Kelam ve Manalar

Bir kelamda birden fazla hüküm olabilir. Peygamber Efendimiz (sav) iki parmağını birleştirerek “ben ve kıyamet böyleyiz” buyurmuş. Bundan murat “ben ve kıyamet çok yakınız” diyenler olduğu gibi, “benle kıyamet arasında başka Peygamber yoktur” diyenler de çıkmıştır. İlim noktasında mertebe farkı olduğu için yorumlarda farklılık olabiliyor. Hastalık yoktur hasta vardır, her hastanın durumuna göre şartlar farklılık arz edebilir, aynı hastalıkta bile verilecek ilaç miktarı hastanın yaşına göre değiştiği gibi fıkıhda da farklı farklı fetvalar veriliyor.

Örneğin su içmek gibi. Yeni ameliyat olan biri için su içmek ölümüne sebep olacağı için haramdır, susuzluktan ölmek üzere olan birinin su içmesi farzdır, normal gün içerisinde sağlıklı birinin su içmesi durumana göre sünnet veya müstehap olabilir. İmam Şafi ve imam Hanefi, abdesti bozan şeyler hakkında farklı fetvalar vermişler. İmam Şafi kadına dokunmak abdesti bozar derken, İmam Hanefi bozmaş diye fetva vermiştir. Bir kelamı doğru yorumlamak için bazen zamana ve zemine yolculuk yapılmalı. “İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer elif elif diye.” Karacaoğlan’ın bu şiirinde geçen İncecik, bir sıfat gibi algılanabilir, ama zamana ve zemine gittiğimizde bambaşka bir mana ile karşılaşıyoruz.

Karacaoğlan Elbistan’ın İncecik köyünden bir kıza aşık olmuş ve oraları terk edememiş, kış gelince İncecik köyünden gelen kar tozlarında Elif seslerini işitmiş. Bazen kelamın içinde hiç geçmeyen manalar çıkar, Kuranı Kerim’de cennet ve cehennem ehlinin birbirleriyle konuştukları anlatılır, biz biliyoruz ki cennet ve cehennem bir birilerinden çok uzaktır, buradan “mesafenin uzak olması sesin duyulmasına engel değildir”, diye mana çıkarılmış ve teknolojik buluşlar gerçekleştirilmiş.

Sefil ve süfli emellerine yenik düşüp, İlla farklı olacam deyip kafasına göre, görmek istediği gibi fetva verenler var. Taraftarlık hissi, vehmine delil arayan, başkasını noksan kendini üstün göstermek isteyen, nefsinden fetva alanlar maalesef günümüzde boy gösteriyorlar. Suyun rengi içindeki kabın rengini alır, iç dünyalarının rengini suya yüklüyorlar. Meslek meşrep ve hevalarına uyup keyiflerine göre fetva vermekten kaçınmayan bu bulanık fikirliler kafaları bulandırıyor, bunlara itibar edilmemeli. Geçmişte olmayan günümüzde mevcut olan hayat sigortası, tüp bebek, organ bağışı gibi konuların bu günün alimleri tarafından elbette hükümleri verilmelidir.

Çetin Kılıç

Kaynak Şadi Eren, muhakemat dersleri.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: