Peygamberimiz Buyurmuş: “Fesad-ı Ümmet Zamanında Sünnetime Uyanlar Yüz Şehid Sevabını Kazanırlar. “

Bugün bu nu Nur talebeleri kazanabilir.

Evet , mezkȗr haslet Nur talebelerin düsturlarındandır “Ey Ehli İman! Muhakêmat-ı Kur’aniyenin mizanları ve sünnet-i seniyenin terazileri ile a’mal ve hatıratını tart!” Bu yazı Sünneti Seniyeye uymak, bizlere kurtarıcı bir prensip olduğunu ders veriyor. Küçükte olsa adaba ait bir sünneti işlemek, o kal’a nın içine dahil olduğumuzun  büyük müjdesi burada.

Çünkü cennetten hiç kimse dünyaya dönmek istemez şehitlerden ma’da, çünkü şehidlere cennette o kadar mukȃfat verilecek ki şehitler Allaha: Yarabbi bu kadar mükȃfat karşısında bizi dünyaya çevir kȃfirler etlerimizi lime lime doğrasınlar. (Peygamberler a.s. bunun dışındadır.)

       Evet yazımızı okuyan kardeşlerim! Şehit olmak ile yüz şehit derecesini kazanmanın farkları büyüktür.

       Üstad bunu:”Ehli hakkın öyle bir kal’ası var ki, onda tahassun ettikleri vakıt,o müthiş düşmanlar yanaşamazlar, bir halt edemezler… O kal’a-i metin, o hısni hasin ise: Şeriat-i Muhammediyeyi, (A.S.M.) ve sünneti Ahmediyedir (A.S.M.)” (13.Lem’a.71)

Demek ki, bildiğimiz herhangi sünnete ittiba, bizleri Şeytan’ın şerrinden muhafaza ediyor. Acaba mevzu-i bahis sünneti seniye nedir? Ȃdȃb ve müstahab sünnetle, küçüklüğüyler he Nur talebesine fesad-i Ümmet zamanında verileceği va’d edilen “Yüz şehidin ecrini sevabını her Nur talebesine kazandıracak mı? Yoksa  o mükȃfat yalınız mümtaz bir ferde mi aittir? Evet kardeşlerim, Sünneti Seniyenin en küçük adabına temessük edebilen yüz şehit sevabını alabilir. Tekrar ediyorum: Küçük bir adabına müraat etmek takvayı ihsas ediyor.

“Hususan fesadı ümmet zamanında Sünneti seniyenin  küçük bir adabına müraat etmek, ehemmeyetli bir takvayı ve kuvvetli bir imanı ihsas ediyor. Doğrudan doğruya Sünnete ittiba etmek, Resülü Ekrem Aleyhissalatu vesselamı hatıra getiriyor. O hatıradan bir huzur-u İlahi hatırasına inkilap eder. Hatta en küçük bir muamelede. Hatta yemek içimek ve yatmak adabında Sünneti Seniyeye müraat ettiği dakikada, o adi muamele ve fıtri amel. Sevaplı bir ibadet oluyor. Çünkü insan o adi harekȃtıyla Resülü Ekrem Aleyhissalatü Vesselama ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi O olduğu insanın hatırına gelir. Ve ondan şari-i hakikȋ olan Cenabu Hakka kalbi müteveccih oluyor, bir nevi huzur ve ibadet kazanır. İşte bu sırra binaen Sünnet-i Seniyeye ittibaı kendine ȃdet eden, ȃdetini ibadete çevirir, Bütün ömrünü semeredar ve sevaptar  yapabilir.” (11 Lem’a.50)

Gürüyorsunuz: Üstadımız küçük ȃdabı nazara veriyor. Peygamberimiz (a.s.m.) ” Siz bildiklerinizi yaşarsanız Allah size bilmediklerinizi öğretir” Evet nur talebesinin düsturlarında ittiba vardır. Zaten mektubun başında bu düsturu zikrettik. İşte küçük bir adab veya adi bir muamele Resül-i Ekrem (a.s.mı.) düşündürüyorsa yüz sevab kazanılır. Biz bu ümit ile Peygamberimizin (a.s.m.) sünnetlerini yaşama gayret edelim Allahın bizlere vermiş olduğu gayret ile, Allahın  sevgilisi Habibullah ferman etmiş “Men temesseke bi Sünneti inde fesadi ümmeti felehu ecru mieti şehidin” (Yani: Fesad-i ümmet zamanında kim benim sünnetime temessük etse yüz şehidin ecrini sevabını kazanabilir.) (11.Lem’a:49.)

Evet: “Nur şakirdlerinin ağır müşkülatlar içinde kemal-i metanetle hizmet ve irtibatlarıyla O zatın (A.S.M.) sünneti seniyesine ittiba etmek ne kadar kȃrlı olduğunu ve bu zamanda bir sünnete ittiba’da yüz şehidin ecrini kazandığını bildirir..” (11 Şua: 276)

Ey nefis az bir ümürde hadsız bir amel-i uhreviye istersen ve her bir dakika ömrünü bir ömür kadar faideli görmek istersen ve ȃdetini ibadete ve gafletini huzura kalbetmeyi seversen, Sünneti Seniyeye ittiba et. Çünkü bir muamele-i şer’iyyeye tatbik-i amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor. Bir nevi ibadet oluyor. Uhrevi çok nevi  meyveler veriyor. Mesela: Bir şey satın aldın icab ve kabul-i şer’iyeyi tatbik ettiğin dakikada. O adi alış-verişin bir ibadet hükmünü alır. O tahattur’ȋ  bir tasavvuru vahy verir. O dahi, Şarii (şeriat sahibini) düşünmekle bir teveccühü İlahi verir. O dahi bir huzur veri. Demek Sünneti Seniyeyi tatbiki amel etmekle, bu fani ömür, baki meyveler verecek ve bir hayat-ı ebediyeye medar olacak, faideler elde edilir” (24. Söz..362)

       O mübarek Sünnetlerden bir kaç tanesini burada zikredelim: (Su içme Sünnetleri: 1- Besmele ile başlamak. 2- Otururken içmek. 3- Suyu üç defadan içmek. 4- kıbleye karşı içmek. 5- Suya üflememek. 6- Kapalı kabda, yani suyu görmeden içmemek.7- Baş açık su içmemek. 8- Sonunda Elhamdülil-lah demek. Meşru-helal olan her şeyi besmele ile başlamak ve her helal yere besmele ile girmek. tuvalete sol ayakla girmek, sağ ayakla çıkmak. Çayı içerken az bırakmak değil sıfırlamak, sofradan şehadet parmak ile kırıntıları toplamak. Sağ kol üzere yatmak ve devam eder…

Bu hakikatları sizinle paylaşan:Abdülkadir HAKTANIR

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: