Kuyulardan Seslenen Yusuf’lar Var

Bir hatırlayın çocukluk günlerini…

Koşarken ya da oynarken, farkında olmadan düşüp de kendinizi bir kuyunun içinde buldunuz mu hiç?

Çocukluğumdan beri hep korkutur kuyular. Ama yine de içine bakmaktan kendimi alamam.

Kuyularda, içimizdeki korkularla yüzleşiriz. Belki de bizi çeken sır budur oralarda.

Kimse bilmez ne kuyular var o kuyularda.

Yalnızlığı, ölümü, orada tek başınalığı hatırlatıyor insana kuyular.

Her kuyudan bir Yusuf seslenir.

Geceler içinden sesler gelir. Biri var mı kuyularda?

Geçtiğimiz günlerde bir haber okumuştum 13 yaşında bir çocuk 30 metre derinliğinde bir kuyuya düşmüş ve 15 saat kalmış orada. İtfaiyeciler kurtarmış en nihayet. Mutlu sona ulaşılmış.

15 saat az değil, o kuyunun dibinde yarı beline kadar suyun içinde o çocukcağız ne yapmış, neler yaşamış acaba? Merak edip durdum.

Asıl soru bizim içimizde.

Yusuf, çoktan çıktı kuyudan. Çocuk çoktan kurtuldu oradan. Ama şimdi bizim aklımız oralarda, hep kuyularda. Bir sır var kuyularda insanı çeken, düşünmeye davet eden.

Kuyulara düşenlere dair çok vakalar var duyduğumuz. En başta Yusuf Suresi’nden, o mübarek peygamberin başına gelenlerden âşinayız kuyulara.

Sonu ferahlı olunca çekilen zahmetler de rahmete dönüyor. Sonunda Mısır’a sultan olmak var. Ama gel de bunu anlat kuyudakilere.

Kuyulara düşmeden, köle gibi satılıp zindanlara girmeden, iftiralara uğramadan ulaşılamıyor saadetlere, mutluluklara. Yalnızlığın, bîçareliğin en hasını tadıyor orada insan. Kırılıyor kolu kanadı. Allah’a ne kadar yakın olduğunu kuyuların içinde anlıyor insan. Öyle bir aşkla, öyle bir içten yakarışla kim bilir ne gözü yaşlı dualar ediliyor oralarda… Zindandan beter kuyularda…

Bir ışık var, masmavi gökyüzü var sadece görünen oradan. Belki de geçip giden beyaz bulutlar, rızkını arayan birkaç kuşun sesi ve gölgesi düşüyor kuyunun içine, o kadar. Belki de bir karganın gagasından düşürdüğü bir ceviz. İnsanın rızkını, nasibini oraya da gönderir ya rabbi. İçine düşenler kurtulmak için neler düşünüyor, neler düşlüyor, kim bilir… Yaşanası ne mucizeler bekliyor kuyuya düşeni kim bilir…

Damdan düşen misali, kuyulara düşmeyen, kuyulara düşenin halini bilemez.

Ümit bir tohum gibi düşmüşse insanın içine, hangi kuyunun dibinde de olsa, rahmet oradadır, onunladır. Allah kuluna her yerde en yakındır.

Ah Yusuf! Ah çocuklar… Kuyulara düşüp de kurtarılmayı bekleyen çocuklar…

Onlar o kuyulardan elbet çıkıyorlar. Ya içimizin kuyularında kalıp da çıkamayan çocuklara ne diyeceğiz?

Selim Gündüzalp

Zafer Dergisi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: