Memleketimizde müslümanların en büyük derdi

Beş altı yüz sene hükmeden, 25 milyon km kareye İslamiyeti yayıp adaletle hükmedebilen; şehid dedelerin torunları olan bu kızlarımız, bacılarımız olan bu hanımlar, ne cesaretle yarım çıplaklıkla, bazıları dandik tesettürle, gevurların kıyafetini almakla, baba ve dedelerine hakaret edip, gevurları geride bıraktılar.

Halbuki Allah Kur’anda şöyle emrediyor “Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve Mü’minlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! bu onların tanınmalarına, tanınıp ta eziyet edilmemelerine o vaziyet en elverişli olanıdır… ( Ahzab:59) diğer ȃyati kerime daha interesant: “Ey iman edenler:…Peygamberin hanımlarından gerekli  her hangi bir şey sorduğunuz zaman perde arka sından onlardan sorun. Bu vazıyet hem sizin hem onların kalpleri için daha temizdir. (Ahzab:53)( Bakın Kardeşlerim Peygamberimiz a.s.mın hanımları Müslümanların anneleri mesabesinde oldukları halde onlara perde arkasında konuşmayı emrediyor. Hadisi şeriflerde:” Tesettür Hanımın vücut azalarının kalınlığı belli olmamasıdır” buyuruyor.. Diğer Hadisi Şerifte: “Dar elbise giyen kadınlar için Hadis: Elbiseli çıplaklar diyor.” 

Nereden nereye geldik! Mehmet Ȃkif ne diyor:

Hani haysiyyetin gölgesi çiğnense eğer;

Olmadan üç kişinin beş kişinin huni heder,

Kahraman  gayzı yatışmaz kanı coşkun efrad?

Hani namahreme söylemem kızlarımın,

Karımın isminin hem öldürürüm sorma sakın!

Diye tahriri nufur istemeye er kişiler!

Hani göstermediler eski celaletten eser.

(Haysiyetinin kendisi değil gölgesini çiğnetmek istemeyen er kişiler. Eğer Hanımına baksan veya laf atsan üç beş kişi ölmeden sinirleri yatmazdı o zamanki Müslüman’ın. Yabancıya kızımı ve karımı göstermek şöyle dursun ismini bile sorsan seni öldürürüm diyen siz değilmiydiniz. Bu sebepten nüfus sayımı istemeyen o erkekler.) Onların torunları ne hale düştü hanımlarımız ecnebi hanımlarla karışsalar tanıyamazsın hangisi Müslüman hanımı.

Üstad diyor! Dene bakalım Bulgar gavuruna İslam kıyafetini giydirebilirsen- giydir? giydiremezsin?  Onla bizim kıyafetimizi kabul etmez de biz onlarınkini niye kabul edelim, kabul etsek şeref değil, alçaklıktan başka değildir.

Üsdad diyor! Çevredeki Müslüman devletler size itimat ettikleri için kötü ahlaklarınızı de müspet kabul eder. Bu yüzden benim doğum yerim Yugoslavya olduğu için, Amcam zavallı bilmiyor kimdir Türkiye muhabbeti için oğlunun adını İsmet İnönü koymuştu. Halbuki buradan fazla orada Osmanlıdan kalma İslami hayat mevcuttu.orada avluların çevresi  en az 2,5-3 metre duvarla sarılıydı. Postacı  ve poliste  sokak kapısını çalıp izin isteyip aldıktan sonra içeri girebilirlerdi. sokakta hanım beyi ile kol kola şöyle dursun, yan yana gezemezlerdi. Hanım 3-4 metre geride gezerdi. Saçaklı şapka şöyle dursun, Hekimoğlu ismail ve bazi yaşlı Abiler taşıdıkları Fransız beresini halk ne zaman sırp şehirlerine gidince Müslüman oldugunu tanınmamak için giymeye başladılar hocalarda büyük feveran koptu. Ayt nasıl Fransızlara benzemek için onları beresini giyersiniz.

Unutmayalım ki! Ecnebiler Müslümanlara benzememek için, Benim başım Müslümanların gibi Secdeye gitmediğinin almati olarak Kasketi icat edip onu giyerler. Foter ise haça benzer Haç alametidir. Biliyorsunuz haç onların tapanağıdır.  Bilirsiniz, haçın üst tarafı kısa alt tarafı uzundur. Hatta onların beli Müslümanların gibi rukȗa eğilmesin diye Zünnar isimli bellerine sert bir kuşak icat etmişler ve onu bellerine bağlarlarmış. İnönü Beyefendi Lozan da o dinsizlere söz vermiş ve demiş: Ben Türk milletine kendi adetlerinden koparıp sizlere benzeteceğim. Ve gemilerle Türkiye ye İtalya dan şapka getirip halkın başlarına koydurmuş. Hatta memurların şapkayı takmalarını mecbur etmiş. Şimdi zavallı millet şapka mecburiyeti kalktığı için baş açık gezmeye mecbur olmuş. Ki Müslüman Müslüman’a selam vermek farz olduğu halde karşıdakini Yahudi mi Müslüman mı olduğunu bilemediğin için selem yalınız tanıdığın kimselere verebiliyorsun. 

Yugoslavyanın lideri Marşal Tito Müslüman hanımların yüzlerinden Peçeyi ve vücutlarından çarşafı 1951 de çekmek için Türkiye yi örnek göstererek biz çok geç kaldık bakın Türkiye ne kadar bizden evvel bu problemi halletti diyerek. Kadınlardan çarşaf ve peçeyi çekmek için: Bir iki polisle mahalle hanımlarını bir yere toplardılar Hanımlardan bu kanunu kabul ettik onlara dedirtiyorlar dı. Annemim de almaya geldiler rahmetli annem fenalaştı bayıldı onu alamadılar gidemedi. 

Halbuki Peygamberimizin Hadisi Şerifinin “Men teşebbehe bi kavmin fehüve minhüm”. buyuruyor. yani ( Kim ki başka kavmın milletine benzerse o onlardandır.) Bu hadisi açıklamak için kitap yazan İskilipli Atıf Efendiyi o sebepten İdam etmişler. Ayni manada kitabı Arnavutlukta: İbrahim Kaduku Efendi Yazmış. Ayni manada kitabi Bosnalı: Seyfullah Efendi yazmış. Bunu teyid eden Üstad Bediüzzaman Hazretleri Şualar kitabının 385 sahifesinde Şeyhül İslam Zembilli Atıf Efendin fetvasını şöyle haber veriyor: Şeyhül İslam demiş: “Şaka ile de olsa şapkayı başına takan Müslüman Kȃfir olur” Türkiye de ki Müslümanlar şapkadan kurtuldukları için Türkiye de yaşayan Müslümanların çogu baş açık geziyor. Halbuki Peygamberimiz  a.s.mI Hiç kimse baş açık görememiştir.

Hulasa! Müslüman’ın cennet hayatındaki ebedi mutluluğunu ve cehennemde sonsuz bir zamanda ateşte yanacak kȃfirin hayatını ve Günahlarını temizleyinceye kadar günahkarın düşünmeden yaşayan aptal gafillere hayret etmemek imkȃnsızdır.

Bu hakikatleri sizinle paylaşan: Abdülkadir Haktanır