Medya çocuklara ne yapıyor?

Çocukların başarısını engelleyen en önemli engellerden ikisi televizyon ve bilgisayar oyunları… Bu iki zaman yutan canavar, çocuğu seçtiği hedeften saptırıyor.

Mecburi temel eğitimin amacı, çocuklara ve gençlere toplumun temel değer yargılarını, ahlakını ve değer ölçülerini benimsetmektir. Bu eğitim sayesinde çocuk, kişisel kimlik kazanır. Temel eğitim, aileyi korumayı, barış içinde birlikte yaşamayı, vatandaşlık hak ve ödevlerini benimsemeyi öğretir.

Okul, tek başına bu görevi yerine getirebilir mi?

Yeni araştırmalar ortaya koyuyor ki okul, çocukları medyanın saldırısından tek başına koruyamıyor. Medyadaki şiddetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri, tahmin edilenin çok üzerinde. Öğretmen, aile ve toplum, birlikte çalışmak zorunda.

Eğlence olsun diye seyredilen filmler, bilgisayar oyunları ve dinlenilen müzik; çocukları şiddete yönlendiriyor, ahlâksızlığa yöneltiyor ve nihilizmi (hayatın anlamsızlığı) öğretiyor. Televizyon, video ve bilgisayar oyunlarının etkisi üzerine yapılan araştırmalar, açıkça ortaya koyuyor ki oyun ve filmlerdeki güç gösterileri, zararlı etkiler uyandırıyor.

Münih’te 2002 yılında yapılan Medya Kongresi’nde şu realiteler ortaya kondu:

1. Medyanın kullanımı çocukların ve gençlerin saldırganlığını ve güç kullanma duygusunu %10-15 oranında artırdı. Özellikle çocuğun kişilik kazanma döneminde bu etki, çok daha şiddetli.

2. Medyadaki şiddet, çocuktaki saklı şiddete yönelme duygusunu harekete geçiriyor. Bugüne kadarki araştırmalarda bu olgu çok az dikkate alınmıştır.

3. Şiddet içeren bilgisayar oyunları; çocuktaki duygusal etkilenme hassasiyetini yok ediyor, acıma duygusunu azaltıyor, onun güce çok büyük değer vermesine yol açıyor.

4. Yoğun bir şekilde korku, şiddet ve cinayet filmleri seyretmek, çocuktaki kin, kıskançlık, intikam duygularını harekete geçiriyor; düşmanlık duygusunu artırıyor ve onu güç kullanmaya özendiriyor.

5. Medyadaki şiddet örnekleri, çocuklarda güç kullanma arzusu uyandırıyor, bu duyguyu güçlendiriyor. Çocuk, güç kullanan oyun ve film kahramanlarını örnek alıyor.

6. Çokça bilgisayar oyunları oynayan çocukların, beyin aktivitelerinin çalışma biçiminin değiştiği tespit edildi. Böyle çocuklarda, saldırganlığa yönelme görüldü.

Bilimsel araştırmalar, medyanın çocukları çok olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Medya, bu yönüyle tartışılmalı ve eleştirilmeli.

Medya öğrenmeyi güçleştiriyor

Medyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkisiyle en çok öğretmenler ve eğiticiler yüzyüze geliyor. Şiddet kullanan saldırgan kahramanlarıyla çocuk üzerinde etki uyandıran medya, eğitimcilerin işini zorlaştırıyor.

  • Çocuklar, derse konsantre olamıyor. Öğrenmede zorluk çekiyor.
  • Teneffüste birbirlerine karşı saldırgan davranıyor.
  • Çocukların psikolojileri değişiyor, acıma hisleri azalıyor, yardımseverlik duyguları köreliyor.
  • Çocukların örnek aldıkları tipler değişiyor. Medya starları çocuğun gözünde örnek teşkil ediyor.

Öğretmen, tek başına çocukları, medyanın olumsuz etkilerinden koruyabilir mi?

Öğretmen, gerekli pedagojik donanıma sahip olsa bile, her gün çocukları olumsuz etkileyen televizyon, video ve bilgisayar oyunları karşısında tek başına başarılı olamaz. Okul yönetimi, aile ve bütün toplum birlikte hareket etmek zorunda. Ancak o zaman, pozitif sonuçlar alınabilir.

Gençlere ve çocuklara, medyanın, filmlerin, bilgisayar oyunlarının zararları açıklanmalı ve anlatılmalı. Bu konuda bütün eğitimciler, ağız birliği ve özellikle eylem birliği etmelidir.

Gençler ve çocuklar şunları bilmeli:

Medya onların zevklerini, davranışlarını, duygusal gelişimlerini kötü yönde etkiliyor. Yanlış modelleri örnek almalarına sebep oluyor.”

Amerika’da yapılan bir araştırma, bu tür çalışmaların ve çabaların olumlu sonuç verdiğini ortaya koydu. Medyanın kullanımı üzerine çocuklar ve gençlerle belli zamanlarda, belli yaşlarda, güven ve samimiyet atmosferi içinde sohbet etmeli.

Çocuklara, medyayı kullanma eğitimi vermeli. Bu eğitim amacı, çocukların şiddeti ve değersiz davranışları, değerli kabul etmelerini önlemektir. Bu konuda gençler bilinçlendirilmeli. Film ve televizyonlarda gördükleri sahte kahramanlara özenmeleri önlenmeli.

Eğitimciler, gençleri düşündürmek, onların güvenlerini kazanmak, onların duygularını paylaşmak ve onlara sorumluluk vermek zorunda. Barışçı bir dünyada insanca yaşamak için temel insanî değerleri benimsemeye ve benimsetmeye mecburuz.

Medya çocukları şiddete itiyor

Okullarda meydana gelen kavga ve dövüşlerde medyadaki şiddetin önemli ölçüde etkili olduğu biliniyor. Dizi ve filmlerde, gücün büyüleyici etkisi olduğu vurgulanıyor. Güç, yüceltiliyor. Böyle filmlerde oynayan oyuncular, kahramanlaştırılıyor. Birçok filmde problem, güç kullanılarak çözülüyor.

Yetişkinlere göre, çocukların medyadan daha fazla etkilendiği bir gerçek.

Hayatla film aynı değildir, hayatın gerçekleri, filmlerdekinden farklıdır. Medyadaki şiddetle mücadele edilmeli ve çocuklara, film artistlerini taklit etmelerinin doğru olmadığı öğretilmeli.

Televizyonlarda şiddet ve suç önemli yer tutuyor. Bir araştırmaya göre Türk televizyonlarında; şiddet % 62, cinsellik % 59, suç % 48, ölüm % 33,3, alkol % 31,7 oranında yer tutuyor.

Amerikalı politikacı Zibigniev Brezinski, medyanın etkisini şöyle dile getiriyor:

Televizyon ve film kültürü, uygar ülkeler içinde ABD’yi en çok cinayet işlenen toplum haline getirmiştir. Televizyon, eğlendirme adı altında cinsellik ve şiddet sergiliyor, izleyicilerin ihtiyaçlarını anında karşılama duygularını körüklüyor. Televizyon eğlencelerinde, hatta haberlerde, yenilik adına gerçekler magazinleştirilerek sınır aşılıyor, her türlü ahlakî değerden sıyrılmış ve ahlak dışı ilişkiler normal, hatta istenen bir tavır olarak sunuluyor.

Televizyon filmleri ve hatta bazı kanalların haberleri hiç masum değil. Çocukları, televizyonla baş başa bırakmamak gerekir. Hele gücü yücelten şiddet filmleri seyrettirilmemeli. Medyanın çocukları saldırgan hale getirmesine izin verilmemeli. Çocukların televizyonda ne seyrettiği takip edilmeli. Zaman zaman birlikte televizyon izlenmeli ve seyredilen filmler birlikte değerlendirilmeli ki medyanın nasıl izlenmesi gerektiğini çocuk öğrenebilsin.

Adam öldürme ve intiharın önlenmesinde ahlâkî değerlerin çok önemli olduğu bir gerçek. Çocuk, Rabb’ini tanımalı ve sevmeli. O’nun yarattığı insanları, hayvanları, bitkileri sevmeyi ve korumayı öğrenmeli.

Allah sevgisi, O’nun yarattığı şeyleri sevmemizi de temin eder. Öldükten sonra cennete gitmeyi isteyen bir insan, cinayet işleyemez; çünkü cinayetin Rabb’imiz tarafından yasaklandığını bilir. Adam öldüren veya intihar edenin cehenneme gitme tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini aklından çıkarmaz.

Allah ve ahiret inancı, insanı birçok kötü şeyden alıkoyduğu gibi sevap kazanma duygusu da insana sayısız iyilik yaptırır.

Annem, tarlasını camiye yardım için bağışladı. İstanbul’un Aksaray semtindeki Valide Camii, Edirnekapı Mihrimah Sultan ve Üsküdar vapur iskelesinin karşısındaki Mihrimah Sultan Camileri, Vakıf Guraba Hastahanesi, hep sevap kazanmak amacıyla yaptırılmıştır. Bugün de birçok insan hayır olsun diye okul, cami, Kur’an kursu, yol ve çeşme yaptırıyor.

Sevgi, bütün mutlulukların kaynağıdır. Kin ve nefret ise sadece mutsuzluk doğurur. Çocuklara Rabb’imizi sevdirmeli, onları iyilik yapmaya teşvik etmeli; kötülüklerden, kin ve nefret duygularından kaçmaya çağırmalıyız.

Ne yapmalıyız?

Çok masum bir eğlence aracı gibi görünen televizyon ve internet hiç de göründüğü gibi değil. Çocuklara medyayı kullanmayı öğretmek zorundayız.

Zaman zaman onlarla birlikte televizyon seyrederek, birlikte değerlendirmeler yapmak, neyi-niçin seyrettiğini, niçin seyretmesi gerektiğini öğretmek gerekir.

Gerçek dünya ile televizyon filmlerinin sanal dünyası arasındaki farkı çocuğa kavratmalı ve onları medyanın zararlı etkilerinden korumalıyız.

Çocuğa şunları kavratmalıyız:

a) Televizyon ve bilgisayar ekranlarından akseden elektro dalgalar gözüne ve cildine zarar verir.

b) Ekran başında zaman kaybeder. Günde faydalı bir program seyretmeli. Derslerini ve görevlerini ihmal etmemeli.

c) Televizyon programları bir şey öğretmekten çok, insanları eğlendirmek ve ilgi toplamak amacıyla yapılıyor. Derslerde, okulda ve hayattaki başarıya televizyon programlarının katkısı yok.

d) Biz de günde bir program seyrederek ve çocuk neden bu programı seyrettiğimizi sorunca sebebini açıklayarak örnek olmalıyız.

Ali Erkan Kavaklı

Moralhaber.net