Nur talebeleri başka gruplara kıyas edilmez

Bu davaya mensup olanların seviyesi:  Fen tahsil edenlerin en yüksek derecesinden, ilk okul talebesine kadar, yani en az bilgiye sahip olanlar da mevcuttur. Bunlardan kabiliyetlerine göre, sınıfları Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesi ile: “Dost, Kardeş, Talebe olarak sınıflandırma yapmış ise de , İhlas risalesinde ” Kardeşler arasında ( biri diğerinin) gıpta damarını  tahrik etmeyecek.” Biri diğerine üstünlük taslamak şöyle dursun  Nur talebeleri  biri diğerini o kadar sevecek ki : Kardeşinin gıpta damarını tahrik etmeyecektir , imrendirmeyecek. Yüksek tahsilli olup risalelerden çok iyi anlayan bile anlamayanlara tepeden bakmayacak.

Unutmayalım ki Risalelerden iyi anlayanlar bire derse gelse, ders yapmak için değil, ders dinlemek maksadıyla gelecek. Onun istemesi ile değil; onu tanıyanlar ısrar ile ona ders yaptırabilirler  o başka mesele. Risale-i Nur Eserlerinin okuyucularına verdiği derslerden en mühimi: kendini beğendirmemektir, benlikten kurtarmaktır. Başkasının suçunu görmek, suçlamak  değil, kendi suçunu görmeye gayret edecektir. Hatta kendine iftira atabilir.

Bir kardeş bir yazısında: Bazıları dostu talebeye tercih ediyor. O da Üstada Üstad demeyip; “Piri migan” diyen gibi Üstadımıza “Mürşidim” diyor. Biz Mübarek Üstadımıza, Üstadtan başka kelimeyi kabul etmiyoruz!

Bediüzzaman hazretleri diyor: İlim insanı gururdan kurtarıp alçak gönüllü yapar. Fakat maalesef  gururundan çok hocanından geçilmiyor yanından geçilmiyor.

Üstad İhlas Risalesinde diyor: “Bu hizmeti Kur’aniyede bulunan kardeşler Kardeşlerini tenkit etmemek onların üstünde fazilet furuşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir. Nasıl ki insanın bir eli diğer eline rekabet etmez dili kulağına itiraz etmez.” (Nurlara bağlana kardeşlerde öyledir.)

Kardeşlerim! Fen hakim olduğu devirde ispat konuşur. Sor caminin hocalarına, tabiatçi Allaha inanmayana hangi Ayeti Kerimeyi okuyabilir? Okuyamaz! Çünkü sen varlığına inanmayan adamın sözünü kimseye anlatamazsın. Halbuki düne kadar 80 sene civarında okullarda Allahın varlığını inkȃr ettirmeye çalışan bir devlette yaşıyoruz. Okulda tabiat yarattı dersi alan bir tahsilliye: Ayet mi okunur. Mübarek hocalar camilerde imanlı kimselere vaaz ediyorlar, tabiatçı öğretmene Hoca dinden hiç bir şey anlatamaz. Bu sebepten, yalınız bu milleti değil bütün insanlığı tabiat bataklığından kurtarmak için Bediüzzaman gibi bir Zatı mübarekȋ Allah’ımız bize göndermiş. Ve tabiat bataklığında saplanan ve tabiatçılığı ispat etmeye çalışan felseficilerin burunlarını kırmış. Ve diğer yazarlar gibi, masa başında, çevresine bir sürü kaynak kitaplar toplayıp kitap yazanlar gibi, Üstad Nur Eserlerini yazmamış. 28 sene, hapishanelerde zindanlarda 1500 defa mahkemelere çıkarıp bazan da idam etmek için, idam mahkemesine çıkarmışlar. Allaha şükür idam edememişler. 19 defa zehirlemiş. Allahın yardımıyla kurtulmuş öldürememişler.

Evet Muhterem kardeşlerim Risale-i Nur eserleri basılmadan önce Türkiyemiz de köylüler cahiller bazı hocalar Müslüman idi. Allah’ımıza çok şükür bu eserler sayesinde, bu gün çok Fenci, Öğretim Üyesi, Profesörlerimiz, beş vakit namaz kılan Müslüman oldular. Çünkü bu eserler kafalardan şüpheleri siliyor. Kainattaki varlıkların her şeyin mükemmel yapılışını göstererek o işi Allahtan başka kuvvet yapamayacağını delillerle İspat ediyor. Bu eserler 54 dile tercüme edilmiş eserlerdir. Bu eserler  sayesinde, Müslümanların dışında ecnebilerden de çok kimse Müslüman  olmuştur. Bir misal vereyim:

Evet ben Balkanlardan sırf Risale-i Nurlar hatırı için Türkiye’ye gelmişimdir ve bu yaşlılıkta yaşım 80, Risale-i Nurlardan aldığım enerji ile:1995 te Merhum Sungur Ağabey iki gençle, beni hizmet için Balkanlar’a göndermesinden bu yana 22 senedir bilgisayarın başında hizmet etmeye çalışıyorum. Derlenmiş 400 sahifelik bir Tarihçe-i Hayat, İman Küfür, Gençlik Rehberi, yani küçüklerden 16  Arnavutçaya tercüme etmişimdir ve şimdiye kadar her sene ikişer sefer birer aylığına orada Arnavutlar bulunan dört devlete, yani: Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Sırbistana gider kitap götürmüşümdür ve şimdiye kadar oralara benim tercüme ettiğim kitaplardan yüz bin adat kitap parasız götürmüş dağıtmışımdır.

Arnavutlukta bir gazeteciyle tanışmıştım Ramazandan 10 gün önce idi, Gazeteci bana olur mu  bir Televizyon programı yapalım ve sen Ramazanın sevaplarından orada bahis edersin. Ben de Ona: O meseleyi Müftü açıklasın: Ben bunu insanlar oruç tutsunlar mı yoksa: Onları tabiat yarattı ise, niye oruç tutacaklar?  Çünkü o millet yarım asır komünizm’i yaşamış bir millet. din terbiyesinden mahrum bir millet.  Ben televizyonda tabiatçılığı açıklayacağım. Gazeteci bana tamam o daha iyi.

Televizyon programına çıktık, bana sıra gelince: Konuştuklarımın tamamını anlatmaya lüzüm yok, sadece bir kısmını size anlatacağım. Başladım:

Müslüman kardeşlerim tabiat nedir, Onu öğrenelim, Tabiat tesadüfen kendi kendine olmuş bir şeydir. “Bir iğne kendi kendine yapılmaz, bir harf kendi kendine yazılmaz ken.” Akılsız, Kör, Sağır tabiat, nasıl yapar?   Size soruyorum? Çocuklara ders verecek bir Öğretmene ne lazım? Bir tahta bir tebeşir lazım değilmi? Bulduk bir siyah tahta bide siyah tebeşir, oldu mu olmaz. Sonra bulduk bir beyaz tahta, beyaz tebeşir, gene olmaz. E nasıl olacak? Tahta siyah olacak, Tebeşir beyaz olacak, onları bulduk; şimdi oldu. Peki, üç harflı Ali’nin İsmi düşünmeden yazılır mı dedim? Hayır, değilmi. Başladın yazmaya: İ,A,L yazdın, oldu mu olmaz. Yani düşünmeden olmaz. anladınız değilmi? Peki üç harfli Ali Düşünmeden yazılmazsa, Ali kendi kendine nasıl olur deyince? gürültü koptu tekrar edin, tekrar edin demeye başladılar.

İşte gördünüz mü Risale-i Nur hangi dille konuşuyor? İnsanlara ispatlayarak anlatıyor. İbni Sinaya demişler: bize Haşri (öldükten sonra dsirilmeyi)  anlatır mısın? O meşhur zat demiş; “Haşir nasıl nakledildi ise öyle inanılır Haşir kalemle anlatılmaz.” Bediüzzaman Hazretleri Haşir le ilgili kitap yazmış. Herkes hayranlıkla okuyor. Tabiat Risalesi kitap yazmış. Tabiat fikirli olanların fikirlerini yok ediyor kökten siliyor.

Bu hakikatleri sizinle paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: