması, Ramazan’ın rûhu olan ibâdeti her âna yaymanın prototipidir.

“Mekân” önemlidir; bulunulan yer, insanı etkileyen ciddî bir unsurdur. Bir sefâhet mekânı, ya da çokça haramlar işlenen yer ile Mescid-i Haram’ı mukayese edince; insanın inanç, düşünce ve davranış yönleriyle nasıl farklı mekânlarda çok farklı etkiler altında olacağı daha iyi anlaşılır. İnsanın Kâbe’nin kapısına yüzünü dayayıp Allah için gözyaşı dökenlerin arasındaki duygusuyla Taksim’de fingirdeyenlerin arasındaki duyguları aynı olmaz elbet.

İşte itikâfın, Allah’ın evi kabul edilen câmilerde yapılması, insana kazandıracağı olumlu açılımlar yönünden değerlendirilmelidir. İnsan üzerinde büyük etkisi olan unsurlardan biri de “zaman”dır. İtikâfın herhangi bir zaman diliminde yapılmasının câiz olmasıyla birlikte, kâmil anlamda Ramazan’da ve özellikle de Kadir gecesinin bulunduğu tahmin edilen bu kutlu ayın son on gününde olması boşuna değildir.

İTİKAFIN KAZANDIRDIKLARI

Biraz da itikâfın, insana kazandırdıklarından bahseder misiniz…

İtikâfta temel ibâdetlerin tamamına yakını mevcuttur. Ana/doğurgan bir ibâdettir itikâf. Her çeşit ibâdetin fayda ve hikmetleri, tümüyle ve en kâmil şekliyle itikâfta vardır. İtikâfla, nefis terbiye ve tezkiye edilip sabır zırhına bürünülerek cihada hazırlanılmış olur. İhmal edilen gönlün tâmiri, bakımı, tedâvisidir; gönül aküsünün şarz edilmesidir itikâf rûhu. Zühd, takvâ, ihlâs, huşû ile edâ edilip zevk alınan ibâdet, mânevî haz gibi konularda derinleşmektir. Muhâsebe ve olgunluğa tırmanıştır itikâf.

Yılda en az bir defa, Ramazan ayında itikâfa girmek, Peygamberimizin unutulan önemli bir sünnetini ihyâ etmektir. İtikâftaki Allah’a adanmışlık rûhunu ve işe kendimizden başlamamız gerektiği bilincini her an canlı tutmak, müslümanca yaşayıp müslümanca ölmek için mecbûrî istikametimizdir. Toplumdaki şerleri değiştirmek niyetiyle kendimizi yetiştirip ıslah için haydi itikâfa!

Yeni Akit

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: