Nasıl Bir Gençlik Lazım ?

Nasıl Bir Gençlik Lâzım ?

Bizler, Kur’ân’da Cenâb-ı Hakk’ın “Sizler, insanlar içindeki en hayırlı ümmetsiniz!..”(1) hitabına mazhar bir gençliğiz..

Bizler, Hz. Peygamber’in (A.S.M.) “Ey Âhirzaman Gençliği!..”(2) hitabına mâsadak bir gençliğiz..

Bizler, Bediüzzaman’ın “Mazi geçmiş.. Hâl mâlum.. Bize Nesl-i Cedid lâzım!..”(3) diye betimlediği “Nesl-i Cedid” yani yeni nesiliz..

Bizler, Mehmed Âkif’in “Asım’ın Nesli diyordum ya.. Nesilmiş gerçek.. İşte çiğnetmedi namusunu.. çiğnetmeyecek..”(4) dediği “Asım’ın Nesli”yiz..

Bizler, Necip Fazıl’ın “Bir Gençlik..  Bir Gençlik ki.. ‘Kim var?..’ denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan ‘Ben varım!..’ diyebilen bir gençlik!..”(5) diye tavsîf ettiği, “Büyük Doğu” gençliğiyiz..

Bizler, Sezai Karakoç’un “Klişeci değil özcü, lafızcı değil anlamcı”(6) olarak değindiği ve “Dönüşsüz tövbenin eri” olan “Diriliş Gençliği”yiz..

Bizler, “Doğu’nun Yedinci Oğlu”(7) , “İslâm Âlemini Yüceltecek Taha”(8) olarak vasfedilen bir gençliğiz..

Bizler, “Nur tohumlarının çiçek açacağı”(9) , “cennet-âsâ bir bahar”ın hasret ve intizarı içinde bulunan bir gençliğiz..

Bizler, “Şahlanan bir îman dâvâsının erleri”(10) olmaya namzed bir gençliğiz..

Bizler, “Mahkemelerinde ‘Hâkimiyet Allah’ındır’ sözünün asılacağını bekleyen”(11) bir gençliğiz..

Bizler, “Hizmeti devam ettiren, faal, hareketli, kibir ve gururdan müstağni(*)”(12) olan “Genç Said”ler yetiştirecek bir neslin hasretinde olan bir gençliğiz..

Bizler, “Ey Şehid oğlu Şehid!.. İsteme benden makber.. Sana ağuşunu açmış duruyor, Peygamber..”(13) hitabına mazhar ve mâsadak bir gençliğiz..

Bizler, “Hulusi’ye(14) omuz omuza verecek belki geçecek”(15) olarak Bediüzzaman tarafından tavsif ve taltif edilen “Sarıklı Genç” olmaya namzed bir gençliğiz..

Bizler, “Ey bu vatan gençleri!. Frenkleri taklide çalışmayınız!..”(16) hitabının mazharı ve muhatabı olan bir “Vatan Gençliği”yiz..

Bizler, “Vatan Sevgisi Îmandandır..”(17) nidâ-i Peygamberî’ye muhatab ve teşvikkâr sözlere ittiba eden bir “Vatan Sevdalısı” gençliğiz..

Bizler, 300 yıldan ziyade(*) mağarada kalan “mağara arkadaşları” yani “Ashab-ı Kehf”(18)in, Âhirzaman’daki temsilcileri olmaya muntazır bir gençliğiz..

Bizler, Kur’ân’da “Allah onlardan razı, onlarda Allah’tan razı”(19) hitabının hakkını vermek için çaba gösteren “razı olunmuş” bir gençliğiz..

DİPNOTLAR

(1) Kur’ân-ı Kerîm’den

(2) Kütüb-ü Sitte’den

(3) Benzer ifadeler için bkz. Tarihçe-i Hayat

(4) Mehmed Âkif, Safahat

(5) Necip Fazıl, Gençliğe Hitab

(6) Sezai Karakoç, İnsanlığın Dirilişi

(7) Sezai Karakoç, Masal Şiiri

(8) Sezai Karakoç, Taha’nın Defteri

(9) Bediüzzaman, Mektubat

(10) Zübeyir Gündüzalp, Bir Dâvâ Adamının Notları

(11) Necip Fazıl Kısakürek

(12) Zübeyir Gündüzalp, Bir Dâvâ Adamının Notları

(*) müstağni: uzak duran, çekinen..

(13) Mehmed Âkif, Safahat

(14) Bediüzzaman’ın Muazzez ve Mualla talebelerinden ve ihlas örneği, Hacı İbrahim Hulusi Yahyagil Ağabey..

(15) Bediüzzaman, Mektubat

(16) Bediüzzaman, Lem’alar

(17) Hadis-i Şerif

(*) ziyade: fazla..

(18) Kur’ân-ı Kerîm, Kehf Sûresi

(19) Kur’ân-ı Kerîm

                              Abdülkadir ÇELEBİOĞLU