Müminler Galip Olacaktır

 Müminlerin hayattaki tek amacı, Allah’ı razı etmek, O’nun sevgi ve dostluğunu kazanmaktır. Bu amaç uğruna da, her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alacak kadar derin bir imana sahiptirler. Allah, Kendi dinine yardım ettikleri takdirde, müminlerin bu çabalarını karşılıksız bırakmayacağını ve onlara yardım edeceğini vaat etmiştir. Bu müjde, bir âyette Rabbimiz tarafından şu şekilde bildirilmiştir:

Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah adına İslam’a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır. 1

 “…Allah, güç sahibidir, azizdir.2

İnkâr edenlerin gücü parada ve mevkide aramalarının aksine müminler, gücün yalnızca Allah’ta olduğunu bilirler. Rabbimiz bize yeter“3 diyerek, tek güç sahibi olan Allah’a teslim olurlar. Müminler en olumsuz şartlarda dahi Allah’ın kendileriyle beraber olduğunu ve galip geleceklerini bildikleri için son derece rahattırlar. Çünkü Rabbimizin, müminlere karşı inkârcılara asla yol vermeyeceği vaadini bilirler. Şartlar ne olursa olsun sonunda inkâr edenler mağlup olacaklardır.

 Bu konuyla ilgili Kur’an’da verilen pek çok örnek vardır. Mesela gelmiş geçmiş en azılı inkârcılardan olan Firavun, ileriki dönemlerde kendisi için tehlike oluşturacağı endişesi ile (Allah en doğrusunu bilir) İsrail oğullarından doğan erkek çocukların öldürülmesi emrini vermiştir. Kurduğu bu tuzağın ayağına dolaşacağından habersiz olan Firavun, Allah’ın ilhamı ile annesinin suya bıraktığı Hz. Musa’yı öldürmemiş ve evlat edinmiştir.

 Nihayet Firavun’un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.

Firavun’un karısı dedi ki: “Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi. 4

Burada ilginç olan şey, Firavun tarafından bütün erkek çocukların öldürülmesi emredildiği halde Hz. Musa’nın, suya bırakılmak kaydıyla bu karardan korunmak istenen bir çocuk olduğunu ne Firavun’un ne de çevresindekilerin akledememesidir. Rabbimizin inkârcılara kurduğu bu tuzak, hem onların akılsız olduklarının hem de Allah’ın müminlerin yanında olduğunun delilidir.

Hz. Musa kıssasında Allah’ın müminlere diğer desteği ise şöyledir: Hz. Musa, İsrailoğullarını Firavun’un zulmünden korumak için Mısır’dan çıkarmış, Hz. Musa ve İsrailoğulları deniz kıyısına ulaştıklarında, içlerinden bazı zayıf imanlılar, Firavun tarafından sıkıştırıldıklarını düşünerek, panik olmuşlar ve ümitsizliğe kapılmışlardır. Oysa Hz. Musa “… Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir.” 5 diyerek, Allah’ın yardımının kesin olarak müminlerle olduğuna dair inancını ortaya koymuştur. Gerçekten de Allah, Katından bir mucize olarak denizi ikiye yarmış, Hz. Musa’yı ve kavmini karşı kıyıya geçirmiş, hemen arkalarından denizi kapatarak Firavun ve ordusunun suda boğulmasını sağlamıştır.

Hz. Musa’nın, bu denli tevekküllü ve korkusuz olması, Allah’ın yardımının müminlerle birlikte olduğundan emin olması dolayısıyladır. Allah, ona, Korkma” dedik. “Muhakkak sen üstün geleceksin” 6 hükmünü vahyetmiştir.

Allah, Kuran’ın Demek ki gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır” 7 âyetleriyle müminler için her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık olduğunu bildirmiştir. Rabbimiz ayrıca müminlere kurulan tüm tuzakların bozulacağını ve bunların müminlere hiçbir zarar veremeyeceğini müjdelemiştir. Bu âyetlerden biri şöyledir:

… Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ‘hileli düzenleri’ size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.” 8

Bu konuyla ilgili diğer örnek ise Hz. İbrahim kıssasında geçer. Hz. İbrahim inkârcılar tarafından ateşe atılmış, ancak ateş Hz. İbrahim’e soğuk gelmiştir. Allah’a olan teslimiyetinden dolayı Rabbimizin Hz. İbrahim’e yardımı, Kur’an’da şu şekilde bildirilmiştir:

Biz de dedik ki: “Ey ateş, İbrahim’e karşı soğuk ve esenlik ol.” 9

Allah, Hz. Muhammed’e ve müminlere de Bedir savaşında melekleriyle destek vermiştir. Bu konuyla ilgili âyetler şöyledir:

Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah’tan sakının, O’na şükredebilesiniz. Sen mü’minlere: “Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?” diyordun. Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır.” 10

İnsanlar çoğu zaman yalnız olduklarını düşünürler. Aslında kalabalık içinde veya tek kaldıklarında ya da uyurken Allah yanlarındadır. “Biz ona şahdamarından daha yakınız.” 11 âyetinde bildirildiği gibi, Allah daima bizimledir. Aynı zamanda sağ ve sol tarafımızda yazıcı melekler de doğumumuzdan ölümümüze kadar yanımızdan ayrılmazlar. Yanımızdan hiç ayrılmayan, Allah’ın dosdoğru yolundan bizi saptırmaya çalışan şeytanı da unutmamak gerekir. Bu kadar kalabalık içinde insan kendini yine de yalnız hissediyorsa, Allah’ın kendisiyle olduğunu ve O’nun dinine yardım ederse ayaklarını sağlamlaştıracağını unutmuş demektir.

Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder.12

Bu gerçeğin farkında olanlar ise yalnızca derin bir imana sahip olan müminlerdir. Müminler, yaptıkları her harekette Allah’ı düşünür ve bu hareketimle Allah’ı mı razı ederim yoksa şeytanı mı mutlu ederim diyerek vicdan muhasebesi yaparlar. Bu muhasebe sonunda da daima Allah’ı razı etmek yönünde çaba sarf ederek, şeytan ve yandaşlarına karşı galip gelirler. “Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.” 13 ve galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır.” 14

İbrahim Akın

Dipnotlar

1-  47 / Muhammed 7

2- 22 / Hac 74

3- 3 / Al-i İmran 173

4- 28 / Kassas 8-9

5- 26 / Şuara 62

6- 20 / Taha 68

7- 94 / İnşirah 5-6

8- 3 / Al-i İmran 120

9- 21 /Enbiya 69

10- 3 / Al-i İmran 123- 125

11- 50 / Kaf 16

12- 22 / Hac 40

13- 4 / Nisa 6

14- 5 / Maide 56