Müslüman Gününü Nasıl Değerlendirmelidir?

Bir Müslümana sorulan suallerden en mânasız olanlarından birisi, “ boş vakitlerinizde neler yaparsınız?” şeklindeki sualdir. Çünkü Müslümanın boş vakti olmaz.

Tembel insanın arkadaşı şeytandır. Hiç bir şey yapmayan insan, şeytanın dediklerini yapmaya başlar. Cenab-ı Allah (cc) biz insanların gafil ve cahil olduğunu bildiğinden, bizleri ikaz etmek için  şöyle ferman buyurur: “Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel” 1

Müslüman, yaptığı işlerinde sadece Allah rızasını gözetir. Dolayısıyla Mü’min, ömür sermayesinin değerini bilen ve zamanını iyi değerlendirendir. Mü’min, elindeki işi bitince, yeni bir iş veya ibadetin başlama zamanı geldiğini bilir. Burada bazı müfessirler bitirilen işi, bazıları da başlanacak işi “ibadet” olarak yorumlamışlardır. Bu yorumların ortak noktası, dünya ve ahiret arasındaki dengeye dikkat edilmesi gereğinin vurgulanmış olmasıdır.

Âhir zamanın müceddidi, varisü’l- Enbiya Bedîüzzamân Hazretleri’nin dört günde, günde üç saat mecmuu on iki saatte mu’cizat-i Ahmediye olan on dokuzuncu mektubu yazdırmasının sırrını,“bast-ı zaman” hakikati ile izah edileceği gibi, zamanın israf edilmediği durumlarda ne kadar bereketlendiğini buradan anlamak mümkündür.

Zamanın önemini veciz bir şekilde ifade eden, Tabiînin imâmlarından Amr ibn Abd-i Kays kendisiyle konuşmak isteyen birisine “Güneşi tut!” diyerek zamanın geçip gittiğini ve bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini istemiştir.

Bin dört yüz seneden beri beşere rehberlik ve muâllimlik yapan Efendimiz (asm)’e zamanın nasıl kullanılacağı konusunda da insanlığa örnek olmuştur. Peygamberimiz, (asm) ziyaretleri belli bir sınırda ve belli bir plân içinde tutması bizim için de önem taşımaktadır. Hem kendisine tevdi edilen tebliğ vazifesini yapmış, kulluk vazifesini en ileri derecede ifa etmiş, hem nafakası için çalışmış, hem de gerektiğinde düşmanla savaşmıştır.

Cenab-ı Allah (cc) “Geceleyin uyumanız ve gündüzün onun lütfundan istemeniz de, O’nun delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır” buyurur. 2

Uyku, zaman açısında önemi çoktur. Gün boyunca çalışan bir kalp, yorulan bir bedenin elbette dinlenmesi ve istirahat etmesi gerekir. Bu yorgunluk ancak uyku ile giderilebilir. Günde beş saat uyku yeterli olduğu söyleniyor. Bediüzzaman Hazretleri yarım saatlik bir kaylûle iki saat gece uykusuna bedel olduğunu belirterek, bu sayede günlük ömre bir buçuk saat kazandırabileceğini söylemiştir.

Geceyi sabaha kadar televizyon dizileri, spor oyunları ile geçirenlerin, gündüzü de pek verimli olamaz. Allah’a ve âhiret gününe inanmış bir mü’min, Kur’ân’ın emrettiği kurallar dâhilinde hareket etmelidir. Kur’ân’ın emirlerine dayanan hem dünya hem de ahiret işlerini düzgün yürütür ve böylece huzurlu olur.

Ailesinin nafakasını temin etmek ve helâl dairede çalışmakta bir ibadettir. Bu nedenle her bir peygamber, her bir veli geçimlerini temin etmek için meşguliyetleri olmuştur. Zaten peygamberlerin ekseri, (as) bir san’at ve mesleğin piri olmuşlardır.

Meselâ “… Süleyman Aleyhisselâm gibi iki aylık yolu bir günde git! İsâ Aleyhisselâm gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış! Hz. Musa’nın asası gibi taştan ab-ı hayatı çıkar, beşeri susuzluktan kurtar! İbrahim Aleyhisselâm gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy! Bazı Enbiyalar gibi Şark ve Garpta en uzak sesleri işit, suretleri gör! Davut Aleyhisselâm gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün sanatına medar olmak için demiri bal mumu gibi yap! Yusuf Aleyhisselâmın birer mu’cizesi olan saat ve gemiden nasıl istifade ediyorsunuz; öyle de, sair enbiyanın size ders verdiği mu’cizelerden dahi, o saat ve sefine gibi istifade ediniz, taklitlerini yapınız”

“İşte buna kıyasen, Kur’an her cihetle beşeri, maddî ve manevî terakkiyata sevk etmek için ders veriyor, üstad-ı kül olduğunu ispat ediyor.”

Hulâsa, mü’minin önemli vazifelerinden biri, Kur’ân ahlâkını yaymak ve bu yolda mücadele etmektir. Efendimiz (asm) “Dünya ile benim misalim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir.” Zamanın sur’atle geçtiğine işaret buyurmuşlardır. Demek ki akıllı insan zamanını boşa harcamaz, bütün gücü ile dünya ve ahirette ona lâzım olacak şeylerin tahsiline çalışılmalı, bir ibadetten başka ibadete; bir meşru işten başka meşru işe koşmalıdır.

Rüstem Garzanlı

www.NurNet.org

08.06.2015

Dipnotlar:

1- İnşirah, sûre,94, Ayet 7–8
2-Rum, sûresi, ayet 23,
3 Hutbe-i Şamiye say. 335, (Eski Said Dönemi)