Kiracı

Mehmet Abidin Kartal

Bir bedel karşılığında herhangi bir menkul ya da gayrimenkul malın kullanım hakkını elde eden kiracıdır.

Evi olmayanların  bir evi belli bir bedel karşılığında kullananlar kiracıdır.

Kiraya veren, mal sahibine de,  kiralayan diyoruz.

İnsanlar dünyada kiracı olmak istemiyorlar. Hemen hemen herkes dünyada bir ev sahibi olmak için çalışır. Bunun için borçlanır, kredi, borç alır.

Ülkemizde insanları ev sahibi yapmak için sonu ‘…..evim’ ile biten birçok firma vardır.

Kiracı olmak zor iş, bir evi kiralayıp oturmak için emlakçı, kontrat, noter, peşinat, depozito, demirbaş tespiti, kefil engellerini aşmanız gerekir.

Geçen günlerde bir gazete ‘kiraya çalışıyoruz’ manşet haberiyle çıkıyordu.

Hane halkı bütçe araştırmasının 2019 yılı sonuçlarına göre; Türkiye genelinde hane halklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %24,1 ile konut ve kira harcamaları almaktadır.

Geçen günlerde bir gazete de ‘Kiralar şişiriliyor. Oturulacak ev bulunamıyor.’ Manşet haberiyle çıkıyordu.

Kiracı kiraladığı evin parasını ödediği sürece ev sahibinin istediği şartlar doğrultusunda, kira sözleşmesine  uyulduğunda oturma hakkına,  sahiptir.

Kira sözleşmesine uyulmadığında, kiranın bedeli ödenmediğinde noterden ihtarnameler gelmeye başlar.

İhtarnamenin gerekleri yapılmazsa olay mahkemeye intikal eder.

Sulh hukuk mahkemeleri başta kira sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakarlar.

Kiracı olmak, filmlere, romanlara, tiyatrolara konu olan hayatın sosyal ve ekonomik gerçeğidir.

Memduh Şevket Esendal’ın  “Ayaşlı ile Kiracıları” romanı, cumhuriyetin ilk yıllarındaki Ankara’dan bir kesit sunar. Eğitimleri, uğraşları, dünya görüşleri farklı insanların ilişkilerini büyük bir ustalıkla sergiler; onların kişiliklerinde, dönemin bütün özelliklerini yansıtır.

Eugéne Ionesco’nun “Yeni Kiracı”  tiyatro oyunu, bu oyunda kapitalizmdeki insan ilişkileri konu edilerek eleştirilmektedir. Kapitalizmin insana dayattığı tüketim mantığını eleştiren oyun, tüketimi dayatan bu sistemin, insan ilişkileri, değer ölçüleri, hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir ettiği hayatlarımızın uyumsuzluğunu basit bir durumla anlatıyor. Tiyatroda  bir adam yeni kiraladığı eve eşyalarını taşımak için iki hamalla birlikte boş evine gelir…

Kemal Sunal’ın Kiracı filmini çoğunuz seyretmişsinizdir. Fakir ve evli bir adamın ev bulmak için verdiği mücadele komik şekilde anlatılmaktadır. Kaynanasıyla birlikte oturan evli ve üç çocuklu devlet memuru Kerim (Kemal Sunal) kıt kanaat geçinirken ve aylığının yarısını ev kirasına verirken, bir de ev sahibinin sürekli kira zammı istemesinden iyice bunalmıştır…

Esasında bu dünya da ev sahibi olsak da kiracıyız.  

Çünkü bir gün o evden girmemek üzere çıkacağız.

İnsan kendi taşıdığı bedenin ve hiçbir şeyin sahibi değil, emanet olarak duruyor.

Beden ruhun kiralık evidir. Ruh bedende kiracı.

İnsan yolcu, emanetçi,  kiracı…

 “Benim dünya ile ilgim, bir ağaç altında dinlendikten sonra, yoluna devam eden yolcu gibidir.”(Hadis-i Şerif)

“Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi?/Mal da yalan, mülk de yalan/Var biraz da sen oyalan…”

“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttaki olanlar için şüphesiz ki ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdiremiyor musunuz? ” (En’âm Suresi – 32 . Ayet)

“Mülk Allah’ındır, sende emaneten duruyor. O emaneti ibka edip, senin için muhafaza edecek; sende kalırsa, meccanen zâil olur, gider. “

İnsan bu dünyaya yolculuğu devam eden misafir olarak gelmiştir.

Gözünü açtığı anda bir ziyafet sofrası içinde bulur kendisini. Kiracı olarak bu ziyafet sofrasında istifade eder. Misafirlik bittiğinde ebed memleketine yolculuğu devam eder.

“İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Mâlikü’l-Mülk tarafından verilmiştir. “

İnsan bu dünyada misafir, emanetçi, yolcu ve kiracı.

Fani olan dünyada sahip olduklarımızın hepsi bize Mâlikü’l-Mülk  tarafından verilen emanet,

Dünya da herkes kiracı…

Evi olan kiracı, evi olmayan tam kiracı,

İnsan sürekli yaşamak zorunda olduğu ortamda bazen sıkılır. Ortamı değiştirmek isteyebilir.

Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.

Şartlar beni tebdil-i mekan yaptırarak  tam kiracı yaptı.

Ev sahibim ve ailesi iyi, güzel insanlar, bu yıl ilkokul 4. Sınıfta okuyacak kızları Berrin’e başarılar dilerim, kendilerine duacıyım.

Kimse değil ev sahibi, burada herkes kiracı,

Benim evim var diyenlerin esasında devre mülkleri vardır.

Devre mülkte, bedelini ödeyerek bir mülkü, evi yılın belli bir zamanı için kullanma hakkı elde ediyoruz.

Dünyada mülkümüzde olsa, kiracı da olsak,

Biletimiz kesildiğinde, misafirliğimiz bittiğinde mülkümüzü, kiralık evimizi devredip gideceğiz.

Kiracı bir gün, ruhun bedenden çıktığı gibi kiralık evden çıkacak.

Hepimizin kiracı olduğu şu dünyada ölçümüz.

“Sen burada misafirsin. Ve buradan da diğer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce getiremediği bir şeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza, bu fâni dünyadan da çıkacaksın. Öyleyse, aziz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu Mûcidine feda et. Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın. “

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: