Kırkıncı Hocaefendinin sadeleştirme açıklaması

Ömer Özcan, Mehmet Kırkıncı Hocaefendi ile Risale-i Nurların sadeleştirilmesi konusunu görüştü

“Ağabeyler Anlatıyor” kitaplarının yazarı Ömer Özcan, Mehmet Kırkıncı Hocaefendi ile Risale-i Nurların sadeleştirilmesi konusunu görüştü. Özcan, görüşme notlarını Risale Haber okuyucuları ile paylaştı.

Hocam biliyorsunuz, Ufuk Yayınevi Risale-i Nur’dan Lem’alar kitabını sadeleştirme faaliyetinde bulundu; hemen bütün ağabeylerimiz bu hususta fikirlerini beyan ettiler. Siz nasıl bakıyorsunuz bu sadeleştirme işine?

Hiç iyi olmadı tabi.

Kırkıncı hocam ne diyor diye cemaat çok merak ediyor?

Eğer Nurlara bir el girerse bu iş ayrana döner yani o zaman. Üstad Hazretleri 28. Mektup’un 8. Meselesinde, “bu libaslar fıtrî olarak geliyor” diyor. Üstad kendisi diyor bunu. “Manaların lafızları, libasları fıtridir, benim bile bunları değiştirmeye salahiyetim yoktur” diyor Üstad. Bu da bitiriyor meseleyi yani.

Üstad benim selahiyetim yok dedikten sonra, kimin haddi var ki bu Risaleleri sadeleştirmeye cür’et ediyorlar. Risaleler sadeleştirilmeye bir başlandı mı o zaman ayrana döner…

Başka söze gerek yok diyorsunuz yani?

Yok!.. Üstad kendisi diyor canım. Allah Allah! Kimin haddi var buna. Öyle şey mi olur?

Bediüzzaman’ın eserlerinin içini değiştirip kendi kelimelerini, kendi ifadelerini koyup, sonra Üstad’ın adıyla satmak veya bedava dağıtmak sadakat düsturuna uyar mı?

Ne demek canım, ihlas, sadakat meselesi bu tabi…

Kur’an’ın hâsiyetlerine mazhar olmuş…

Evet, aynı öyle…

Hocam şu da çok soruluyor. Şerh ve izaha izin vermiş mi Üstad Hazretleri deniyor?

O mesele başka. O olur… İzah başka şey, Kur’an’ı da, Hadis-i Şerifleri de izah ediyor âlimler, üzerine kendi adlarını yazıyorlar. O mesele başka. Sadeleştirme tehlikeli…

Mektubat’tan ilgili yerde söyle diyor Üstad Hazretleri, “Kur’anın bir nevi tefsiri olan Sözler’deki hüner ve zarafet ve meziyet kimsenin değil; belki muntazam, güzel hakaik-i Kur’aniyenin mübarek kametlerine yakışacak mevzun, muntazam üslûb libasları, kimsenin ihtiyar ve şuuruyla biçilmez ve kesilmez; belki onların vücududur ki, öyle ister ve bir dest-i gaybîdir ki, o kamete göre keser, biçer, giydirir. Biz ise içinde bir tercüman, bir hizmetkârız.”

Evet, Risalelerdeki lafızlar insanın cildi gibidir. İnsanın derisini soyarsan onda hayat kalmaz.

Şerh ve izah yapanlar kendi adlarıyla bunları yayınlayabilirler değil mi?

Elbette, şerh ve izah başka şey.

Hocam bu röportajı “Risale Haber”de yayınlamak istiyorum. Müsaadeniz var mı?

Yayınlayabilirsin.

Kaynak: Risale Haber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: