Odessa Fuarından Müjdeler

Bu sene ki Odessa Kitap fuarı, geçen senelerdeki gibi güzel karşılaşmalara sahne oldu. Büyük kısmı yeni olan ziyaretçilerimiz standımızda memnuniyet ifadeleri ile vedalaştılar. Fuarın en güzel kazanımı kanaatimizce Ukrayna yerli halkının Kur’an hizmetine ve dahi Risale-i Nura kendi malları gibi sahip çıkmalarıydı. Üçüncü defa geldiğimiz Odessa’ya 12 saat karayolunu hiçe sayıp gelen üç abimiz ve üç adet çocukları, canla başla standımıza sahip çıktılar. Çocuklar bizzat ellerine Kur’an’ı alıp saatlerce ayakta kalıp dellallık yaparak insanlara gösterdiklerine şahit olduk.

Fuarın ilk gününde bir papaz: “Hapishanelere gittiğini, fakat oradaki Müslüman mahkûmların ısrarla Müslümanlıkla ilgili kitaplar istediklerini” söylediler. Bu konuda bizden yardım istedi. “Eğer, siz bize kitap yollarsanız, buradaki Müslüman mahkûmlara dağıtırız” dedi.

Ziyaretçilerimizden dileyenlere, hat sanatını merak edenlere İslam Hat Sanatını deneme imkânı verdik. Kamış ve mürekkeble huruf meşk edenler çok seviniyorlardı. Hamile bir kadın geldi ilgiyle İslam harfleriyle bir şeyler yazdı ve gitti. Diğer gün tekrar geldi ve “rüya gördüğünü” ve “bu dünyada geçici, boş işlerle uğraştığımı fark ettim ve dünyaya kalbini bağlamadan İslam hattı ile uğraşmam gerekiyor” anladım dedi. Hazır bir kalem ve meşk defteri alarak çok teşekkür ederek ayrıldı.

Standımıza geçen sene gelip bu sene yeniden gelenlerden biri: “Geçen sene Ramazan Risalesi almıştım çok beğendim, bu sene farklı bir kitap almak istiyorum” deyip yeni bir kitap aldı. Üniversitede Türkçe bölümünde okuyan yerli halktan biri, bayrağımızı görüp geldi. “Son gün gelsem, sizden rica etsem bayrağınızı alabilir miyim?” diye Türkiye ile alakasını gösterip Türk bayrağını istedi.

Hayli yaşlı iki teyze geldi. “Bizim yaşımız geçti artık. Bundan sonra Kur’an okuma zamanımız geldi” dedi. Birer Kur’an-ı Kerim aldılar, biz de Risale-i Nur hediye ettik.

Fuar sorumluları bizimle ciddi ilgilendiler. Her akşam standı kapatırken sadece bizim kitapları muhafaza için kendi depolarına aldılar, hatta bizzat kendileri taşıdılar.

Türkiye’den geldiğimizi anlayıp gelen üç kişi çok mutlu oldular. İnternetten özel yayın yapıp oradaki Türkleri davet ettiler fuara.

Türk biri ile evli bir hanım geldi. Kocasını bizimle telefonla görüştürdü. Elimizde olan kitaplardan tam bir külliyat istedi, “yarın alacağım” dedi.

Pek çok fuarda karşılaştığımız manzara Odessa fuarında da vardı. Dünyanın pek çok ülkesinden insanlar kendi kültürlerini tanıtmak amaçlı bu fuara da iştirak etmişlerdi. Çin alfabe ve yazısını tanıtanlarda vardı. Birçok kişi İslam hattının çok daha güzel olduğunu hayranlıkla ifade etti. Üçer beşer defa gelenler vardı.

Farklı standların çalışanları da geldi. Birine yazmış olduğumuz Ayet el Kürsi’nin tercümesini yaptık hayran kaldı. O da bir Kur’an-ı Kerim aldı. Sonra kendi bize bir şeyler hediye etmek için ziyaretimize geldi.

Geçen senelerde gelenlerden Tatar Doktor Zakir abi yeniden geldi, yüzündeki mutluluk anlatılacak gibi değildi. “Bir kaç ay içinde İstanbul’a geleceğim, sizinle kalmak istiyorum” dedi. “Buralar Osmanlı memleketi” diyen tarih araştırmacısı Sergey bey de hayli oturup muhabbet etti. Emekliliğinin yaklaştığını “sonrasında ilk işim İstanbul’a sizlere gelmek” dedi. Kendisine kitap verdik yeniden.

Tatar bir amca geldi. “Ben dedi Türklere eskiden çok kızardım. “Niye buralara gelmiyorlar, bizi kurtarmıyorlar?” diye. Annem derdi ki; “onların durumu zaten kötü, zor ayakta duruyorlar. İlerde İnşâallah güçlendiklerinde bizi kurtarmaya gelecekler.” derdi” dedi. Bize vücudundaki birçok yarayı gösterdi kavgalardan zulümlerden arda kalan. Kendisine kitaplar verip umudunun yeniden yeşerdiğini görüp Allaha şükrettik…

Kaynak: NurdanHaber

www.NurNet.Org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: