Kabir Hayatı

Eğer desen : Bir insanın cesedi yakılarak, onun külü de havaya savrulursa, kabir hayatı onda nasıl tasavvur edilebilir ?

Sana denilir ki: Ehl-i Sünnet Vel Cemaat yanında, hayat için (kabir hayatı) bünye şart değildir. (Yâni cesed). Ruhun bazı zerrelerle taallûku mümkündür, yeterlidir.

Eğer desen: Kabir azabı nasıl tasavvur edilebilir ki, bir cenazenin göğsüne bir yumurta konulsa, günlerce kalsa, hiç bir hareket hissedilmezken, ona kabir hayatı ve kabir azâbı nasıl olur ?

Cevaben sana denilir ki: Mevkiinde delil ve bürhanla isbat edilmiş olan ve hattâ vücudu İlâhi  Muhakkikler yanında kat’i bulunan  Âlem-i Misal vardır. Bu âlemin hâsiyeti ise, cismani vücudları olmayan ma’naları cesedler hâline, a’razları cevherlere, mütegayyir şey ve hâdiseleri de sâbit hâle tahvil eylemektir.

İşte âlem-i şehadetten bu âleme bakan gözler ise; sâdık rü’yalar, keşf-i sâdık ve şeffaf cisimlerdir. Evet şeffaf cisimler onun varlığını telvih ediyorlar. Hal böyle olunca, Berzah Âlemi, kendisinin bir timsali olan Misal Âlemi’nden daha çok sâbittir. Misal Âlemi’nin gölgesi ise, rü’ya âlemidir. Ve bunlar, o şeffaf cisimlere âyine gibi naziredir.

İşte eğer bunu anladınsa; rü’ya âlemine bak ve senin yanında uyumakta olan bir şahsı mülâhaza eyle!  Bu şahıs cismi i’tibariyle sâkin ve sâkittir.  Halbuki, o kendi âleminde harb ve darblarla meşguldür!  Yaralanıyor, yılan onu sokuyor ve kendisi o âlemde acılar çekiyor. Mümkin olabilseydi de onun âlemine girebilseydin ve ona diyebilseydin: “Arkadaş! Telâş etme, öfkelenme! Çünki senin bu hâlin hakikat değildir, rü’yadır. “Ve bin yemin dahi etseydin  yine sana inanmayacak ve diyecek ki: “Şu ağrı ve acılarım beni acıtıyor… Şu yaram işte göz önündedir. Görmüyor musun, şu elindeki kılınç ile bana vuranı… ve şu bana  hücum eden yılanı! ”  diyecektir.

Evet, şehadet âlemindeki omuz ağrısının yahut başın nezlesinin ma’naları, rü’yada tecessüm ediyor ve başının nezlesi onu yaralayan bir kılınç oluyor. Zira netice birdir. (Yâni, elem vermektir). Hem kalbini ta’ciz eden bir hıyanetin tasavvuru mânen bir yılan libasında ona görünüyor. Çünki ikisinin de elemi birdir.

İşte âlem-i misalin gölgesinde bunları gördüğün halde, acaba çok derecelerle daha sabit bir hakikat ve bizden çok uzak olan âlem-i berzahı tasdik etmeyecek misin ? 

Tercüme-i İşârat-ül İ’caz Mütercimi: Abdulkadir Badıllı

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: