Memleketin Derdi İle Bağrı Yanan Bir Vatanperverin Cumhurbaşkanına Yazdığı Mektup

Bu mektubu yayınlamadan evvel iki şeyi belirteyim:

Birincisi, ben kardeşimiz kadar karamsar değilim; ancak tespitlerine ben de şahidim. Uşak, Aydın ve İzmir’de 15 Temmuz Konferansları verdim ve maalesef aynı halleri müşahede eyledim. Cumhurbaşkanımızı hainlerin oyunlarını Allah’ın yardımı ile bozan Ertuğrul Gazi’ye benzetiyorum. Zira İslamiyet hep yücelecek ve Türkiye İslam âleminin lideri olacaktır.

İkincisi, büyük harflerle aralara bazı müşahhas misalleri parantez içinde gireceğim. Parantezli yazılar bana aittir.

“GÖRDÜKLERİMDEN SONRA İÇİM ÜRPERDİ

Ankara’ya yaptığım hususi ziyaretimden ziyadesiyle üzgün döndüm. Gördüklerimi ve bildiklerimi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Başbakanımız Binali YILDIRIM ve ikisi gibi düşünen Devlet adamlarımıza haber vermekten dolayı görevimi yerine getireceğine inanıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım gerçekten kefenini giyip hizmet ve Türkiye’yi lider ülke yapmak için yola çıkmıştır. Lakin yanında kim var? İşte konu budur.

Bu gece Diriliş Ertuğrul’u seyredince ufkumda ki sislenmiş düşünceler berraklaşmaya başladı. Hala sisler yoğun ancak ufka giden yolun aydınlanmaya başladığını görmeye başladım.

Ülkemiz dışarıdan Amerika, İngiltere, Avrupa, Rusya, İran ve İsrail gibi şer odakları, içeriden dâhilî şer odakları tarafından kuşatılmış, ülke adına Başkomutanı yıkmaya, öldürmeye ahdetmişlerdir. Dâhili ve harici düşmanlar her türlü melanetlerini işlerken gelin görün ki, Başkomutanın yanında yer alması gereken beyleri, ağaları yani Türkçesi bürokratları başka dünyalarda yaşıyorlar. Sanki rüzgârın nereden eseceğine bakıyorlar gibi geldi. Bürokratlar makamlarını ve dünyalıklarını muhafaza ediyorlar. İşler adeta rölantiye alınmış. Başkomutanın bulunduğu ortamlarda suret-i haktan yana, yanlarından uzaklaştıkça herkes kendi âleminde olduğunu görmekten utandım. Başkomutan bürokratlarının çoğu tarafından yalnız bırakılmış. Ve birçok bürokratın sanki yeni bir kalkışma olacak ve esen rüzgârın yönüne göre tavır alacaklarını üzülerek anlattılar.

Birçok devlet kademelerinde, üniversitelerde, kurumlarda fetö terör örgütü ile mücadele adeta durduruldu. Yöneticiler adeta işin üzerine yattılar. Kurumlarda yüzlerce yeni alınan eğitici, memur, amir gibi görevlere getirilen kişiler, yöneticiler tarafından adeta ödüllendiriliyorlar. Sanki fetö’ye yaranmak için yarış yapıyorlar. 15 Temmuz gecesi şehit edilen bunca vatan evladına inat, bunca yaralılara ve millete verilen zarar ve ziyana karşı bu teröristler sinsi sinsi gülüyorlar. Adeta ödüllendiriliyorlar. Maddi boyutu trilyonlara ulaşan bu darbenin yeniden yapılabilir olacağına inanan binlerce yönetici ve bürokrat var. Bu hain düşünceli yönetici ve bürokratları koruyan mahfiller ise perde arkasından işlerini yaparken Reis’e karşı ikiyüzlülüklerini devam ettiriyorlar. Veya Reis’i tehdit ediyorlar. (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDA DENGE SAĞLAYALIM DERKEN ULUSALCILARIN GÖREVE GETİRİLDİĞİ VE ONLARIN DA FETÖCÜLERLE İŞBRİLİĞİ YAPMA İHTİMALİ KONUŞULUYOR).

Çok tehlikeli ve hain fısıltı gazetesinin size manşetini okuyorum. “Hapiste yatanlar, görevden uzaklaştırılanlar yakın zaman da tahliye edilecekler. Pensilvanya’dan gelecek emirle hedeflerine ulaşacaklar. Türkiye’de yeniden bir kalkışma ile birkaç milyon insanı şehit ederek yönetime el koyacaklar.’’ Hainlerin yaydıkları korku imparatorlukları ve manşetleri budur.

Kendilerini suret-i haktan gösterip vatansever insanları fetöcü diye şikâyet edip görevlerinden aldırmaya devam etmektedirler. (IĞDIR ÜNİVERSİTESİ BUNUN EN AÇIK MİSALİDİR). Nice fetö terör örgütü hainlere karşı direnen ve Temmuz ayını şahlandıran insanlar görevlerinden yanlış şikâyetler sonucu alındılar. Mağduriyetleri aşikâr olan bu insanlarımız müracaat edecek kapı bulamıyorlar. Yavaş yavaş oy verdikleri ve iktidara taşıdıkları partilerine karşı inançları kaybolmaya ve kendilerini yalnız hissetmeye başladılar. Bir zaman yazdığım ‘’küskünler ordusu oluşturuluyor’’ düşüncemin hala arkasındayım. Görevlerinden alınanlar var, geri döndürülmüyorlar. Mahkemeye çıkarılmıyorlar.

Bunların çoluk çocuklarını düşünelim. “Bir kavme olan düşmanlıklarımız bizi adaletsizliğe sevk etmesin.” Sanki Reis’e karşı düşman ordusu hazırlıyorlar. Eh be Reisim, sana yapılan yanlışlığa dayanabilir miyim? Artık yakın arkadaş çevreni göreve çağır kurban olayım. Yüzüne gülüp arkandan kuyu kazanları gör be Reisim. Bu vatan hainlerini kıs kıs arkandan güldürme yiğit Reis’im, güldürme. 

Başka bir oyun da kurumlarda ki kurulmuş ‘’soruşturma komisyonlarıdır’’. İşi savsaklamak ve ertelemek için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar. 

Hani bilirsiniz oğul babaya derki, baba hırsızı yakaladım. Oğlum tut kolundan getir. Gelmiyor baba. Oğlum bırak gitsin. Gitmiyor baba. Oğul desene hırsız sensin. Teşbihte hata yapmayalım da bugünlerde kurulan komisyonlar bana bunu hatırlatıyor. Fetö terör örgütünün ta merkezine dâhil olmuş kişiler komisyonların üyesi. (MEDENİYET ÜNİVERSİTESİNDE KOMİSYONUN İKİ ÜYESİ TEMELDEN FETÖCÜ; AYNI DURUM İSTANBUL MÜFTİLİĞİNDE VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDE DE SÖZKONUSUDUR)

Kurumlarda ana merkezlerde, ana kumandalar da hep terör örgütü analar, ablalar ve ağabeyler görevlerinden alınmazsa bu beladan ne kurumlar ne de devlet kurtulamaz. Adım adım Siyonistlerin ve haçlıların arzu ettiği yöne doğru sürükleniyoruz.

Reisicumhur’ um artık bize hatırlatmak düşer.  Siz yürüyün biz arkanızdayız ve asla ayrılmayacağız. Sizin basiretinizden zerre şüphemiz yoktur. Sizin yukarıdan gördüklerinizi bizler aşağıdan göremeyiz. Hatta sizin belki bize ters gelen eylem ve söylemlerinizin mutlaka memleketimizin geleceği açısından öneme haizdir. Allah size yürüdüğünüz yolda engeller bırakmasın.

Ankara da gördüklerimden sonra içim ürperdi. Bunları paylaşmazsam kendimi sorumlu sayarım. Yazdığım bu bilgilerden dolayı alınma darılma olmasın. Zira görevini layığı ile yapan yönetici kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu vatan hepimizindir. Hizmette kusur edenlere söylemesek, hataları varsa ikaz etmezsek, onlara karşı dost bile olamayız. Dost, dostunun hatası varsa eksiği varsa zamanında hatırlatmalıdır ki eksik veya hatalar yumak haline dönüştürülmesin.

Yarın Cuma’dır. Mübarek ola. Mağdur ve mazlum, evsiz barksız insanlara Allah imdat ede. Müslümanlar da hayırda yarışanlardan ola.

Selam ve dualarımla.”

BİR ÜNİVERSİTEDE ÖĞRETİM ÜYESİ. İSMİ BENDE MAHFUZDUR.

 

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: