Kimler Yok ki Orada

Evet, kimler yok ki orada! Gönülden sevdiğimiz anne, baba ve kardeşlerimiz. Ninnilerini dinlediğimiz nur yüzlü nineler… Sakalını okşadığımız beli bükük ihtiyarlar…

Nice büyük insanlar, veliler, peygamberler ve en önemlisi, iki cihan güneşi Efendimiz (s.a.v.) hep orada… Sevdiklerimizle dolu olan bu âleme geçmek için, bir başka doğuş olan ölüm, tek çare… Şair: Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun. Ölümü de öldüren Rabbe, secdeler olsun. diyerek, sevinç çığlıkları atarken, bu gerçeği görmüş olsa gerek.

Ölümü bir müjde bilmek için, sıra bize gelmeden önce eksik kalan mânevî vazifelerimizi tamamlamamız gerekmiyor mu? Bunun için, önümüzde ne kadar olduğunu bilmediğimiz yıllar, aylar, belki de sadece saatler var.

Ömür dediğimiz bu sermayeyi değerlendirmek konusunda Peygamberler Peygamberinin mübarek bir sözüne kulak verirken, ölümün son olmadığını yine Ondan (s.a.v.) dinlemiş oluyoruz: Nasıl yaşıyorsanız, öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz, öyle de dirilirsiniz.

Selim Gündüzalp

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: