Latin Amerika ve Şili’de Risale-i Nur’la Müslüman Oldular

Latin Amerika ve Şili’den Kur’an ve iman hizmetleriyle ilgili yeni haberler geldi. Ramazan ayı Şili’de de meraklı sorulara yol açarken, Risale-i Nur’dan verilen ikna edici cevaplar bir çok kişinin Müslüman olmasını sağlıyor.

İşte o hizmet mektubu:

Aziz, sıddık, mübarek abilerimiz!…

Evvela: Ramazanınızı, gelen Leyle-i Kadrinizi ve bayramınızı, Ramazan-ı Şerifte makbul dualarınızı bütün ruh u canımızla tebrik ve tes’id ediyoruz.

Saniyen; Ramazanın mübarek günlerinde sizlere Latin Amerika ve Şili’den bazı hizmet havadislerini aktaracağız İnşaallah. Öncelikle sizlere internetteki gelişmelerden kısaca bahsetmek istiyoruz. İnternette beş farklı facebook sayfamız var. Bunların dört tanesi beş yüz milyona hitap eden İspanyolca. Diğer sayfamız da üç yüz milyona hitap eden Portekizce. Bu sayfalarla Peru, Miami, Brezilya ve Türkiye’den alakadar olan fedakar bir grubumuz var. Bir kısmı sorulara cevap veriyor, bir kısmı kitap gönderiyor.

İSPANYOLCA KONUŞAN 22 ÜLKEDEN RİSALE TALEBİ

Latin Amerika ve Şili halkı İslama çok meraklı… Bu güzel dini tanımak, bilmek ve yaşamak istiyor. Bu sıralar 22 tane İspanyolca konuşan ülkelerden internet üzerinden kitap isteyen yüzden fazla adres oldu. Meksika, İspanya, Kolombiya, Venezuela, Peru, Arjantin, Şili, Puerto Rico, Guetemala gibi bir çok farklı ülkelerden, ABD’den İspanyolca konuşan şehirlerden, İspanyolca Risaleleri istiyorlar ve bu adreslere de risaleler gönderiliyor. Bu  giden Risale-i  Nurlar vesilesiyle dört kişi İslamiyetle şereflendi elhamdulillah… İnternetteki sayfalarımızdan Risale-i Nurları okuyanlardan o kadar çok yorumlar geliyor ki; artık bize neredeyse ülfet olmuş durumda… Bunlardan bir kaç tane numune sizlerle de paylaşalım.

Meksika’dan bir Hıristiyan, Kur’an Hakikatleri (Las Verdades Del Coran) adlı facebook sayfamızdan İspanyolca Risale-i Nur parçalarını okuduktan sonra bize şöyle yazıyor: “Kur’andan bölümler yayınladığınız için çok teşekkür ediyorum. Ben düşünüyordum ki; Kur’an karmaşık konulardan bahsediyor ve bunları anlamak ve öğrenmek çok zor. Halbuki tam tersine Kur’anın mesajlarını sayfanızdan okuduktan sonra gördüm ki; çok harika, güzel ve kolay anlaşılabilirmiş bu hakikatler. İnşaallah bir gün sizin kitaplarınıza Risale-i Nurlara kavuşmayı çok isterim. Sizi çok kuvvetli bir şekilde kucaklıyorum.”

Başka bir misal; Şili’den Risale-i Nurları okuyup Müslüman olan İrma; “Bu kitapları bana hediye edip ulaştırdığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. Harika ve çok güzel bir içeriğe sahip olan bu eserler, beni farklı şeyleri görmeye sevk etti. Bunlar benim için çok büyük hediyeler. Benim için özel olan arkadaşlarıma bu kitapları tavsiye ediyor ve onların da bu hakikatleri okumalarını çok istiyorum. Sizlere ve Risale-i Nurları bizlere tanıtanlara çok teşekkür ediyorum.”

ALLAH’TAN TEK DUAM ŞUDUR; EVİMDE BİR KUR’AN BULUNSUN

Kolombiya ‘dan Luis Rodriquez: “Bu eserlerde ben gerçekten Kur’an’ın büyüleyici bir tarzını gördüm ve bu yazdığınız hakikatleri çok seviyorum ve herkese tavsiye ediyorum ki bunlar hakikaten mükemmel.”

Başka bir takipçimiz yine diyor ki: “Bu kitapları tanıdığım günden bu yana hayatım değişti. Ben şimdi  çok mutluyum, bu sayfadaki sözler hayatımda çok az işittiğim fakat çok büyük sözler. Allah’tan tek duam şudur ki; evimde bir Kur’an bulunsun ve O’nun güzelliğini arkadaşlarımla paylaşayım ve konuşayım, böylece eksiklerimi gün geçtikçe azaltmış olacağım ve Allah’ın korumasında kendimi hissedeceğim.”

HIRİSTİYANDI BUDİST OLDU, SONRA MÜSLÜMAN OLDU

Bunları söyleyenler çoğunluğu Hıristiyan olan insanlar. Daha önceleri, Risale verdiğimiz insanlara  en son verilecek eser Ramazan Risalesi olarak düşünüyorduk. Halbuki internetteki facebook sayfalarımızdan gördük ki, en çok beğeni alan eser İspanyolca Ramazan, İktisat ve Şükür Risalesi oldu. Orucun toplum hayatına bakan hikmetleri ve bedene olan faydaları insanların çok dikkatini çekiyor, yorumlar yapıyor çok beğeniyorlar ve Ramazan Risalesindeki hakikatlari tasdik ediyorlar.

İki hafta önce internet vesilesiyle tanıştığımız Şilili bir aile… Hıristiyan olan bu şahıs sonra Budist oluyor ve ardından dinsizliğe geçiyor. Daha sonra bunların hepsinin boş ve bir hakikate dayanmadığını anlıyor. Araştırmaya devam ederken, İslamiyet çok ilgisini çekiyor. Facebookdaki sayfamızla tanışıyor ve risalelerden okumak istediğini bize yazdı. İlk kitap bırakmaya gittiğimizde kırk yaşlarında olan Karina; bize hayatında ilk kez bir Müslümanla karşılaştığını söylüyor. Çok dikkatli ve heyecanlı bir şekilde; “İslamiyetteki barış ve sükûnet beni çok etkiliyor. Buna rağmen neden İslam ülkelerinde savaş var? Müslümanlar eşittir terörizm midir?” gibi  aklına takılan bir çok sorular sorduktan sonra bizden Risale-i Nurları alıp ayrıldı.

Yaklaşık on gün sonra Asâ-yı Mûsa ve küçük eserleri de bitirdiğini, Ramazan ve oruç hakkında acilen bilgi istediğini söyledi. Ardından Ramazan arefesinde İslamiyeti kabul ettiğini bize müjde olarak verdi. Biz de büyük bir aşk ve heyecanla bu haberi karşıladık. İslamla şereflenen ve Ramazanın ilk gününü oruçla geçiren Karina; akşam orucunu açması gerektiğini söylediğimiz halde tam anlamamış herhalde ki, ertesi gün görüştüğümüzde gece de oruç  tuttuğunu ve bugün de devam edip etmeyeceğini sordu. Biz de tebessüm ederek akşam gün batımında orucunu açabileceğini ve İslamın kolaylık dini olduğunu ifade ettiğimizde cevaben: “Hiç merak etmeyin, ben bunu şevkle yapıyorum” diye cevap verdi. Bıraksak daha ramazanın sonuna kadar oruç tutmaya devam edecekti.

ÜÇ NESİL RİSALE-İ NUR DERSİ İLE ŞİMDİ MÜSLÜMAN

Bu aile ile birlikte yaklaşık son iki buçuk ay içinde Şili’de Müslüman olan üçüncü aile oldu elhamdülillah. Berât gecesinden bir gün önce bir aile daha müslüman olmuştu… Torun, anne ve onun da annesi yani büyükanne; üç kuşak birden Risale-i Nur dersiyle hep bir ağızdan şehadet getirerek İslama koştular. Dua edin; Cenab-ı Hak, Ramazan gecelerinin hürmetine bu ecnebî memleketlerinde ebedî berâtını alanların sayısını arttırsın!… Bu aileyle de bir Türk abi vesilesiyle tanışmamız beş altı ay önce olmuştu.. O vakitler yaz ayları olduğu için, ziyarete gittiğimizde bahçelerinde cemaatle namazlarımızı kılmıştık. Hatta ikindi namazını kılmak için bahçede yüksek sesle ezan okurken, ev ahalisi bizim ne yaptığımızı merak ettiklerinden, perde arkasından bizi izliyorlardı. Nihayet namaz bittikten sonra yanlarına gittiğimizde heyecanlı bir şekilde ezan okunurken çok yoğun ve şiddetli ama içlerine huzur veren çok hoş bir ses duyduklarını ifade ettiler. İçimizden bir ağabey, Cenab-ı Hakkın çok ruhani mahlukatı olduğunu ezanı duyunca bu havalide bulunan ruhanî ve melaikelerin namaza iştirak etmek için gelmiş olabileceğini açıkladı. Elhamdulillah, bu aile üç nesil birden şimdi Müslüman…

LİSE ÖĞRENCİLERİNE RİSALE-İ NUR BROŞÜRÜ

Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun ki, bu hizmeti imaniye ve Kur’aniyede bizim gibi aciz ve günahkar kullarını istihdam ediyor. Bir misal olarak, Şili’de başkent Santiago’da bir cuma namazından sonra nasip olan hizmetlerden bahsetmek istiyoruz. Elimizde bine yakın broşürle birlikte, çarşıya doğru ilerlerken bir de baktık ki, kolejin çıkış vaktine tevafuk ediyoruz. Ellerimizde broşürler; karşımızda lise okul öğrencileri. Kolej çıkışı bütün broşürlerimiz dağıtıldı ve iki liseli gence risale verdik; inşaallah dua edin, Allah tesir halketsin…amin..

Liseli gençlerden birisi Diego; ondört yaşında. Tarihe çok meraklı birisi, özellikle Osmanlıya. Çok antika! Şili gibi Türkiye’ye 16 bin kilometre uzaklıkta bir memlekette böyle bir genç, acip bir tevafuk… İnşaallah dua edin; ecdadımızın hakiki mirası olan iman ve Kur’an hizmetine Cenâb-ı Hakk bu genci musahhar eylesin amin… Diego ve arkadaşı, metrodan iner inmez bu sefer elli yaşlarında bir coğrafya öğretmeniyle karşılaşıyoruz, bizimle muhatap olmak istiyor. Diyor ki “Artık ben doluyum, herşeyi biliyorum.” Biz de dedik ki; “Bu kitapta bir insan tarifi var, hiçbir yerde bulamayacağınız bir tarif.” Ve ardından Meyve Risalesi hediye etmek ile neticelenen metroda ayak üstü bir muhabbet. Metrodan inip dolmuş taksiye bindik, yine yanımızdaki şahsa Hastalar Risalesi takdim ettiğimizde fiyatını ödeyip risalemizi alıyor. Bu şahıs İslamiyete çok yakın bir Hıristiyan, dua edin Cenâb-ı Hak hidayet versin, Amin.

CENÂB-I HAKK BURALARI MEDRESE-İ NURİYEYE ÇEVİRSİN

Daha sonra Türk esnaf abimizi ziyaret ediyoruz ve yanında çalışan elemana Risale-i Nurları takdim ettikten sonra soruyoruz: “İki kitabımız kaldı, birini seçebilirsiniz. (İhlas ve Ramazan İktisat Şükür Risaleleri)” Büyük bir sevinçle İhlas Risalesini alıyor ve okumak istiyor. Diyeceksiniz ki, ihlas risalesini Hıristiyanlar da okuyor mu? Hem de nasıl okuyorlar. Çok büyük bir iştiyakla. Esnaf abimizin yanından ayrılıyoruz. Durakta bekliyoruz; bir saat önce beraber geldiğimiz yaşlı teyze ile tekrar karşılaşıyoruz. Allah var, aklımızdan geçmişti; ilk bindiğimizde bu yaşlı teyzeye de risale versek diye ama fırsat olmamıştı; Cenâb-ı Hak dua olarak kabul etmiş olacak ki, aynı teyzeyi gönderiyor. Tekrar beş dakikalık ayak üstü bir sohbet. İslamiyetten, namazdan, oruçtan bahsediyoruz. Yaşlı teyze hayretler içerisinde. Elimizde tek kitap kalmış o da Ramazan iktisat Şükür Risalesi. Biz fiyatını söylüyoruz; teyze üzgün bir şekilde parasının olmadığını söylüyor, biz de kitabı ona hediye etmek istediğimizi söyleyince “Gerçekten mi?” diyerek çok seviniyor. Ardından taksi geliyor, dışarıyı seyrederek duâ ediyoruz oradaki binalara bakarak. Cenâb-ı Hakk buraları Medrese-i Nuriyeye çevirsin diye. Hatta dubleks daireler var, dedik ki; burası dersane olsa büyük bir salon, umumi dersler yapılsa…

BİZ BİR MEHMEDE GİDERKEN, CENÂB-I HAK İKİ MEHMETLE BULUŞTURUYOR

Sizlere bu hissiyatımızı bahsetmekten maksadımız dualarınıza vesile olmak. Taksiciye adresimizi gösteriyoruz; bizi bu adrese götür diye. Adres de bir Türk abinin halıcı dükkanı. Adrese daha varmadan önce indiriyor bizi. Diyoruz, “Bu adres değil.” Israr ediyoruz, taksici hiç umursamıyor. Bizi bu adreste indirmekte kararlı. Neyse iniyoruz taksiden. Gayri ihtiyari indiğimiz yerdeki dükkana yöneliyoruz. Bakıyoruz halıcı dükkanı. Dükkana soruyoruz: “Burada çalışan bir Türk var mı?” diye. Çalışan eleman “Evet var” diyerek karşıdan gelen kişiyi işaret ediyor. Gelen de bizim Türk olduğumuzu görünce şaşırıyor. “Siz nereden geliyorsunuz?” diyor. “Mehmet abiyi arıyoruz” deyince “İşte Mehmet benim” deyip bizi dükkanına davet ediyor. Biz de içeriye giriyoruz. Sohbet,muhabbet. Ardından Türk kahvesi. Biz hizmetlerden, burada ne için bulunduğumuzdan bahsediyoruz. Hayretler içerisinde kalıyor Mehmet abi. Bu arada diyoruz ki “Abi bizi aslında başka Mehmet bekliyor gitmemiz lazım.” Mehmet abi; bizi tekrar beklediğini, başka zaman muhabbet etmek istediğini söylüyor ve oradan ayrılıyoruz. Elhamdülillah biz bir Mehmede giderken, Cenâb-ı Hak iki Mehmetle buluşturuyor, ihtiyarımız haricinde.

HIRİSTİYANINDAN MÜSLÜMANINA RİSALE-İ NURLARIN ULAŞMASI

Düşünün; dünyanın bir ucunda, hiç ismini duymadığınız, kimsenin size bahsetmediği, onbeş senedir Şili’de bulunan bir Türkle Cenâb-ı Hak sizi karşılaştırıyor, hem de Şili’de çok çevresi olan, hizmete sahip çıkabilecek birisi. İnşaallah dua edin Cenâb-ı Hak kalbini hakikatlere ısındırsın. Diğer Mehmet abimizi ziyaret edip dönerken elimizde ne broşür var, ne de kitap; herşeyimiz bitmiş. Dershaneye vardığımızda ise internetten sevinçli bir haberle adeta coşuyoruz. Facebook sayfamızdan Risaleleri okuyan Şili Santiago’da oturan birisi, çok heyecanlı bir şekilde bizimle görüşmek istiyor ve müslüman olmak istediğini söylüyor. Bu numune olarak bahsettiğimiz cuma namazından sonra günün sonuna kadar başımızdan geçen hadiseler, yani öğrencisinden öğretmenine, yaşlısından gencine, Hıristiyanından Müslümanına Risale-i Nurların ulaşması; Üstad Hazretlerinin bizzat hizmetin başında olduğunu, istihdam olunduğumuzu aşikar bir şekilde bize hissettirdi elhamdülillah…

BİR ADAMIN İMANI, EBEDÎ VE DÜNYA KADAR BİR MÜLK-Ü BÂKİNİN ANAHTARI VE NURUDUR

Her sokağa çıktığımızda dağıttığımız broşürler; Üstadımızın Kastamonu Lahikasında şu hakikatına bir parça yetişebilmek ve mazhar olmak niyetiyle: “Evet bir adamın imanı, ebedî ve dünya kadar bir mülk-ü bâkinin anahtarı ve nurudur. Öyle ise, imanı tehlikeye maruz her adama, bütün küre-i arzın saltanatından daha faideli bir saltanat, bir fütuhat kazandıran Risaletü’n-Nur, elbette bu ayetlerin bu asırda bu beşaretlerinin kasdî bir medâr-ı nazarlarıdır.”

Latin Amerika, bu manalara mazhar olmak için günden güne İslam ve Kur’an hakikatlari olan Risale i Nurlara koşuyor.

Bizler Latin Amerika Nur Talebeleri, Üstadımızın aşağıdaki cümlelerini bütün kuvvetimizle kendi alemimizde tasdik ederek mektubumuza hâtime veriyoruz:
“Hem دَادِ حَقْ رَا قَابِلِيَّتْ شَرْط نِيسْتْ kaidesince, Cenab-ı Hak merhametkârane kudretini benim hakkımda böyle göstermiş ki; en edna bir nefer gibi bu şahsiyetimi, en a’lâ bir makam-ı müşiriyet hükmünde olan hizmet-i esrar-ı Kur’aniyede istihdam ediyor. Yüzbinler şükür olsun. Nefis cümleden süflî, vazife cümleden a’lâ.’
اَلْحَمْدُ ِللّهِ هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى

Bu Ramazan ayinin mübarek gecelerinde sizlerin kıymettar dualarını bekleyen, dualarınıza muhtaç

Şili ve Latin Amerika Nur Talebeleri

Risale Haber