Pi Sayısının Gizemi

Daha önce tabiattaki altın oranı anlatan bir yazı yazmıştık. Aslında kâinat ve matematik konusunda sadece altın oran değil bir de Pi sayısı vardır.

Pi sayısını Arşimet’in keşfettiğini biliyoruz. Çapı 1 birim olan dairenin çevresinin Pi’ye eşit olduğunu görmüştü.

Pi sayısı, dairenin çevresinin çapına bölünmesiyle elde edilir. Her türlü matematik işleminde büyük önem taşır. Kısaca 3.14 olarak bilinir.

Ancak Pi’nin bu değeri tartışmalıdır. Çünkü modern bilgisayarlarla yapılan hesaplamalar, Pi sayısının değerinin sonsuza gidebileceğini göstermektedir. Şimdilik 3.14’den sonra ilk 2.7 trilyonuncu basamağı görülmüştür.

Pi sayısı sadece dairede, yayda, pendulumdaki hesaplarda değil, ihtimal teorilerinde de ortaya çıkıyor. İhtimal dağılım fonksiyonlarının çoğu Pi sayısını vermektedir. Ama bu kadarla da kalmıyor, kavisli oluşumlarda da kendini gösteriyor. Kıvrılarak akan bir nehri ele alalım. Nehrin, kaynağından son bulduğu noktaya kadar olan uzunluğunu ve bu iki noktayı düz bir çizgi ile birleştirip elde ettiğimiz uzunluğu oranlayacak olursak Pi’ye karşılık geldiğini görürüz.

Elbette sadece kıvrımlar değil, ışık ve ses dalgaları da Pi’yi gösteriyor. Hatta gökkuşağında hangi renklerin olacağını veya notaların piyanoda nasıl bir sese dönüşeceğini de Pi sayısı bizlere söylüyor.

Pi, birbirine bağlı olan sistemlerin içinde önemli bir yere sahip. Ancak bunun nasıl olabildiğini tam olarak açıklayamıyoruz. Altın oran dizilimi nasıl şekil olarak çıkıyorsa, gizemi hâlâ çözülememiş Pi sayısı da geri plandaki bir düzene işaret ediyor.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden fizikçi ve kozmolog Max Tegmark buna bir açıklama bulduğunu düşünüyor: “İlk başta matematiksel olarak hiçbir şey ifade etmeyen nesnelere ne kadar yakından bakarsam, ardındaki matematiği de o ölçüde keşfetme şansına sahip oluyorum” diyor.

Kamer Suresi 49. ayette buyrulduğu gibi; “Muhakkak ki Biz her şeyi bir kaderle, bir ölçü ile yarattık.” İşte kâinattaki tüm sistem ve oluşumlarda bu kadar doğru sonuçlar verebilen matematik de bu gerçeğin bir şahidi olarak, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını gösteriyor. Yani evrendeki bütün sistem ve hareketler, Allah’ın kanunlarıyla işleyen bir kâinatta yaşıyor olduğumuzu açıkça gösteriyor.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Zafer Dergisi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: