Ölümün Çaresi Var

Dudağında tekbir,elinde bayrak
Namusun şiarı yiğitler gördüm
Bağrına gül gibi bastı şu toprak
Ölümü öldüren şehitler gördüm.
Ölümden korkmayan yoktur, korkunun ölüme faydası olmadığını da bilmeyen yoktur.

“Ölüme Çare Bulundu” diye bir haber duysak bu haber bizim gündemimizde birinci sırada olurdu.
İşte size tamda böyle bir haber.

ABD’li bilim adamı Kuantum fiziğiyle ölümsüzlüğü kanıtladığını iddia etti. Kuzey Carolina eyaletinde bulunan Wake Forest Universitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan Prof. Robert Lanza’nın “Biomerkezcilik” adını verdiği hipoteze özetle şöyle: “Ölüm insanlar için bir yok oluş değil. Aksine sınırsız sayıda Evren içerisinde bir diğerine geçiş, yani boyut değiştirmedir.” Diyor.
Lanza, bu teorisiyle ölümden sonra bir hayatın olduğunu da ispatladığı iddiasında.

Gelelim asıl konumuza;
Küçük bir adada yaşadığımızı hayal edelim, belirsiz aralıklarla yani bazen iki gün ardı ardına. Bazen bir ya da birkaç yıl ara ile belirsiz kıstaslarla, yani genç, çocuk, kadın, erkek, hasta, sağlıklı hiç fark etmez birilerinin aramızda ayrıldığını görsek elimiz kolumuz bağlı beklemeyiz elbet. Aynen öylede sabah kalkıyoruz minarelerden salah okunuyor, camiye gidiyoruz musalla taşında bir mevta bekliyor, gazeteyi açıyoruz filanca kazada şu kadar insan ölmüş, şehrin kabristanına gidiyoruz bir sürü tanıdık orada yatıyor. Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor. Elbette bu ecel cellâdının elinden ve kabir haps-i münferidinden kurtulmak çaresi varsa, insanın en büyük ve her şeyin fevkinde bir endişesi, bir meselesidir.

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!

Sahi ölümün çaresi var mı?
“ Evet, çaresi var ve Risale-i Nur Kur’ân’ın sırrıyla o çareyi, iki kere iki dört eder derecesinde kat’î ispat etmiş.”
Bediüzzaman Hazretleri Asayı Musa adlı eserinde Ölümün çaresi var diyor.
Bu bizim ilgimizi çektiyse okumaya devam edelim.
“Ölüm ya idam-ı ebedîdir; hem o insanı, hem bütün ahbabını ve akaribini asacak bir darağacıdır. Veyahut başka bir bâki âleme gitmek ve iman vesikasıyla saadet sarayına girmek için bir terhis tezkeresidir. Ve kabir ise, ya karanlıklı bir haps-i münferit ve dipsiz bir kuyudur. Veyahut bu zindan-ı dünyadan bâki ve nuranî bir ziyafetgâh ve bağistana açılan bir kapıdır.”
Ehli iman(bütün insanlar islam fıtratı üzerine doğar) şeytanın vartalarına düşmez, haramlara bulaşmaz, Allah’ın emir ve yasaklarına itaat ederek yaşar ve imanlı olarak ölürse Allah’ın ebedi ve tükenmez ikramlarına mazhar olur, cennetine girer, sonsuza kadar rahat ve güzel yaşar, aksi halde sefahate dalar, haramlara bulaşır ,Allah’ın emirlerine itaatsizlik eder ve tövbede etmezse karanlık, tek başına yaşayacağı bir kabre girer, orada da ameline göre ceza görür.
Bir yola girsek karşılaştığımız insanlardan bazıları
– Gitme ileride tehlike var, dese ihtimaldir ki doğru söylüyor geri döneriz akıllı insanın yapacağı budur.
Yüzyirmidörtbin peygamber, milyonlarca evliya ve Müslüman bunun böyle olacağını söylüyor, saadete giden yolu tarif ediyorlar, bunlara kulak asmamak,söylenenleri dinlememek akıldan uzak olsa gerek.
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak…
Akıllarımızı başımıza toplamalı başımıza gelecekleri tahattur edip Kurana sarılmalı Peygamber(sav) efendimize kulak vermeli ve bu asrın tehlikelerine set çeken imanımızı kuvvetlendiren Risalei Nur eserlerini çokça okumalıyız.

Ey inkârcı şarlatan!
Aştı boyunu hatan.
Dinlemeden mantığı,
Oldun cehli dayatan.
Tapıyorsun hevana(!)
Yolun oldu zıvana!
Buna gaye diyorsan?
Yazık senin davana!
Bilmezsin yaratanı,
Maymun bildin atanı(!)
Halin öyle komik ki;
Güldürürsün şeytanı.
Tefekkürden ıraksın,
Hakikatten uzaksın.
Hem fodulsun hem de kel,
Yani kuzum; ahmaksın!
Tesadüfü Rab(!) ettin,
Her gafleti hap ettin!
Hak gadabı celp edip,
İstikbali mahvettin!
Yanaşmazsın taat’e,
Yönelirsin her bet’e!
Çağırdıkça müezzin,
Kaçıyorsun sen öte!
Şu yaşamın geçici!
Gençlik, dinçlik uçucu.
Madem hayat imtihan,
Olman gerek; seçici!
Yanlış çalar elde saz!
Tek tercihin; haram haz.
Çağırınca kulluğa,
Yapıyorsun tonla naz!
Ecel kovar peşinden!
Kâbus gitmez düşünden.
İstiyorsan hoş yaşam?
Sav bunları başından!
Öldürsene ölümü(!)
Yetti onun zulüm’ü(!)
Tek başına olmazsa?
Çağır her tür âlimi(!)
Girme sakın mezara() !
Ölme sakın kazara(!)
Varsa bunun bir yolu?
Sor ateist yazara(!)
Al aklını başına!
Hayal kurma boşuna!
Tek kurtuluş; kullukta,
Gitmese de hoşuna.
Diyor şair
“Külli nefsin zâikatü’l-mevt” Her nefis ölümü tadacaktır.Buyuruyor Kuranı Kerim.

Çetin KILIÇ

Kaynaklar ;
Kuranı Kerim Meali
Risalei Nur Külliyatı
Necip Fazıl
Hacı kısır
Cihat ŞAHİN