Kanada’daki Kelly Kelime-i Şehadet Getirdi

Esselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Berekatühü Ebeden Daima

Aziz Muhterem Abeylerimiz Ve Kardeşlerimiz

Kanada’nın en büyük şehri Toronto’dan selam eder, dualarınızı bekleriz.

’’Müslümanlığı islamiyeti hiçbir zorlama olmadan, bütün kalbimle kabul ediyorum..bu kitapların ve islamiyetin kurtuluşum olacagına inanıyor kalbimle tasdik ediyorum’’

Bu sözler, eski ismi KELLY olan ve geçen günlerde Risale-i Nur vasıtasıyla Müslüman olarak yeni ismi ile İBRAHİM SAİD olarak yeniden doğan aramıza katılan Katolik bir hristiyana ait.

Sözlerimize başlamadan önce Risale-i Nurun her yerde her ortamda hizmetini yaptığını yapmaya devam ettiğini ve kıyamete kadar devam edeceğini Üstadımız Bediüzzaman’ın buyurduğu gibi ‘’biz risale-i nurun okunduğu yerde manen hazır gibiyiz’’sözleri aklımıza geliyor. Cemaatimizin şahsı manevisi devam ettikçe ve Risale-i Nur okundukça hatta dünyada Risale-i  Nur okuyan bir kişi bile kalsa her yerin nurlanacağını küfre karşı galip geleceğini tahattur etmiş bulunuyoruz.

Geçtiğimiz günlerde İngilizce kursundan sınıf arkadaşımız olan KELLY yani yeni ismi İBRAHİM SAİD otobüsün arka koltuğunda yan yana oturuyorduk. O esnada münacat okuyordum. Birden aklıma neden sesli okumadığım geldi. Sesli okumaya başladım. Kendisi beni dinliyormuş. Ancak Türkçesinden okuyordum. Kitabın ortalarına geldiğimde okuduğum kitabın ne olduğunu sordu.

Gerek İngilizce gerek beden dili ile anlaşabilir bir şekilde kainatdan üstadımızın verdiği temsillerden anlatmaya çalıştım. Kendisinin ana dili Fransızca. İngilizcesi pek iyi değil. O yüzden kursa geliyor. Fakat konuştuğumuz her şeyi anladığını söyledi ve İsa a.s. hakkında soru sordu bir müslümandan İsa a.s.’ı duymak istediğini söyledi.

Risale-i  Nurda geçen İsa a.s.’ın ‘’artık sizinle fazla söyleşmem ben gidiyorum alemin reisi gelsin dediğini’’ peygamberimizin İsa a.s.’ dan övgü ile bahsettiğini Kuranı Kerimin İsa a.s. dan övgü ile bahsettiğini anlattım. Bir anda gözleri dolmaya başladı gerçekten bende duygulanmıştım çünkü karşımdaki Katolik bir hristiyandı, bu sözleri duyunca neredeyse gözlerinden yaş gelecekti.

İsa a.s. ‘ın peygamber olduğunu mesaj getirdiğini kesinlikle yaratıcının doğurup doğurulmadığını, tek olduğunu şeriki olmadığını, hiçbir sanatkarın sanatına benzemediğini, bu konuların hepsinin Kuranı Kerimde yazılı olduğunu Risale-i Nur okuduğu zaman bunları anlayabileceğini söyledim. Kendisi kiliselerde İsa a.s. ‘ dan hep baba oğul gibi şeylerden bahsedildiğini, hep aynı şeylerden bahsedildiğini, böyle şeyleri hiç duymadığını söyledi

Orada anladım ki içinde İslamiyete zaten bir ışık vardı. Yanımda bulunan İngilizce 23.söz ü verdim, hem İngilizceyi daha iyi öğrenirsin okudukça, hem de konuştuklarımızı bu kitaplarda bulabileceğini söyledim. Kendisine hediye ettim. Hemen bildiği kelimelere bakmaya başladı. Hiç konuşmuyordu bende okumama devam ettim. Aradan 10 dk gibi bir vakit geçmişti kendisinin Müslüman olmak istediğini söyledi.

Şaşırmıştım çok heyecanlanmıştım. Bundan emin olup olmadığını sordum. Tekrar ile emin olduğunu söyledi. Hemen orada kelime-i şehadet getirdi.

Ertesi gün beraberce buradaki Ehli Sünnet camilerinden biri olan Medine Camii’ne gittik. Orada, temel İslami hükümlerin kendisine tam ve net bir şekilde anlatılması için, İbrahim Said ile ayni dili konuşan birkaç Müslüman kardeşimiz ile görüştük ve sonrasında beraberce abdest alarak namaza hazırlandık. Bu onun ilk namazıydı. (Allah, daha nicelerini ihlas ve sıdk ile eda etmesini ve etmemizi nasip ve müyesser eylesin, amin.)

Namazdan sonra cami imamı gelerek, cemaatin önünde Müslümanlığını ilan etmesinin çok münasip olacağını söyledi. Akşam namazını müteakiben, yaklaşık yüz müslümanın önünde önce Arapça, sonra İngilizce ve Fransızca olarak Kelime-i Şehadet getirdi, imanın ve İslam’ın şartlarını sayarak kabul ve tasdik ettiğini ilan etti.

Bu an ve sonrası, kelimelerle ifade edemeyeceğimiz bir güzellikte idi, bütün cemaatin yeni kardeşlerini tebrikleri, musafahaları ve verdikleri hediyelerle geçen hem kısa, hem uzun ve sürurlu bir zamandı.

Elhamdulillah, İbrahim Said İslam’ın düsturlarını yavaş yavaş öğreniyor ve Risale-i Nur derslerimize geliyor ve hatta onun vesilesiyle (dersleri kendi dilinde ona açıklaması için) bir Arap Müslüman da derslere iştirak ediyor. Ancak şu da var ki, Birinci Söz’den yapılan geldikleri ilk dersten sonra, buraya yeni müslümana bir nevi tercümanlık için gelmesine rağmen asıl kendisinin bu derse ihtiyacı olduğunu farkettiğini söylemişti.

Bundan başka, pek Türkçe bilmediği halde bizimle oturarak okuduğumuz dersi Rusça takip eden bir Tatar ağabeyimiz de medresemizde derslere düzenli olarak devam ediyor. Bir keresinde kendisine dersi anlayıp anlamadığını sorduğumuzda cevaben, çok istifade ettiğini ve hatta geldiği ülkenin Risaleler ile uğraşmasının sebebini daha iyi anladığını söylemişti.

Bu arada, derslerimizden bahsetmemiz gerekirse, medresemizde haftanın üç günü talebe dersi oluyor ve gelenlere temel din bilgileri ve Kur’an-i Kerim’den sureler öğretilip, Risale-i Nur okunuyor. Haftanın iki günü cemaat dersleri devam ediyor.

Netice-i kelam, Elhamdulillah, Risale-i Nur her yerde hizmetini yapıyor.
Çok selam eder, dualarınızı bekleriz.

Kanada-Toronto Nur Talebeleri

www.NurNet.org