Koronavirüsü Dabbetül Arz Mıdır?

“Dâbbe” kelimesi “canlı, hareket eden varlık” anlamında kullanılır. “Dâbbe” kelimesi Kur’an’da 14 defa, bu kelimenin çoğulu olan “devâbb” ise 4 defa kullanılır. Neml suresi 82. ayette geçen “dâbbetül arz” ise, din alimlerince genelde kıyamet işaretlerinden biri olarak kabul edilir.

Kur’an son indirilen kitap olması nedeniyle her asra, insanların anlayış tabakalarına hitap eden özelliklere sahiptir. Bazı hadislerin ifade ettiği manalar da öyledir; bilimsel gelişmelerin ortaya koyduğu tespitler, onların içinde nice hakikatlerin sakladıklarını göstermiştir.

Bazı ayetlerden örnek verecek olursak:

“Allah hareket eden her canlıyı bir sudan yarattı. Bunlardan kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimi de dört ayak üzerinde yol alır. Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kādirdir.” (Nur Suresi, 45)

“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimizde, öldüğünü ancak asâsını kemiren ağaç kurdu sayesinde anlamışlardı. Süleyman’ın cesedi yere yıkılınca ortaya çıktı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı o aşağılayıcı eziyete katlanıp durmazlardı.” (Sebe Suresi, 14)

“Söylenen (kıyamet) başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir yaratık çıkarırız da insanların âyetlerimize kesin bir şekilde iman etmedikleri konusunda onlarla konuşur.” (Neml Suresi, 82)

Hz. Ali (kv), üstte Neml suresi 82. ayette geçen “dabbe” hakkında şöyle diyor: “O, kuyruğu olan bir dabbe değil, sakalı olan bir dabbedir.”

Mikroskobun keşfiyle gözle görülmeyen bir dünyaya kapılar açılmıştır. Mikrobiyoloji bilimi mikropları bulup sınıflandırma yaptığında bir gruba “Flagellalı (kamçılı) bakteriler” ismi verilmiştir. E.Coli, Salmonella grubu bakteriler ve Pseudomonas türleri böyle mikroplardır.

İşte o ayetin asrımıza bakan bir anlamı da bu mikroplardan bir grubun mutasyona uğramış cinsi olabilir.

Geçmiş asırlarda bu bilgiler olmadığı için bu ayetin bu asra bakan tefsiri bu şekilde yapılamazdı. Demek ki, Kur’an’ın ayetleri ve onların açıklamaları olan bazı hadisler her zaman gençliklerini koruyorlar. O Dabbetül arz’ın konuşması ise—doğrusunu Allah bilir—imtihan sırrı gereği mecazi bir ifadedir; yani hal diliyle bir konuşmadır. Mesela bizler de bazen dilimizle değil vücud diliyle konuşuruz ya da hâkimler kararıyla konuşurlar… Aynı bunlar gibi.

Bazıları “Dabbetül arz” kelimesinin ebcet hesabıyla toplam sayısal değeri üzerinden yapılan hesaplamalarla (Hicri 1441-Miladi 2020) şu an ortaya çıkan korona virüsünün dabbetül arz olduğunu iddia etmektedir. Geçmişte de AİDS mikrobu için aynı iddialar ortaya atılmıştı. Ama bunlar gerçekçi değildir.

Bediüzzaman ise “Gaybı ancak Allah bilir” diyerek kıyamete yakın ortaya çıkacak “Dabbetül arz” hakkında insanın kemiklerini yiyip bitiren, vücutta dişten tırnağa kadar bütün organlara yerleşen ve ağaç kurdu gibi bir canlının olabileceğini söyler:

“Amma ‘dabbetül arz’: Kur’an’da gayet mücmel bir işaret ve lisan-ı hâlinden kısacık bir ifade, bir tekellüm var. Tafsili ise; ben şimdilik, başka meseleler gibi kat’î bir kanaatla bilemiyorum. Yalnız bu kadar diyebilirim: “Gaybı ancak Allah bilir.” Nasıl ki kavm-i Firavun’a “çekirge âfâtı ve bit belası” ve Kâbe tahribine çalışan Kavm-i Ebrehe’ye “Ebabil Kuşları” musallat olmuşlar. Öyle de, Süfyan’ın ve Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve Yecüc ve Mecüc’ün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zir ü zeber edecek. Allahu a’lem, o dabbe bir nev’dir. Çünkü gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli bir taife-i hayvaniye (canlı türü) olacak. Belki “illâ dâbbetu-l-ardi te’kulu minseeteh(u)” (Sebe, 14) âyetinin işaretiyle, o hayvan, dabbetül arz denilen ağaç kurtlarıdır ki; insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Müminler iman bereketiyle ve sefahet ve sûiistimalâttan tecennübleriyle (sakınmalarıyla) kurtulmasına işareten, âyet, iman hususunda o hayvanı konuşturmuş. (5. Şua, 2. Makam, 20. Mesele)

Şimdi bir konu daha kaldı. “Dabbetül arz”ın kemikleri bir ağaç kurdu gibi yemesi meselesi. Buna da örnek bir hastalık var, Multipl Myeleom. Kemik iliğindeki Plazmosit adı verilen bağışıklık hücrelerinin kanseri. Kemikleri bir ağaç kurdu gibi yiyor. Kafatası ve leğen kemiği ile uyluk kemiklerini adeta ağaç kurdu gibi kemirmiş olduğu fotoğraflarda da bunu görebiliyoruz.

Kur’an ayetlerinin bazılarının zaman geçmesi ile farklı manaları da anlaşılır, bu da onun mucizevi yönüdür. Asırlar sonra bilinecek şeyleri çok önceden söyler ama ifadelerin gerçek anlamı, zamanı gelince anlaşılır.

Öyleyse dabbetül arz nasıl bir varlık olmalı?

Hz. Ali’nin “Neml, 82.” ayetinin tefsirinden ve Bediüzzaman’ın “Sebe, 14.” ayetlerinin tefsirinden anladığımız üzere, yeryüzünde kıyamete yakın bir zaman diliminde ortaya çıkmalı; “Flagellalı bir mikrop” olmalı; insanların dişinden tırnağına kadar bütün vücuduna ya bizzat yayılmalı ya da toksinleri (zehir) ile yayılmalı. Ve “Multpl myelom” hastalarında görülen tabloya benzer şekilde, bir ağaç kurdu gibi başta kemikler olmak üzere her organı kemirmeli. En doğrusunu Allah bilir.

Sefahatten uzak duranlar, suiistimal etmeyenler yani kendilerine verilen vücut nimetlerini kötüye kullanmayanlar; içki, kumar, zina, gece hayatı vb haramlardan uzak duranlar ve hijyene dikkat edenler bu hastalıktan korunmalıdırlar.

Öyleyse diyebiliriz ki: Solunum yoluyla bulaşan ve bütün dünyayı korkutan Korona virüs hastalığı ayet ve hadislerde adı geçen “Dabbetül arz” değildir. Çünkü o virüs kamçılı (Hz. Ali’nin tabiriyle, ‘sakallı’) değildir ve solunum yoluyla inanan-inanmayan herkese bulaşabilmektedir. Halbuki “Dabbetül arz” muhtemelen sindirim sistemi ve diğer yollarla bulaşacak, her organı ağaç kurdu gibi kemirecektir. Sefahatten ve suiistimalden uzak duran ve inanan insanlar bu hastalıktan kendilerini kurtarmış olacaklar. Bunlar bizim şu an söyleyebileceklerimiz ama elbette, gaybı Allah’tan başka kimse bilemez…

Dr. Selçuk Eskiçubuk – Zafer Dergisi