Müslüman Hava Durumuna Göre Şekil Almaz

Musluman.Hava.Durumuna.Gore.sekil.AlmazTatil başladı! Dolayısıyla biz bir 3 ay kadar her türlü mücadeleyi, tebliğ faaliyetini bırakalım.Zaten yorulduk, dolayısıyla tatilde dinlenmemiz gerekir gibi bir mantık müslümana yakışmaz. Müslüman mücadele ettikçe, Kuran’a ve Allah’ın dinine hizmet ettikçe dinlenir. Asıl bunları yapmadığında yorulur Müslüman. Rabbinin nimetini durmaksızın anlat. (Duha Suresi, 11) ayetinde bildirildiği gibi, ara vermeden, durmaksızın ibadete devam etmek farzdır.

Sıcağın zayıf insanlar üzerinde caydırıcı özelliği vardır, yaz rehavetine karşı dikkatli olmak lazım. Sıcak havalarda bazı insanlar gevşer ve İslam’ı tebliğ etmeyi durdururlar. Yazlığa gidip ellerinde sineklikle sinek kovalamaları gerektiğini ya da karpuz yeyip çekirdeğini ayıklamaları gerektiğini düşünürler. Oysa bir müminin boşa harcayacak tek bir saniyesi olmamalıdır. Dünyanın dört bir yanında müslüman kardeşlerimiz zulüm görürken üç ay havuz keyfi yapıp, sadece nefsi tatmin etmek müslümana yakışmaz.

Kuran’da münafıklar diyor ki; bu sıcakta cihada, tebliğe, dini yaymaya çıkılır mı? Demekki sıcağın böyle caydırıcı bir özelliği var ki, zayıf nefisleri olumsuz etkiliyor ki Cenabı Allah Kuran’da o konuya işaret etmiş. Dikkat edin, yazın insanlara rehavet çöker ve çok gevşerler. Oysa irade kullanıp tam tersi şekilde davranmak gerekir. Daha şevkli, daha gayretli, daha heyecanlı olmak lazım. Zira müslüman hava durumuna göre şekil almaz.

Ölümün ya da hastalığın ne zaman geleceği belli olmaz. Hastalık da bazen insanı ölüm raddesine getirir, dünyadan geçirtir. Allah’ın,  bereket vermesinin,  güzellikler, huzur, sağlık, sıhhat vermesinin nedenini insanların iyi düşünmesi gerekir. İnsanı dünyevi zevkler ve menfaatler mutlu etmez. Allah’a hizmet etmek mutlu eder. Kuran’a hizmet etmek mutlu eder.

“İşlerinden boşaldığın vakit, tekrar çalış ve uğraş” İnşirah Suresi,7)

Cenab-ı Allah, “işinden boşaldığında”, yani işin bittiğinde “yeniden başla çalışmaya” diyor Peygamberimiz (s.a.v.)’e . Müslümanın da aynı tarzda, aynı tavır içerisinde olmalıdır. Onun için, “giderim, havuzda, denizde üç ay dinlenirim” olmaz.  Eğer Allah rızasını esas almıyorsan, gidiyorsan, Kuran’ı unutuyorsan, İslam’ı unutuyorsan, orada seni aniden ölüm yakalarsa, nasıl açıklayacaksın onu Allah’a? ”Yarabbim, ben tatildeydim” mi diyeceksin?

Kuran’ın neresinde var Allah’tan, Kuran’dan, İslam’dan uzak bir hayatı tatil olarak görmek? Elbette seyahat edilebilir, biryerlere gidilebilir. Ama yine Allah rızası için yapılır o gezi. İnsan gittiği yerde de bütün gücü ile İslam’ı ve Kuran’ı yaymak için gayret eder. İbadet hiçbir yerde ve koşulda durmaz. Müslüman olduğunu söyleyen herkesin var gücü ile Allah rızasının en çoğunu aramak konusunda gayret etmesi lazım.

Hiçbir şart ve ortam müminleri din ahlakını yaşamaktan, Allah’ı ve ahireti düşünmekten alıkoymaz. Allah Kuran’da müminlerin bu özelliğini şöyle bildirmiştir: “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.” (Nur Suresi, 37)

Bu kıymetli günleri boş işlerden yüz çevirerek, Rabbimizin yüzü ve rızası için dolu dolu ibadetle geçirelim inşaAllah. Zira ölüm çok yakın. Geri dönüşü olmayan o ana geldiğimizde ‘keşke…” diyenlerden olmamak için, henüz vaktimiz varken bunu dua ve ibadetle en doğru şekilde değerlendirelim inşaAllah.

İbrahim Akın

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: