Namaz Tesbihatını Said Nursi İle Yapmak

Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde kabule en yakın duaların “Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualar” olduğunu söylemiştir. (1) Bu sebeple namazdan sonra yapılan tesbihat, Allah’a yaklaşmak gayesi ile asr-ı saadetten günümüze kadar kesintisiz olarak uygulanmıştır.

Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatında namazdan sonra okunması sünnet olan tesbih, tahmid, tehlil, zikir ve salâvatın, her türlü şerden Allah’a sığınma ve Allah’ın isimleri ile dua etmenin “velâyet-i Ahmediyenin evradı” olduğunu söyler.(2) Zira Risale-i Nur hareketinin değişmez prensibi olarakta Şu kısa tarikin evrâdı, ittibâ-ı sünnettir; ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tâdil-i erkânla kılmak, namazın arkasındaki tesbihatı yapmaktır.” demektedir. (3) Bildiğimiz kadarıyla ülkemizdeki en kapsamlı namaz tesbihatının müellifi, Osmanlı Devletinin son döneminde devrin en yüksek ilmî rütbesi olan “Mahreç” pâyesi verilmiş İslam Âlimi Bediüzzaman Said Nursi’dir. (4)

Bu yazımızda, Bediüzzaman Said Nursi tarafından telif edilen, Risale-i Nur Camiasınca evrad edinilen zengin ve kapsamlı bir içeriğe sahip namaz tesbihatının dikkat çeken başlıca temaları üzerinde duracağız.

İstiâze Duaları : İstiâze, terim olarak her türlü kötülükten korunabilmek için Allah’ın yardım ve himayesini zikretmektir. Kur’ân-ı Kerîm’de istiâze  on yedi âyette geçmektedir. İstiâze konusuna hadislerde de genişçe yer verilmiştir. Nesâî es-Sünen’inde istiâzeyle ilgili olarak Hz. Peygamber’den mükerrerleriyle birlikte 111 hadis nakletmiştir. Bu hadislerde Hz. Peygamber bütün kötü sıfatlardan, fayda vermeyen işlerden, şeytanın vesvesesinden, dünya ve âhirette insana eziyet veren şeylerden Allah’a sığınmıştır. (5) Said Nursi’nin telif ettiği tesbihattaki istiaze dualarına baktığımızda da şerrinden Allah’a sığınılanların dini ve dünyevi fitneler, ahir zaman fitnesi, deccal ve süfyan fitnesi, dalalet ve belalar, nefsi emmare, firavunlaşmış nefisler, kadınların içindeki bazı şerli-belalı-fitneler, kıyamet gününün azabı, cehennem azabı, Allah’ın kahr azabı ve ateşi, yalancı şöhret, kibir, övünmek, inkârcıların tecavüzü, münafıkların şerri, fasıkların fitnesi gibi kişileri ve toplumları helâkete sürükleyen başlıca unsurlar olduğu görülecektir.

Salavat-ı Şerifeler : Bediüzzaman Said Nursi, tesbihatının bir bölümünü salâvata tahsis etmiştir. Zira salâvat Peygamber Efendimize (asm) has bir dua olduğundan, O’na mahsus duayı Rabbimizin reddetmeyeceğini umarız. Nitekim Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Bana, duanızın başında, ortasında ve sonunda salât okuyun” buyurmaktadır.(6) Salâvatın rahmete vesile olması nedeniyle İslam Âlimleri eserlerinde salâvat-ı şerifelere yer vermiştir. Said Nursi’de tesbihattaki salâvatlarda Peygamberimize (asm) milyon kere salât u selâm; Âl ve Ashabına (ra) selâm ve tebrikte bulunmuştur. Bütün bu salât, selâm ve bereket niyazlarını yaparken de kâinattan misaller verip dertler ve devalar adedince, ağaçların yaprakları kadar, denizlerin dalgaları adedince, yağmurların damlaları sayısınca ifadelerini kullanarak tefekküri bir ibadete kapı açar.

Esmâ-i Hüsnâyla Dua Etmek : Said Nursi namazın ve namaz vakitlerinin hikmetlerini açıkladığı  Dokuzuncu Söz’de şuunat-ı ilahiyeye daha çok vurgu yaptığı vakitler, sabah ve ikindi vakitleridir. Nursi, bilhassa bu vakitlerde,  tesbihatta Esma-i İlahiye ile Cehennem azabından Allah’a sığınmıştır. Bu vakitlerin önemine dair hadis-i şerifte vardır ki: “Gece ve gündüz melekleri, nöbetle yanınıza gelip giderler. Sabah ve İkindi namazlarında toplanıp nöbet değiştirirler. Sonra geceyi yanınızda geçiren melekler, Allah’ın huzuruna çıkarlar. Allahu Teâlâ da bildiği hâlde meleklere: Kullarımı ne halde bıraktınız?’ diye sorar. (Melekler de): ‘Yanlarından namaz kılarlarken ayrıldık¸ yanlarına geldiğimizde namaz kılarken bulduk.’ cevabını verirler.(7) İşte bu vakitlerde Bediüzzaman Said Nursi’nin namaz tesbihatında Rahman’ı daha çok isim ve sıfatlar ile tesbih edip mağfiret dilemesi dikkat çekici bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öğle, akşam ve yatsı namazlarında ise yine Esma-i İlahiyeyi zikrederek Peygamber Efendimiz’e (asm) Âline ve Ashabına salâvat getirmiştir.

Sabah ve ikindi namazları sonrasında yapılan Esma-i İlahiyeyi ile örgülenmiş dua Tercüman-ı İsm-i Âzâm Duası diğer vakitlerdeki esmâ-i hüsnâ ile yapılan dua İsm-i Âzâm Duası olarak kaynaklarda geçmektedir.

Namaz Sonrası Aşirler : Namazlardan sonra okunacak bazı ayetleri, Peygamberimiz (sas) bizzat kendisi talim ve tavsiye etmiştir. Nebevi talimat gereği Said Nursi’de tesbihatın hitamında aşağıdaki aşirlerin tilavetini tercih etmiştir.

Sabah ve akşam namazlarından sonra okunan Hüvallahüllezi: Haşr Sûresi’nin son üç ayetidir. Bu ayetler hakkında Peygamber Efendimiz (sav) buyurdular ki:

“Kim sabahleyin üç kere eûzu besmele çektikten sonra Haşr Sûresi’nin sonundaki üç ayeti okursa, Yüce Allah onun emrine yetmiş bin melek verir. Onlar akşama kadar o kişiye dua ve istiğfar ederler. Eğer o gün ölürse şehit olarak vefat etmiş olur. Her kim de akşam aynı şekilde okursa onun durumu da (sabah okuyan kimsenin ki) gibidir.” (8)

Ayrıca bir hadis-i şerifte “Allah’ın İsm-i A’zam’ı (en yüce ismi) Haşr Sûresi’nin sonundaki altı ayettedir” buyrulmuştur. (9)

Öğle namazından sonra Fetih suresinin “lekad sadekallahu” ile başlayan son üç ayeti okunmaktadır. Fetih suresini okumanın faziletini bildiren hadisler mevcuttur. Kanaatimizce Bediüzzaman Said Nursi, tercihen öğle namazına müteakip Fetih suresinin son 3 ayetini okumayı vird edinmiş, talebelerine de tavsiye etmiştir.

İkindi namazından sonra Nebe Suresinin son on ayeti okunur. Başlıca hadis kaynaklarında bulunmasa da Tefsiru’l-Kuran’da geçen rivayete göre Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki: “İkindi namazından sonra Nebe suresini (vird olarak) okursa, Allahu Teâla o kimsenin rızkını artırır ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır.” (10)

Yatsı namazından sonra okunan Âmenerrasûlü: Bakara Sûresi’nin son iki ayeti Bu iki ayet Miraç hediyesidir. Hadis-i şerifte vardır ki; Bakara Sûresi’nin son iki ayetini geceleyin kim okursa o iki ayet ona kâfi gelir. (11)

Bediüzzaman Said Nursinin telif ettiği, talebelerinin vird edinip namazlardan sonra yaptığı tesbihatın içerik ve tertibinin Kur’an ve Sünnete uygun olduğu ortadadır. Bunun yanı sıra yapılan tesbihatta oldukça kapsamlı ve öz zikirler ile Allah’ı tazim, tekbir, tahmid, peygambere salât-ü selam ve tesbih vardır. Bu sebeple namaz tesbihatı imanın tezahürü ve tasdiki açısından büyük bir öneme haizdir. Bediüzzaman Said Nursi tarafından telif edilen namaz tesbihatını ihmal etmeyen bir mümin, her gün yüzden fazla salâvat ve esma-i ilahiye okumakta, başta kendisi olmak üzere, ailesi ve tüm müslümanlar için kurtuluş ve hidayet niyazlarında bulunmaktadır.

Kaynaklar :

1- Tirmizî, Daavât 80

2- Kastamonu Lahikası, 70. Mektup

3- Sözler, Yirmi Altıncı Söz’ün Zeyli

4- https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nurs%C3%AE

5- TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt 23, sayfa 318-319.

6- Tirmizî, Salât, 352

7- Muvatta¸ Kasru’s-salat¸ 82; Buhârî¸ Mevâkît¸ 16¸ Bed’u’l-halk¸ 6¸ Tevhid¸ 33; Müslim¸ Mesâcid¸ 210

8- Tirmizî, Fedâil, 22

9- Ali el-Müttekî, Kenzu’l- Ummâl

10- Tirmizî, “Fedâilü’l-Kur’an”, 22 (No. 2922)

11- Buharî, Fedâilu’l-Kur’ân 10 

Zafer KARLI

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: