Mehdî bahane, asıl hedef hadisler!

FETÖ’nün ipliğinin pazara çıkması, ilâhiyat mühendislerine yeni bir pazar kapısını açtı.

Mühendislerimiz, şimdi FETÖ’nün en büyük istismar kaynaklarından biri olan Mehdî inancı üzerinden hadisleri ve hadis kaynaklarını yoğun bombardıman altında tutmak suretiyle, Hadis ilmini yeni baştan düzenlemek için şartları olgunlaştırmaya çalışıyorlar.

Hadis mühendislerinin bu konuda kullandıkları başlıca yöntem, her ne kadar akademik şartları taşımasa da, “vurduğu yerden ses getiren” bir yöntem. Şöyle bir mantık silsilesi izliyor mühendislerimiz:

FETÖ ve benzeri sapık cereyanlar Mehdî inancını kullanmışlardır.

— Öyleyse sakatlık Mehdî inancındadır.

Mehdî inancı hadislerde yer almaktadır.

— Öyleyse bu hadisler de sakattır.

Bu hadisler muteber hadis kaynaklarında da mevcuttur.

— Öyleyse bu kaynaklar da sakattır.

Veya, daha kesin ve kestirme bir ifadeyle söyleyelim: Hadis mühendislerimizin kendi gönüllerince ayıklayarak size sundukları hadislerin dışında “güvenilir hadis kaynağı veya sahih hadis diye birşey yoktur.”

Bu mantık yürütme her ne kadar bilimsellikten uzak düşse de, yoğun medya desteği altında yürütülen algı operasyonlarında bir hayli başarılı sonuçlar verebiliyor.

Ve,  sahayı ilâhiyat mühendislerimizin önündeki en büyük engel olan hadislerden temizlemek suretiyle, dini yeni baştan düzenlemek için tarihî bir fırsat ortaya çıkarıyor.

Daha da açacak olursak:

Bugün tartışılmakta olan konu Mehdî inancı gibi görünse de, asıl mesele bu değil, hadislerin tâ kendisi.

Müsteşriklerin izini takip ederek, hadislerin Asr-ı Saadetten sonra tedvin edildiğini ileri süren ve bu zaman aralığını hadislerin sıhhatine engel olarak gören mühendislerimiz, böylece, Asr-ı Saadetten on dört asır sonra Hadis ilmini “sağlıklı bir şekilde” (!) yeni baştan düzenleme imkânına kavuşmuş bulunuyorlar!

İşte, son zamanlarda her nasılsa birden bire alevlenen ve ekranlardan gazete köşelerine kadar ilgili-ilgisiz, bilgili-bilgisiz birçok kişiyi esrarengiz bir şekilde içine çekiveren Mehdî tartışmalarının mahiyeti de, hedefi de, mühendislerimizin önüne böyle bir imkânı sermekten ibarettir.

İnanmayanlar, mühendislerimizin çözüm önerilerine baksınlar.

Yazar Ümit Şimşek