Meşreb Maşrabadır!

Mesreb.MasrabadirMEŞREB: Huy. Yaradılış. Adet. Ahlâk. * Gidiş. * İçmek. İçilecek yer. * Fehmetmek. * Mânevi haz ve feyz alınan yer ve yol.

“..dünyaya, enaniyete ait herşeyi feda etmek vazifemizdir.” deyip nefsinizi susturunuz! Medar-ı niza’ bir mes’ele varsa, meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız, herkes bir meşrebde olmaz. Müsamaha ile birbirine bakmak, şimdi elzemdir. Kastamonu Lahikası ( 234 )”

Mesleğimiz “Haliliye” olduğu için, meşrebimiz “hıllet”tir. Hıllet ise; en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktiza eder. Lem’alar ( 162 )

Meşrebimiz münakaşa ve münazara olmadığından ve kusurumuzu hakikî olarak gösterenlerden memnun olduğumuzdan.. Emirdağ Lahikası-2 ( 150 )”

Meşreb hakkında Asar-ı Nuriyede birçok mehaz ve bu mehazlarda ise meşreblerde tulu edebilecek sıkıntıları Üstadım söylemiştir. Risale-i Nurda 271 yerde Meşrebden bahsedilmiştir. Üstadım nerede meşrebden bahsetmiş ise derakab orada İttihad, Tesanüd, Sebat, İtidal-i Dem, Salabeti nazara vermiştir.

En üst ve zor makam olan Fenafil İhvan makamı ise meşreb farkından kaynaklanan meselelerle en üst makamda yer almıştır. Fenaf-iş şeyh, Fenaf-ir Rasul, Fenaf-illah makamlarında fani olmak kolaydır. Çünkü bu 3 makam insanın kendi şahsından yüksektir. Nitekim fenaf-iş şeyhte fani olanın diğer makamlarda fani olması kolaydır. Ama kendiyle aynı seviye ve makamda olan kimseler arasında ise tesanüt zor olur çünkü makam bir. Bu makamda birlik olması ise ihtilafa sebebdir. İhtilafın olduğu yere bakın aynı makamda olan; ama farklı meşrebde olan kimselerden kaynaklanır.

Meşrebler istikamet ve sadakat olmak şartıyla bir hükmündedir. Risale-i Nurun en yüksek makamı ise Sadakat olduğu kesindir. Hemen bütün lahikaların başında Aziz, Sıddık Kardeşlerim! hitabı var bu gösteriyorki Risale-i Nurun makam-ı zir’i Sıdk/Sadakat makamıdır. Mezheblerde nasıl ki Ehl-i Sünnet ve batıl 72 fırka daha vardır. Aynen bunun gibi her yönü ile istikametli olan Ehl-i Sünnet mezhebidir. Bunun içinde ise aslen 12 ama yürürlükte olan/tabisi olan 4 mezheb vardır. Bunlar ise Maturidi olan Hanefilik ve Eş’ari olan Şafi, Maliki ve Hanbeli mezhebleridir. Amelde bu 4, İtikadda ise Maturidi ve Eş’ari olmaz üzere mezheblerimizdir. Hepsi haktır hepsi Ehl-i Sünnettir. İşte istikamet üzere olan nur meşrebleride bu mezheblerin ortak ismi olan ehl-i Sünnet gibi bir hükmündedir. Nitekim: “zevk alıyorlar, Allah’a şükrediyorlar. Âdeta cesedleri muhtelif, ruhları bir hükmünde hakikî manevî vereselerdir.  Barla Lahikası ( 21 )”  ve “bir ruh iki cesed nazarıyla bakıyorum. Cenab-ı Hak onları muvaffak etsin ve emsalini oralarda çoğaltsın. Kastamonu Lahikası ( 128 )”

işte bu mehazlardan Batıni/enfüsi/tefekküri olarak baktığımızda aynı makamda, aynı fikirde olanlar bir meşreb hükmündedir manası tezahür etmektedir.

Bir çok meşreler tezahür etmiştir. Gerek üstadım (r.a) hayatta iken gerekse kendisinden sonra olsun Nurlardan istifade etmek niyetiyle bir çok meşrebler.. Her meşrebin hususi meziyetleri bulunması o meşrebde olan insanların oraya celbine vesile olmuştur bu da o kimseleri cezp etmiştir. Meşreblerin bu hususiyeti ise Şua-i Şems’in temas ettiği şeylerde muhtelif renklerin tezahürüyle gunagun olmasına vesile olmuştur. Renk denildiğinde herkesin aklına bir renk gelmektedir. İşte bu renkler birer meşredir; ama istikametli ; ama istikametsiz. Herbirisi bir renktir. Sadece yeşil renk olmadığı gibi bir meşrebde tek meşreb değildir.

Mesleğimiz içinde birçok meşrebler bulunmaktadır. Bir vechesiyle hizmet etmektedir. Sadakatın ve Hizmetin Tarzının nasıl olacağını Lahikalardan ders almaktayız. Lahikaların kıymetsiz görüldüğü bir meşreb varsa bilinki o meşrebin esasında bir çürüklük vardır ve sadakatta da nakıs olup kafama göre hizmetim var anlayışı tezahür etmektedir. Nura bir değil çok cihetlerle darbe vurmaktadır çünkü kendin pişir kendin ye anlayışı hüküm sürmektedir. O meşrebde hizmeti tanıyan kardeşlere de istikametli bir hizmete intisab etmeleri istikamet ve tekemmül için gerekmektedir. Kafamıza göre hizmet değil Üstadımın Lahikalarda belirttiği tarzda hizmet etmek ise istikametin ve tekamülün esasatını teşkileder. İşte meşrebler de böyledir. Fenaf-in Nur makamına vasıl olmalıyız ve bu bizim bir meziyetimiz olmalıdır.

Tabir-i aherle kaç Nur Talebesiyiz?

Ne kadar sadakatla hareket ediyoruz?

Ne kadar üstadımın meslek ve meşrebindeyiz?

Selam ve Duayla

Muhammed Numan Yozgâtî

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: