Prof. Ahmed Akgündüz’ün Konuşması-T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır

BAŞKAN – Değerli Komisyon üyeleri, üçüncü oturumu açıyorum.

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Ahmet Akgündüz Beyefendi, hoş geldiniz.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hoş bulduk.

BAŞKAN – Öncelikle, Ahmet Akgündüz Beyefendi’yi tanıyalım.

(Katılımcı tanıtıldı)

Şimdi, Değerli Hocam, tabii ki burada Araştırma Komisyonu olarak her konuşmacıdan önce ifade ediyorum, 15 Temmuz 2016 Fetullahçı terör örgütünün darbe girişimi. Bu darbe girişiminde bulunan Fetullahçı terör örgütünün tüm yönleriyle araştırılması ve alınması gereken önlemler konusu araştırma konumuzu oluşturuyor. Sizin de bu konudaki konuşmalarınız, yazılarınız, incelemeleriniz nedeniyle Komisyonumuz sizi de davet etti.

Teşekkür ederiz, ta Hollanda’dan kalktınız, geldiniz.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Sağ olun efendim.

BAŞKAN – Biraz fazla beklettik ama…

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Önemli değil.

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 137

BAŞKAN – Şimdi, aynı Bakanımıza ifade ettiğim gibi, biz yirmi dakika sizin sözünüzü kesmeden sizi dinleyelim, yirmi dakikadan sonra da arkadaşlarımızın sorularını yöneltelim.

Buyurun, söz sizde.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Sayın Başkanım, çok açık söylüyorum: Bir defa, Genelkurmay İkinci Başkanını dinledikten sonra yirmi dakikayla benimkini sınırlamayın, o zaman “discrimination” olur. Hollanda’da zaten yeteri kadar “discrimination”ı çekiyoruz yani ayrımcılığı. Ben ilim adamıyım ama yine de sizin dediğiniz gibi hassas davranmaya gayret göstereceğim, o ayrı mesele.

BAŞKAN – O anlayışı göstereceğinize inanıyorum. Yarın sabah 10.00’da başlayacağız yine.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Önce beni konuşturaydınız o zaman. Akgündüz ilim adamı, hakkınızı helal edin.

BAŞKAN – Dinliyoruz.

Buyurun.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Değerli Başkanım ve kıymetli Komisyon üyeleri ve misafirler; ben öncelikle birkaç hususu belirteceğim, daha sonra FETÖ’nün bir panoramasını çizeceğim. Çünkü, ben Risale-i Nur cemaati içinde büyümüş bir ilim adamıyım. Dolayısıyla, FETÖ’nün neden bu hâle geldiğini de az çok tespit edebilecek bir kabiliyete sahip olduğum kanaatindeyim.

Birinci söyleyeceğim şu: Bir defa, 15 Temmuz darbesine “birinci darbe” demek yanlış. Birinci darbe, Gezi olaylarıydı. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde “Mesele 8 ağaç meselesi değil, Türkiye’yi Mısır gibi yapma teşebbüsüydü.” Ben buna…

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 138

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Ne darbesi Hocam, biz buraya sizin görüşlerinizden faydalanmaya geldik. Kime “Darbeci.” diyorsun? Ben mi darbeciyim?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben öyle bir şey demedim.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Hayır, ne darbesi Gezi?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Kusura bakma, bana müsaade et, konuşayım; ondan sonra istediğin soruyu sor.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Hayır, böyle konuşacaksanız hiç konuşmayın yani.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hayır, o hakkın yok.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Bunun için mi çağırdık sizi?

BAŞKAN – Sezgin Bey, müsaade eder misiniz.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben yurt dışından bakarak konuşuyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkanım, bu tercihinizi açıklar mısınız? Siz çağırdınız çünkü.

BAŞKAN – Müsaade edin, sözünü kesmeyiniz. Müsaade edin, konuşmacı sözlerine başladı.

Buyurun, devam edin.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Bitti. Ben de soruya cevap veririm.

Şimdi, gelelim 15 Temmuz darbe teşebbüsüne. Bana göre bu, önemli bir savaş geçilmiş gibi bir olaydır ve bu milletin -gerçekten de bütün millet

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 139

olarak diyorum- gayretiyle bu bertaraf edilmiştir ve ikinci kurtuluş savaşı gibidir. Birinci bunu söyleyeyim.

Gelelim ikinci noktaya, ondan sonra geçeceğim: Üzülerek ifade edeyim, bu 15 Temmuz darbe teşebbüsünü, ihanet darbe teşebbüsünü fırsat bilerek meseleyi bütün dinî cemaatler ve tarikatlara genelleme yapmak isteyenler var.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Çok siyaset yapmak istiyorsanız gelin yapın burada siyaset.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Lütfen, dinlemesini öğren.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Terbiyeli ol, terbiyeli ol!

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben öyle terbiyesiz biri değilim, ben bir uzmanım.

BAŞKAN – Sezgin Bey, lütfen, huzuru bozmayın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Terbiyeli ol! Milletin Meclisindesin, terbiyeli ol! Kiminle konuşuyorsun sen?

BAŞKAN – Sezgin Bey, lütfen, ya dışarı çıkın veyahut da hakaret etmeyin insanlara.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Hakaret etmiyorum. O, Mecliste hakaret ediyor. Bu Meclisin hukukunu sen koruyacaksın.

BAŞKAN – Bu Meclise kimse hakaret edemez, kimse hakaret edemez bu Meclise.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sen koruyacaksın, Meclisin hukukunu sen koruyacaksın.

BAŞKAN – Hadi dışarı!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Ne dışarısı ya!

BAŞKAN – Hakaret yok.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Gitmiyorum, ne dışarısı?

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 140

BAŞKAN – Otur o zaman, dinle, Komisyon üyesisin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Ne demek “Hadi dışarı!”? Yakışıyor mu size bu?

BAŞKAN – Burada bağırmak yok.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Yakışıyor mu bu size?

BAŞKAN – Hakaret kimseye yakışmıyor, hakaret etmeyin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Yakışıyor mu size?

BAŞKAN – Bağırma Sezgin Bey, çık dışarı.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Üçüncü nokta ise üzülerek ifade edeyim: “Bu 15 Temmuz hareketi, FETÖ ihanet darbesi ile bütün kırmızı kitapları okuyanlar aynıdır.” diyerek Risale-i Nur cemaatini sanki bu FETÖ’yü desteklermiş gibi gösterenler var, buna da karşı olduğumu ifade etmek istiyorum.

Geliyorum başka bir konuya, o da şu, soracağınız soruları az çok biliyorum: Acaba bu ihanet şebekesini tertip edenler kimler? Bu soruya cevap vereceğim. Dinledim bir kısım konuşmacıları. Şunu bilmenizi istiyorum: Hollanda’da on altı senedir yaşayan biri olarak, küçük de olsa bir üniversitenin rektörü olarak müşahedem şudur: Bir defa, koordinatör, bir kısım Amerika ve Avrupa’daki devletlerin bilinmez organlarıdır. Bunda benim hiç şüphem yok. Bakınız, darbe gecesi başta Fas olmak üzere, bütün İslam âlemi Türkiye gibi ağlamış, neticenin menfi olmamasını beklemiştir, dua etmiştir ama Hollandalıların yüzde 70’i acaba Türkiye’deki darbe ne zaman başarılı olacak diye müjde beklemiştir ama Allah bu memleket halkının duasını kabul etmiş ve onları rezil etmiştir.

Ben bir şey söyleyeyim: İki hafta önce Obama’nın himayesinde düzenlenen bir diyalog konferansına bizde katıldık. Orada bir profesör -Beyaz Saray’ın danışmanı maalesef- söylediği cümle şudur: “Biz bu darbeyle,

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 141

başarısızlık olmakla partnerlerimizi kaybettik.” diyor. Wilders da –ki Hollanda’daki İslam düşmanı partinin Genel Başkanıdır- çok açık bir şekilde “Dünyada en çok üzüldüğüm şey, bu darbenin başarılı olamamasıdır.” diyor.

Şunu bilmenizi istiyorum Başkanım ve kıymetli üyeler: Eğer şu anda hanginiz giderseniz gidin, Amsterdam Havaalanı’nda polisin duyacağı şekilde FETÖ’cü kelimesini kullanın direkt bin euro ceza keserler; bunu bilmenizi arzu ediyorum. Aynı zamanda, on beş gün hapse tıkmaları da kuvvetle muhtemel ve Yargıtay bunu onayladı, bu uygulamayı kanun hâline getirdi bir nevi. Bunu söylemek isterim.

Peki, ikinci grup kimdir koordinatörlerden sonra? Tamamen lokomotif ve dolgu maddesi olarak FETÖ grubu kullanılmıştır. Ben şunu bilmenizi isterim: Bakın, ben bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza da anlattım yani çok tehlikeli bir hareket beklediğimizi söyledim. Bana “İki üç ay önceden Hollanda’daki hiçbir FETÖ mensubu yaz tatiline gelmemiştir.” dedi. “Neden?” diye sorduğumda, “Temmuzun ortasına doğru bayram yapmaya…”

BAŞKAN – Sayın Akgündüz, ses çok yüksek yankı yapıyor. Eğer sesinizi düşürme imkânınız varsa, değilse bizim teknik ekip sesi biraz…

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Peki, ben de yavaş konuşayım, merak etmeyin. Vallahi, her konuşmada benim bu sesimden şikâyet ederler, zararı yok.

BAŞKAN – Bir o, ikincisi de: Tabii, burada her milletvekilimize konuşmacıların üyeler gibi bir davranış içinde olmaması, bir hakaret içeren söz söylememesi, rencide etmemesi gerekir.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Tabii. Merak etmeyin.

BAŞKAN – Onun için, sizin öyle bir cevap vermeniz doğru değildi. Onu da ikaz olarak kabul edin. T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 142

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben de özür diliyorum, gayet açık.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Çünkü, milletin Meclisindeyim, onu ifade edeyim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Arkadaşımız kendi de olsa iyiydi ama tutanaklardan alabilir.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Diğer bir nokta, bunun da altını çizeyim, maalesef, benden önceki konuşmacılardan bunu duymak istedim, duyamadım: Arkadaşlar, bu darbeyi organize edenlerin bir kısmı da sadece FETÖ değil, devlet düşmanı ve özellikle de Avrupa devletlerinin kanalizasyonuyla hareket eden ister paşa, ister albay, ister devlet memuru, bu çevredir ve Avrupa ve Amerika’yı asıl üzen de FETÖ’den ziyade, bunların bu darbe teşebbüsüyle ortaya çıkmasıdır; bunu da ifade edeyim.

Bir soru daha var. “Acaba bu darbenin hedefi neydi ve kimlerdi?” Benim şahsi kanaatim, hedefi tüm Türkiye’dir. Doğrudur, Cumhurbaşkanımızı hedef göstermişlerdir veya Hükûmetin bir kısım işlerini hedef göstermişlerdir. Ama, en güzel cevabı “NRC” denilen Hollanda’nın en önemli gazetelerinden biri olan gazetede makalesi çıkan Profesör Zürcher’in şu tespitidir, ondan sonra Fetullah’ın panoramasına geçiyorum ben.

Değerli Başkan ve üyeler, şunu arz edeyim ki o profesör aynen şunu söylüyor, iki sayfalık bir makale yazdı darbeden sonra, diyor ki: “Bu darbeyi yapmaya teşebbüs edenleri destekliyoruz. Başarılı olmadıkları için de üzülüyoruz.” Sebebi de üçtür. Gayet açık konuşuyorum.

BAŞKAN – Bir profesör müydü bunu diyen?

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 143

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Evet, Profesör Zürcher, Türkiyat Profesörü.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) – İttihatçılar üzerine çalışan…

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Evet, ta kendisi, ta kendisi.

Bir: Çünkü Tayyip Bey ve Hükûmeti Türkiye’de İslami değerleri ve normları hâkim kılmak istiyorlar.

İkinci sebep, bu da çok önemli: Çünkü Türkiye’de bu idare, şu andaki iktidar namaz ve ibadet yerlerini çoğaltıyorlar, içki içilecek yerleri azaltıyorlar.

Üçüncüsü de PKK’lileri yok etmeye çalışıyorlar.

Şimdi, buna cevap veren bir milletvekili şu cümleyi söyledi, dedi ki: “Biz Hristiyan değerlerini burada hâkim kılmaya çalışmıyor muyuz? Biz içkiyi azaltmak istemiyor muyuz?” Yani bizden önce o cevap verdi. Bunu arz ediyorum, yeterli görüyorum.

Geliyorum bir diğer noktaya, FETÖ’nün panoramasına. Bunu dikkatle -ümit ederim faydalanacaksınız- dinlemenizi arzu ediyorum. Birincisi şu: Biliyorsunuz, ben 53 bin devletin arşivlerindeki belgeye dayanarak Bediüzzaman’ın hayatını 6 ciltte yazdım, 1962’ye kadar getirdim. Bu 1962’ye kadar olan yılda Fetullah Gülen’in yeri ve ismi yoktur çünkü sebebini biliyorum. Cevabı şudur buna, kendi söylüyor: “Çünkü Bediüzzaman Kürt’tür, ben de Kürtleri sevmem.” diyor, gayet açık. Bunu söylüyor. Daha sonra, 1965’li yıllarda Muzaffer isimli Bediüzzaman’ın talebeleri tarafından Risale-i Nur tanıtılıyor buna. Bunu anlatıyorum, ta ki tarihçesini öğrenelim, bakalım nerede problem çıkmış. Bunun üzerine sıra geliyor 1971 darbesine, darbe teşebbüsüne. Risale-i Nur’un avukatı olan Avukat Bekir Berk’le beraber çok sayıda, 150’nin üzerinde Nur talebesiyle birlikte 5-6 tane Fetullah’ın arkadaşı İzmir Sıkıyönetim Mahkemesinde tutuklanıyor. Avukat tutuyor Nur Cemaati.

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 144

Bunun üzerine söylediği cümle şu: “Ben Nurcu değilim. Nurcuların avukatı beni asla savunamaz.” O hadiseden sonra Risale-i Nur talebeleri, Bediüzzaman’ın önemli talebeleri başta olmak üzere artık Fetullah’ın lehinde bir olay yok, bütün Nur talebelerinin kurduğu hizmet vakfı var, hâlâ var ve bu vakfın üyesidir Fetullah Gülen. Artık bu olaydan sonra Fetullah Gülen bu hizmet vakfından da ayrılmıştır. Ve sene 1970’li yıllar, bura çok önemli bir nokta. Burada çok kıymetli ilahiyat profesörü arkadaş da var. Şimdi bizatihi ben imam-hatipte talebeyim, daha sonra İslami ilimlere başladım. 1978’de Fetullah Efendi’nin en yakın ve âlim talebelerinden -ismini vermek istemiyorum- birisiyle yatsı namazını Gaziantep’teki bir evde kıldık. Bana nasihat etmeye başladı, Fetullah Gülen’in Hazreti İsa olduğunu… Ben de o beyefendinin kardeşiyle birlikte karşı çıktık, sabah namazına kadar mücadele ettik ama ne o bizi ikna edebildi ne de ben onu ikna edebildim. Yani böylece manevi bir zırha büründü kendi çevresi tarafından. Ama bu Hazreti İsa olayı Risale-i Nur Cemaati’ni ondan şiddetle uzaklaştırdı ta 1980’e kadar. 1980 ihtilali olunca Fetullah Gülen’in ne İsa’lığı kaldı ne Musa’lığı kaldı çünkü Hazreti İsa’ysa tutuklanmaması lazımdı. Böyle bir sıkıntı yaşadık. Ve nihayet Rahmetli Özal iktidara gelince onun kaçak vaziyeti ortadan çıktı yeniden, biliyorsunuz, yurt açmaya, okul açmaya başladı ve başarı hızla yükseldi. Artık her tarafta Bediüzzaman’ın talebelerinin ismini verdiği okullar Zübeyir Gündüzalp gibi, Mustafa Sungur gibi yurtlar açmaya başladı, bunu benden iyi biliyorsunuz. Ve ne acıdır ki yüzde 10’a ulaşmayan Nur Cemaati bu sefer “Bediüzzaman’ın vazifesini artık Fetullah Gülen üstlenmiştir.” diye… Yani hatta beni de tenkit ediyorlardı ben karşı çıktığım için çünkü aslını biliyorum. Ve iki şey vardı, bir: Fetullah Hoca artık Hazreti İsa değil Hazreti Mehdi’ydi, bu çok önemli bir nokta. Ve Bediüzzaman’ın bir mektubunda “Benden sonra gelecek zat/zatlar…” diyor. Bediüzzaman’ın bu sözünün Fetullah hakkında T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 145

olduğunu açıkça ifade ediyordu. Şimdi, bunu takiben ikinci nokta: Nur Cemaati ve diğer İslami cemaatler bunun başarısını görünce -ben iyi biliyorum- ikaz etmeme rağmen herkes bunu alkışlıyordu, hatta siyasi iktidarlar da dâhil. Ecevit’in durumunu biliyorsunuz. Bu AK PARTİ Hükûmetinin de belli bir zamana kadar nelere destek olduğunu biz de biliyoruz ama şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız bunu ifade ettiler, “Bizi aldattı.” dedi çok açık bir şekilde. Ama ben şunu mutlaka iletmek istiyorum: Sene 2005 Aralık. Abdullah Aymaz bana geldi, dedi ki: “Akgündüz, Rotterdam İslam Üniversitesini bizim cemaate devretmeni istiyoruz. Maddi sıkıntı yaşıyorsun, yürütemiyorsun, gel, bize devret.”

BAŞKAN – Kaç yılında?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – 2005 Aralık.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Kim dediniz onu?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Evet, bu Abdullah Aymaz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kimdir bu şahıs?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Bu, Fetullah Hoca’nın bir numaralı adamlarından. Yani, hem alim hem de takva sahibi bir insan ama maalesef böyle bir teklifle geldi. Ben de kendisine Nur Cemaati’nin yüzde 10’u Hoca Efendi’nin hizmetlerini takdir etse de benim “İslam’a hizmet” prensibimin asla size uymadığını, bu sebeple bu üniversiteyi devretmek yerine kapatmayı tercih edeceğimi… “Peki, neden?” dedi. İşte burası çok önemli bir nokta, dedim ki: “Birincisi şu: İslamiyet’ten taviz vererek İslam’a hizmet edilmez.” Çünkü Hoca Efendi açıkça bana haber gönderdi: “Akgündüz Kur’an’ı ve sünneti açıktan savunduğu sürece bu

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 146

üniversite kıyamete kadar tanınmayacak.” dedi ve bu haber bütün Anadolu’ya yayıldı.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kiminle gönderdi?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Bunu bizatihi kendi talebeleriyle. Hatta benim rektör yardımcım onlardandı, Profesör Suat Yıldırım mütevellideydi, ona geleceğim. Bunun üzerine kabul etmedim. Abdullah Aymaz bana bütün maddi meseleleri çözeceklerini, bu üniversiteyi önemsediğimizi… “Devret.” dedi ama benim cevabım çok enteresan, bunu duymanız çok önemli. Dedim ki: “Muhterem Hocam -‘Hocam’ diyorum ona, benden büyük- bir: Ben Nur talebesiyim. İki: Rektör yardımcım sizden, Profesör Suat Yıldırım mütevellide; Mustafa Ermek mütevellide, sizden; mütevellide Nevzat Yalçıntaş Hoca var, o benden ziyade size yakın; 2 tane de Müslüman Hollandalı var; Maroccan var. Ne gereği var?” Cevap çok açık: “Çünkü biz sizi bizden kabul etmiyoruz.” dedi. Onun üzerine ben de “Devretmiyorum.” dedim. Ve iki ay sonra tekrar geldi, yine aynı cevabı alınca Mart 6-7 -emin değilim- onların Haşhaşi tipli bir adamı bıçak alarak beni öldürmeye gelmiş. Genel Sekreterim haber verdi, “Hocam, kapını kapat çünkü filan seni öldürmeye geliyor.” Kapımı paramparça etti ve Hollanda yargısı tarafından dokuz ay hapse mahkûm edildi ve yattı ve çıktı. Artık ondan sonra Akgündüz sanki Müslüman değilmiş gibi her yerde aforoz edildik, önemsemedik. Şimdi ne oldu? Bakın, burası çok önemli bir nokta. Artık nur cemaatinin yüzde 10’u bunu Bediüzzaman’dan sonra ikinci adam kabul etmeye başladı, Cemal Uşak gibi. Yani ben isim vermek istemiyorum. Ama son zamanlarda bu sefer –bura önemli- bir Risale-i Nur…

BAŞKAN – İsim vermeniz bizim için mahzurlu değil çünkü FETÖ’nün bilinenlerinin isimleriyle birlikte de ortaya çıkmasında yarar var.

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 147

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Biliyorum.

Burada iki gelişme oldu, burası önemli bir nokta. Bu gelişmelerden biri Risale-i Nur’u sadeleştirme yoluyla tahrifata niyetlendiler, tahrif edildiğine dair bilimsel makalelerim var. Bu olay üzerine Bediüzzaman’ın bütün talebeleri karşı çıktı, istisnasız; şu anda rahmete giden ve Bediüzzaman’ın mirasçısı olan talebeler karşı çıktı. Mustafa Sungur Abi bunu hain olarak ilan etti. Bunun üzerine nur cemaatinin yüzde 95’i tekrar bu adama karşı tavır koymaya başladı.

İkinci kırılma noktası –bunu bilmenizi isterim- dershaneler meselesi oldu. Dershaneler meselesinde –biraz önceki vekilimi kızdırdığım gibi- çok açık, dobra dobra Hükûmeti ve FETÖ hareketini ikaz eden ağır bir makale yazdım. Facebook’un bana gönderdiği mektuba göre 23 milyon kişiye ulaştım. Yani, kesinlikle bu ihtilafın devlet ve milletin aleyhine olduğunu belirttim, bunun üzerine bütün FETÖ grubu artık benim aleyhime her türlü iftirayı yapmaya başladılar, bunu kamuoyundan da takip etmişsinizdir. Burası önemli bir husus. Risale-i Nur cemaatinin farklı bölümleri vardır arkadaşlar, en büyüğü de meşveret grubudur ve yazıcılar grubu vardır, bilirsiniz. Yani, bunların hepsi umumi meşveretlerinde hükûmetin bu dershane meselesinde asla haksız olmadığını, zaten bir iktidarın dershaneleri kapatıp gerçek eğitim yuvalarını hayat geçirmekle muvaffak olduğu, bu sebeple FETÖ’nün niyetinin bozuk olduğu, iktidara sahip olduğu…

Ben bir hadise nakledeyim, bu önemli bir hadise: Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza da çok ciddi tavsiyelerde bulundum Başbakanken, hatta 2010 yılındaki referandumda. Bu önemli bir konu, dedim ki: “Sayın Cumhurbaşkanım, Akgündüz’den daha iyi bu cemaati bilen yok, belki siz de benim kadar bilmiyorsunuz. Ne olur, referandumda bunlar partiden 10 kat

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 148

fazla çalıştılar, bunu biliyorum ama bunun bir sebebi var, devleti ele geçirmek.” O zaman aldığım cevaptan biraz üzülmüştüm ama dedim “Hiçbir devlet kurumunu yüzde 49 bu adamlara teslim etmeyin. Bu adamlar beni öldürmeye teşebbüs ettiler, bu çok açık bir ifade, hatta daha ileri gittiler.”

Bakın bu dershane meselesinde benim eski rektör yardımcım -şu anda Hollanda’da- bana geldi, dedi ki: “Akgündüz, 2016 veya 2018’de bu yazdıklarına da söylediklerine de pişman olacaksın.”

BAŞKAN – Suat Yıldırım mı gelen?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hayır, isim vermiyorum.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – İsim verirseniz daha güzel olmaz mı Hocam?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Yani vermek istemiyorum, hakkınızı helal ediniz. Özel manada istense verilir. Yani, gerçi şu anda Hollanda’da her hafta bize müthiş küfür e-mail’leri gönderiyor ve âlim bu yani hocam da çok iyi tanıyor yani onun için isim vermeme gerek görmüyorum.

BAŞKAN – Ama öyle bir hainse niye “âlim” diye tabir ediyorsunuz?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Bu da sizin hatanız. Bir adam âlim olur ama hain olur, veli olur ama Cibâli Baba olur, Allah bizi öyle etmesin. Cibâli Baba’yı biliyorsunuz yani Fatih’in ordusunun attığı topları –rivayet bu- eliyle tutup “Gavurcuklarıma değmesin…”

BAŞKAN – İlk yarım saat bitti, onu hatırlatayım.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Bitmedi, kusura bakma; ben bitireceğim, ne deseniz de bitireceğim.

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 149

Şimdi, bakın, bu önemli: “Peki, muhterem hocam, ben emekli bir profesörüm.” dedim. “Hocam, sizin emeklilik maaşınız de kesilecek.” dedi. Yani, çok açık söylüyorum, darbe geliyorum dedi, bunu bilmenizi isterim. Ha, burada bir şey daha söylüyorum, onu da söyleyeceğim, ondan sonra sizin sorularınızı cevaplandıracağım. Peki, diyeceksiniz ki… Ha, bir nokta daha var. Bu FETÖ’nün böyle dünya çapında ilerleyişinin ve kendisine kainat imamı, emirül müminin denilişinin bir sebebi daha var çünkü bütün talebeleri –hatta benimle tartıştılar- bunu Hazreti Mehdi olarak kabul ediyorlar şu anda, böyle bir durum söz konusu.

Şimdi geleyim, neden Risale-i Nur cemaati bunlarla karşı karşıya geldi, bunların desteklemedi. İstisnalar kaideyi bozmaz, kusura bakmayın; eğer öyle 17 Aralık öncesi FETÖ’yü destekledi diye suçlarsanız insanları, o zaman ben Millet Meclisinden, bakanlardan bile eleman bulurum, onlara girmeyelim çünkü o dönem Sayın Cumhurbaşkanımız dedi, “Bizi de aldattılar.” dedi, gayet açık.

Değerli Başkan ve çok kıymetli üyeler; bakın, Bediüzzaman Mustafa Kemal’e muhalefet etmiş, bunda şüphe yok, İsmet İnönü’yle mücadele etmiş, bunda şüphe yok, hatta Celal Bayar’la anlaşamamış, bütün iltifatlarına rağmen Menderes ona karşı çok şey yapmış -ben 6 cilt yazdım, belgeleriyle, devletin belgeleriyle- ama işte –bu önemli bir nokta- FETÖ’nün yaptığını yapmamış. Bediüzzaman 13’üncü mektupta aynen şöyle söylüyor… Ben bunu Hollandalılara anlattım, dediler ki: “Hocam, bütün dünyaya, dinî cemaatlere, Hristiyanlar da olsa anlatman lazım.” Kilisede vaaz verdim bu hadiseyi. Olay şu: Bediüzzaman diyor ki: “Muhalefet iki kısımdır. Bunlardan birincisi fikren ve ilmen muhalefettir.” Yani siz, iktidar olsun, âlim olsun, bir kurum olsun, buna ilmen ve fikren muhalif olabilirsiniz, hatta açıklarsınız yani nitekim Bediüzzaman’ın bu manada muhalefetleri dolu elimizde; haykırmış, kahramanca haykırmış. Nitekim ben de bazen tenkit ediyorum, tavsiye

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 150

ediyorum, kırmızı çizgileri aşıyorsunuz diye söylüyorum ama ben ne milletvekiliyim ne bakanım, beni dinleyen var mı yok mu onu da bilmiyorum ama ilim adamı olarak vazifemi yapıyorum. Ha, önemli bir nokta bu, bura önemli, ikinci muhalefet ise siyaseten veyahut da isyan yoluyla muhalefet. Bir defa, isyan yoluyla muhalefet bizim dinimize göre, Kur’an’a göre haramdır. Nitekim, Kur’an-ı Kerim’in Hucurat Suresi’nde bahsedilen ayeti ben hemen söyleyeyim size, 9’uncu ayet bunu açıkça ifade etmektedir, ben ayrıntıya girmiyorum. Ayrıca 15 Temmuz darbesi ise insan öldürme, mal yağmalama, Meclisi bombalama Kur’an-ı Kerim’in –ben ilahiyat açısından konuşuyorum, şeriatı anlatmıyorum, bunu da yanlış anlamayın- Enfal Suresi’nin 33 ve 34’üncü ayetinde görüldüğü gibi çok açık bir şekilde haramiliktir, haramilik. Bura önemli bir nokta. Ne demek harami? Yol kesenler, yol kesen eşkıya. Bunun çok ağır cezası var dinimizde, ben onu açıklamıyorum, biz bir laik devlette konuşuyoruz, Mecliste konuşuyoruz. O hâlde siz bu FETÖ örgütüne teolojik olarak itikadi açıdan “ehli dalalet” diyebilirsiniz ama bir kısım cahil gazeteciler gibi “kâfir” ve “mürtet” diyemezsiniz. Biraz önce dediğim gibi, âlim olur ama Hekimoğlu İsmail’in son açıklaması gibi sapıtmış âlim olur, işte FETÖ gibi ama “kâfir” ve “mürtet” demek kolay değil, İslam âlimleri buna “ehli dalalet” demişler. Peki, ameli açıdan nedir bunlar? Asi, isyankârdır, en önemlisi de haramidir. “Yol kesiyor, adam öldürüyor, devlet mallarını bombalıyor.” bunu demeniz mümkün, münafık da demek mümkün çünkü bunlar tamamen… Ha, ehli dalalet oluşunun sebepleri… Ona zannedersem Din İşleri Yüksek Kurulu girecek. Dediğim gibi, mesela, “diyalog” adı altında, -hocam belki benim kadar, belki benden de iyi bilir- kusura bakmayın, Kur’an-ı Kerim gayet açık bir şekilde Hristiyan ve Yahudilerle diyalog hâlinde olunmasına İslam’dan taviz vermeden imkân tanıyor ama ötekine tanımıyor, demek ki isyan yolu kapalı.                                T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 151

Muhalefetin ikinci misali siyaset yolu. Bediüzzaman’ı özellikle Türkiye’deki bazı dindar siyasetçiler ve ilahiyatçılar anlamamıştır bu noktada. Bediüzzaman’ın dediği şudur: “Eğer bir insan ‘Ben Kur’an’ı anlatıyorum, İslam’ı anlatıyorum -bakın bura önemli- ve din alimiyim.’ diyorsa ve orada siyasi parti gibi davranıyorsa -tam FETÖ örneği- bu doğru değildir.” Ben burada bir cümle nakledeceğim: “Sebebi nedir?” diyorlar Bediüzzaman’a: “Çünkü siyasetin muhalifinde de muvafıkında da Kur’an’a aşık olanlar var.” Öyle mi, öyle değil mi? Hangi parti olursa olsun beş vakit namazını kılan insanlar var, inananlar var. Onun için FETÖ, bu iki noktada, tamamen Risale-i Nur’dan kopmuş ve ayrılmıştır ama onu istismar etmiştir, ona bir şey demiyorum.

Böylece beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Ayrıca, “Gülen’in Günah Galerileri” falan vardı, onlara girmiyorum çünkü vaktimin kısa olduğunu söyledi. Biraz da Başkan ayrımcılık yaptı, “discrimination” yapıyor. Ben de fazla meselenin üzerine gitmeyeyim, Başkanı çünkü milletvekili olmadan da tanıyor ve seviyorum.

Saygılarımı sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Hocam, ta Hollanda’dan geldiniz, bir sunum yaptınız, çok çok teşekkür ederiz.

Şimdi, tabii, benim anladığım kadarıyla özellikle başlangıç itibarıyla bu FETÖ cemaat olarak alınırken zaman zaman çok da “Bediüzzaman” falan demese de “Hazreti Pir” falan gibi bir ifadeler kullansa da veya belirli kesimde Bediüzzaman Said Nursî’yle irtibatlandırıldığı için siz öz olarak asla kendisinin bu yapı içinde olmadığını ve tamamen kendisinin avukat Bekir Berk tarafından, yani Nurcuları savunan avukat Bekir Berk ve arkadaşları tarafından savunulması aşamasında “Ben Nurcu değilim.” diyerek de bu grup T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 152

dışında olduğunu dolayısıyla ehliküfür denmese de ehlidalalet deneceğini ve harami olarak yol kesen, işte devlete zarar veren bir grup olarak nitelediniz, özet olarak bunu anladım. Belki diğer hani işin felsefi, dini yönünde çok söyleyecek şey vardır.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ama kısa kestim.

BAŞKAN – Sizin de derin bilginiz olduğunu biliyoruz zaten, o nedenle çağırdık.

Teşekkür ederiz.

Arkadaşlarımızın soruları varsa ben söz vereyim.

Evet, Selçuk Bey, buyurun.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Hocam, teşekkür ederiz.

Hoş geldiniz.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hoş bulduk Selçuk Bey.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Fetullah Gülen 1971’li yıllarda, 1969’lu yıllarda sahneye çıktı. 1971’in sonunda darbe olduktan sonra Vehbi Koç’un evinde, MİT Müsteşarı Fuat Doğu, darbeyi Sayın Demirel’e, rahmetli Demirel’e bildirmeyen MİT Müsteşarı Fuat Doğu’yla beraber Yaşar Tunagür’le beraber bir toplantı yapıyordu, 30 yaşlarında bir insandı. Ardından, 1980 darbesinde Kenan Evren ve arkadaşları tarafından Isparta’da yakalanmış olmasına rağmen arka kapıdan salıverildi. Onu hep Özal’a atfettiler, Özal bıraktı diyerek, o zaman Başbakan müsteşarıydı. Darbeleri biliriz, böyle bir darbe ortamında bir müsteşarın gücünün olmadığını da biliriz.

Daha sonra da 1999 yılında Amerika’ya gitti. Burada bazı rivayetler var, Sayın Doğramacı’nın hastanesinden rapor aldığı, bazı siyasi parti liderleri tarafından “Lütfen, hastalığınız önemlidir, Amerika’ya gitmeniz gerekir.” T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 153

diyerek uyarılarda bulundukları söylenir. Fetullah Gülen acaba baştan beri mi Türkiye’yi böyle bir ele geçirme çalışması yaptı? Fetullah Gülen bir proje miydi, yoksa iyi niyetle çıkmış bir hareket miydi? Fetullah Gülen eğer bir projeyse darbe yapmak istiyor muydu yoksa aynen Tahran’a gelen Humeyni gibi Paris’ten kalkan, Washington DC’den kalkan bir uçakla İstanbul’a gelip bütün herkesin takdirini kazanmış bir bilge adam olarak, belki de herkesin alkışladığı birisi olarak mı gelmek istiyordu? Başkalarının da kasetleri olacaktı, cd’leri olacaktı. Böyle mi gelmek istiyordu? Sizce Fetullah Gülen’le ilgili genel kanaatiniz baştan beri proje midir, yoksa daha sonra proje olarak kullanılmış mıdır? Kendisi onları kullanayım derken onlar mı onları kullanmıştır? Bu noktadaki düşüncenizi almak isterim.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Gayet güzel bir soru.

Ben iki noktadan değerlendireceğim.

Birincisi: Bir defa Akgündüz olarak ben 1978 yılında Gaziantep’teki tartışmadan sonra bir proje olduğu kanaatine vardım. Bura çok önemli bir nokta. Akgündüz olarak, ama aman yani hatta bizim evde bu Türkçe Olimpiyatları… Hiç gitmemişim ben, buna dikkat ediniz, davet de edilmedim, sadece Urfa’da davet edildim, on beş dakika sonra ayrıldım. Aynen şu cümleyi söyledim, iki çocuğum ve hanımım şahittir, dedim ki: “Bu adam İslam’dan taviz veriyor fakat Rabb’im bunu muvaffak ediyor.” 100 bin kişi katılmış bu İstanbul’dakinde, biliyorsunuz. “Hasret kaldık.” diye konuşma yapıldı o zaman yani bunu inkâr edemeyiz. “Ya Rabb’i senin bir hikmetin mi var, yoksa benim bilmediğim bu adamla alakalı güzel bir taraf mı var?” Aynen bu cümleyi söylemiştim. Dolayısıyla, benim öyle bir endişem olduğu kanaatindeyim.

İkinci, daha doğru olan, yani şüphesiz olan nokta ise: Hazreti Peygamber’in çok güzel bir hadisi var -hadis profesörü varken konuşmak T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 154

doğru değil ama yine ben de az çok mürekkep yalamışım, yani özetini söyleyeceğim Bünyamin Hocam- buyuruyor ki Hazreti Resulullah: “Bir insan amelisalih, güzel amel işler, işler, işler, hikmeti ilahi işte, ömrünün sonuna doğru kötü amellere girer ve cehenneme gider. Bir insan da kötü amel işler, işler, işler ama ömrünün sonuna doğru Allah ona iyi ameller nasip eder, cennete gider.” Eksiği Bünyamin Hoca tamamlasın ama özeti bu.

Şimdi, ben bunu önemsiyorum ve son cümlem: Arkadaşlar, ben bunu YouTube’dan dinlediğim zaman şöyle dedim, ağladım: “Ya Rab, bu FETÖ’yü bir an önce huzuruna al da çok günah işlemeden, hiç olmazsa imanla gelsin huzura.” Cümlesi şu, YouTube’da bulabilirsiniz, hizmet temsilcilerine kendi düsturlarının önemini anlatıyor ve bu dinleyenlerden birkaç kişi benim arkadaşım zaten bıraktılar hemen: “Siz Resulullah bile huzurunuza gelse ona şöyle deyiniz: ‘Ey Allah’ın Peygamberi sen bize Kur’an’ı tebliğ ettin, sünnetini de bıraktın artık bizim işimize karışma.’” Dehşet bir şey. Onun için bazı gazeteciler bunu küfürle yorumluyor ama ben ehlidalalet demeyi tercih ediyorum çünkü Kelam bilen bir insan ancak böyle değerlendirir.

Herhâlde yeterli, öyle mi Sayın Vekilim?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Hocam.

Hüseyin Bey, buyurun.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) – Hocam, çok teşekkür ederim açıklamalarınız için.

Şimdi, bana göre çok mufassal, çok detaylı, çok tatmin edici bir sunum yaptı ve orada bu örgütü, bu örgütün motivasyonlarını gayet güzel anlattı. Bu yapıyla ilgili iki tane benim çok önemli bulduğum tespitte bulundu. Bir tanesi dedi ki: “Bu yapı evrimleşebilen bir yapı. Yani yaklaştığı bir topluluğa benziyor T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 155

birden ve ona nüfus edebiliyor. Evrimleşme kabiliyeti kapasitesi olan bir yapıdır bu.” dedi. Bana göre çok açıklayıcı, önemli bir kavramlaştırmaydı.

İkincisi de şöyle bir tespitte bulundu. Ben şahsen kendi tecrübelerimden yola çıkarak düşündüğümüz zaman bu tespitin çok doğru olduğunu düşündüm. “Belli bir seviyeden sonra -yani bunların hani yönetici katmanları var ya- üst seviyeye çıktıktan sonra orada din diye bir şey yok, adı bile yok. Hep dünyevi işler, paradır puldur, bina, gayrimenkul yaptırmaktır, sahip olmaktır. Hep böyle işler oluyor, din yoktur o seviyede.” dedi. Siz bu konularda ne diyeceksiniz? Birinci sorum bu.

İkincisi de siz de belirttiniz, mehdilik diye bir motivasyonları var bunların, o anlaşılıyor. Yani Gülen’i mehdi olarak görüyorlar ve bu çok ciddi. Bence henüz yeterince de ortaya çıkmamış, belki şu savcılık soruşturmalarından sonra çıkar ortaya iyice. Biz olayı böyle bir darbe girişimi falan görüyoruz ama bu insanlar, orada koca koca generaller falan, belirli seviyedeki insanlar şöyle düşünüyor, bu anlaşıldı: “Yani Fetullah Gülen Hoca, perşembeleri Peygamber’le görüşüyor, bize gelen talimat da oradan geliyor zaten.” Dolayısıyla, ortaya kesin inançlı yani Eric Hoffer’in dediği türden kesin inançlı ve motivasyonu son derece güçlü bir insan profili çıkıyor, bir eylemci çıkıyor ve bence 15 Temmuzu diğer darbelerden ayıran en önemli tarafları yani halkın üzerine ölüm yağdırmaları, acımasızlık, oradaki hayasızlık bence bu mehdi inancıyla, böyle bir motivasyonla ancak mümkün olur. Bu konuda ne diyeceksiniz?

PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Peki, çok teşekkür ediyorum.

Önce evrimleşmeden bahsedeyim. Yani bu evrimleşme onlar için çok önemli. Bana 1986 yılının Eylülünde Başbakanlık Osmanlı arşivinde uzmanken şu anda bir devlette imam olarak çalışan, benimde İslami ilimlerden sınıf arkadaşım Ali Bey geldi, soy ismini söylemiyorum. Ali Bey geldi, beni Zaman T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 156

gazetesi abonesi yapmak istedi ısrarla. Ben de dedim ki: Zaman gazetesinin yayın prensiplerini benimsemiyorum. Yani çünkü -dediğim gibi- çok eskiden tanıdığım için, evet, bazen yayınlandı makalelerim ama ben istemiyorum. Çok enteresan bir şey söyledi, şu anda Allah şahit, ben de biliyorum onu, dedi ki: “Akgündüz Hoca, yanlış yapıyorsun. Hoca Efendi diyor ki: ‘Önce 50 bine çıkacağız, sonra 100 bine çıkacağız. 1 milyon tirajı yakaladığımız zaman Türkiye’ye hükmedeceğiz.’” ve daha enteresanı, bir başkası da Hollanda’da bana çok açık bir şekilde dedi ki: “Akgündüz Hoca -bunun söylediği de biraz önce Beyefendinin kızdığı Gezi olaylarından sonra- Türkiye merkez olacak, yanlış yapıyorsun. Sadece Türkiye’de değil, bizim hakimiyetimiz 7-8 tane de İslam ülkesinde de gerçekleşecek ve böylece birleşik İslam devletlerini kuracağız.” Yani evrimleşmeye bir misal de bunlar her şarta uyum sağlıyorlar. Mesela Hollanda’da ta dershane değil de 17 Aralık tartışmasından önce bütün solcular, bütün ateistler, geyler ve Wilders’ın partisindekilerin tamamı bu ekibe düşmandı ama şu anda tamamı onunla beraber. PKK onunla beraber, YPG onunla beraber Hollanda’da yani hatta çok ilginç, benim rektörlükten alınmam için kanun çıkarmaya gayret eden Eğitim Bakanı Bussemaker “FETÖ’cülerle alakalı hangi okul müracaatı gelirse şartları tutmasa bütçe vereceğim ve tanıyacağım.” diyor. Misal vermek istemiyorum.

Geliyorum ikinciye. Dünyevileşme konusunda tam sizin gibi düşünmüyorum ama söylediğiniz gibi olanlar var. Mesela ben bir tanesini söyleyeyim. Bu FETÖ’cülere ait bir holdingin başında çok enteresan bir istihbarat örgütünden adam genel müdür oldu. Bu, ta dershane tartışmasından önce fakat bu genel müdürün istihbarattan olduğu –Türk istihbaratı değil- öğrenilince –bunu bir dostum anlattı, doğruluk derecesini bilemiyorum- 6 trilyon tazminat vererek ayırdılar onu. Şimdi, dolayısıyla, bu cümle, bu misal T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 157

sizi destekliyor. Yani üst makamların tamamı öyle değil ama dinini muhafaza etse de artık apartmanlaşma, iş adamı olma, bunun misalleri çok.

Son noktaya gelince, muhterem Vekilim, bir defa şunu bilmenizi isterim: Eğer bir insan “Ben Resulullah’ı her gün rüyada görüyorum.” diyorsa, hele hele “Açıktan bana talimat veriyor.” diyorsa bunlar bunlar “şer’î şerif” dediğimiz İslam’a, Kur’an’a ve sünnete aykırıdır. Bırakın bir âlimin… Kabul ediyorum rüyada görebilir, kalbine bir ilham tarzı da gelebilir yani ama Hazreti Resulullah gibi büyük bir peygamber bile istediği zaman mucize gösteremez, Allah istediği zaman mucize gösterir. Dolayısıyla, bu onların en büyük teşvik kaynağı. “Hocam Resulullah’a sormuş, böyleymiş.” Yani, öyle inanmışlar ki eskiden ben “Haşhaşi” tabirine kızardım, “Yahu bunu Hasan Sabbah’la mı kıyaslıyoruz?” derdim hani o ilk dönemlerde. Şimdi, Haşhaşi az kaldı. Yani nasıl bir ilaç veriyorlar ki… Bu bir defa Kur’an’a aykırı, sünnete aykırı. Yani böyle bir şey olamaz ki, bir insan istediği zaman keramet gösteremez.

Ha, bir şey söyleyeyim: Bu nasıl kâinat imamı, nasıl Hazreti Mehdi; merak edenler Latif Erdoğan’ın Küçük Dünyam kitabını okuyabilirler. Rezalet bir kitap. Yani orada Hazreti Mehdilikten de çıkmış, artık ilahî bir şahsiyet, Hazreti İsa gibi bir şey yani. Hatta ben kendisiyle tartışmıştım bir araya geldiğimde, “Bu adam kâfir.” dedi bana, yılını söylemiyorum. Dedim ki: Vallahi, Latif Bey, senin Küçük Dünyam kitabında yazdığına da inanmıyorum, bu konuştuğuna da inanmıyorum. Gayet açık konuştum ben. Kısaca bu Sayın Vekilim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Zekeriya Bey, buyurun.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Çok değerli Hocam, teşekkür ediyoruz. Ta Hollanda’dan buraya kadar geldiniz, verdiğiniz bilgiler için de teşekkür ediyoruz. T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 158

Şimdi, güzel açıkladınız, ben şunu merak ediyorum, tabii, sizin bu konuda bilginiz olduğu için sormak istiyorum: Bizim tarihimizde, Osmanlı, Selçuklu ve gelen tarihte, işte, Haşhaşiler, işte, biliyorsunuz, Babai isyanlarındaki şeyler. Arkasından, yine Osmanlı’daki zındık hareketleri, mülhitler dediğimiz hareketler…

PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hatta, Celali isyanları, onların da temeli böyle bozuk fikirler.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Hepsinde Mehdilik, mesiyanik inanç ve hatta öyle ki sizin dediğiniz gibi daha da yukarılara çıkan, zıvanadan çıkmış hâller var. Bu hareket onların bir devamı mı ya da tarihsel bir bağlantısı var mı sosyolojik olarak tarihsel bağlamda?

PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Çok güzel bir soru.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Bir diğer konu da şu: Şimdi, Türkiye’de özellikle cumhuriyetin kuruluşundan sonraki zorlu dönemlerde iktidarların dine karşı bakış açısı, dindarları dışlaması, dinin yer altına itilmesi ve buna benzer birçok olay sonucunda da birçok dinî cemaatler türedi ve hepsi de kendince hizmet ettiğini, doğru yolda olduğunu söylüyor. Tabii, zaman zaman da işte, iktidarlar değiştikçe bu alan biraz genişliyor, biraz daralıyor ama bizim Diyanetimizin Osmanlı’dan tebarüz eden şeyhülislamlık yoluyla çok da böyle çizgilerin dışına çıkan bir yapısı yok yani temel ilke ve naslar konusunda tutarlı bir çizgi de takip ediyor. Şimdi, bu hareket devletin dine bakışından dolayı mı bu kadar büyüdü yani zorlamasından dolayı mı büyüdü? Biri bu.

İkincisi: Tabii, sadece bu iktidar değil yani bu hareket bugünün hareketi de değil. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman da, az önce söylediniz, işte, bunları siz yıllar önce tespit etmişsiniz, eminim ki ortalama bir ilahiyatçı, ortalama bir âlim, bir hoca dediğimiz bu söylenenlerin ve bu FETÖ’nun yapmış olduğu açıklamaların İslam’ın ruhuna, Kur’an’a, sünnete uygun olmadığını çok T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 159

rahatlıkla söyleyebilir ama burada Diyanetten bugüne kadar, son Din Şûrası hariç, bir açıklama da duymadık. Açıkçası bizim âlimlerimizden de yani dinle uğraşan ilahiyatçılarımızdan, hatta hiçbir ilahiyat profesöründen de -belki son zamanlarda çıkıyor ama- yani bunla ilgili bir şey duymadık, bilimsel bir yazı bu FETÖ’nun… Mesela, ben de 1995 yılındaki röportajını okumuştum, duymamıştık. Yani, bu konuda Diyanetin eksikliği noktasında ya da alimlerimizin suskunluğu noktasında sizin görüşünüz ne? Böyle bir yapının ortaya çıkmaması için de ne önerisiniz kendi bilimsel açınızdan?

BAŞKAN – Teşekkürler.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Teşekkür ediyorum.

Başkanım cevap vereyim değil mi?

BAŞKAN – Tabii buyurun.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Siz ne düşünürseniz düşünün, Osmanlıda vesaire dediklerinize katılıyorum ama benim farklı bir tespitim var. Benim şahsi kanaatim İslam tarihinde Şia’dan sonra bütün dünya çapında yayılan ikinci tefrika hareketidir bu. Şia’dan sonra, bakın bu çok önemli bir hadise. Yani, onun için ben Sayın Başbakanımıza bir rapor sundum zamanında bu konuyla alakalı “Sayın Başbakanım, Hükûmete de iletin, siz Başbakansınız, bu FETÖ cemaatini 3 gruba ayırın. Birinci grup yüzde 50; bunlar ya maddi menfaat için ya ticaret için veya kalabalık görünce koşanlar gibi, bunlar bıraktı 17-25 Aralıktan sonra. İkinci grup yüzde 20; bunlar biraz önce bahsettiğim Abdullah Aymaz gibi, Mustafa Özcan gibi en tehlikeli şahsiyettir yani en tehlikeli, ikinci adamdır o yani en tehlikeli şahsiyettir, böyle insanlar. Bunlar kıyamete kadar devam edecekler, bunlar için tedbir almak lazım başka çaresi yok. Bir de yüzde 30’luk grup kaldı, onlar imanlı gençler, büyülenmişler, virüslenmişler, T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 160

mümkünse şefkat elinizi uzatın bunları yani kazanmaya çalışın.” dedim. Yani Şia’dan sonra dünya çapına yayılan ikinci tefrika hareketidir bu ve ehlidalalet hareketidir.

Geliyorum ikinciye acaba bunun ortaya çıkmasında siyasi baskılar var mı? Tabii, bunda şüphe yok. Eğer Türkiye’de bir kısım dinî cemaatler ve tarikatlar olmasaydı ben Diyanetin bu tam zaruri olan milletin ihtiyacını karşılayacağı kanaatinde değilim. Şu anda o noktaya yavaş yavaş geldi. Tam geldi mi? Hayır. Ben bir misal vereyim. Zannediyorum 15 temmuzdan önceydi Diyanetin en yetkili birisiyle görüştüm. Bana bir sordu, dedi ki: “Hocam, Sayın Cumhurbaşkanı bu Fetullah Gülen’le alakalı ‘Yahu, bunun dini yapısını anlatan bir rapor yazın.’ dedi, ben de disket, cd’sini, video kayıtlarını topladım, kitaplarını incelettim yahu açıktan Kur’an’a ve sünnete aykırı bir şey göremedim.” dedi. Böyle deyince dedim ki: “Hocam hiç kelam ve fıkıh okumadınız mı?” Bu profesör, ilahiyat profesörü bunu söyleyen. Ondan sonra dört tanesini söyledim ona ben, dedim ki: “Yahu şu anda bu adam milyonlarca burs topluyor. Topladığı bursların tam yirmi yıldır yüzde 5’ini talebeye verdiğini inanmıyorum çünkü yaşanmış misallerini biliyorum. Yani nasıl böyle dersiniz ya! ‘Allah’ın ayetlerini böyle parayla satın almayın, satmayın.’ bu ayete muhalefet ediyor. İki, Hucurat Süresi’ndeki ‘isyan ayeti’ne” ondan sonra o muhalefet meselesini de anlatınca “Yahu, Hocam, hiç dikkatimi çekmemiş bunlar” dedi. Doğrudur. Ha, bunun sebepleri ne? Bu da çok önemli, sadece Diyanete ve ilahiyatçılara yüklememek lazım. Bunun en önemli sebeplerinden biri, bu grubun en çok baskı altında tutmaya çalıştığı kurum Diyanettir. Ben iyi biliyorum, bir arkadaş din işleri müşaviri olarak Medine’ye veya bir yere gidecekti, müdahale ettiler, tayinini engellediler. İsimler bende, tarih de bende. Yani burada önemli bir nokta. Bir şey daha söyleyeyim: Peki, Hocam nasıl büyüdüler? Belli yerleri kaplayınca… Benim bir kitabımı bedava basan –T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 161

küçük bir kitap, merak etmeyin, rüşvet diye bastırmadı, zaten ne rüşvet verecek bana, benim bir şeyim yok- bir matbaacı bir baktım ki diğer bir matbaada çalıyor. “Hayırdır beyefendi, Kemal Bey?” “Hocam sorma, matbaayı kaybettik.” dedi. “Nasıl kaybettiniz?” burası çok önemli bir nokta, önlenmesi için, dedi ki: “Hocam ben 50 Zaman abonesiydim, 125 tane de aylık burs veriyordum. Nasıl ki bu dershane meselesi ortaya çıktı, ben Başbakanımızı seviyorum, Hükûmeti takdir ediyorum, bıraktım. Önce bizim mahalle imamı geldi -imam diyorlar ya- dedi ki: ‘Ağabey, hiç olmazsa Zamanı devam ettir, diğerini kes.’ kabul etmedim. İki hafta sonra bölge imamı geldi, kabul etmedim. Üçüncü hafta -burası çok önemli- Avrupa yakası sorumlusu geldi, kabul etmedim. Onun üzerine bir gün sonra tekrar geldiler dediler ki: ‘Şu Harvard’ta okutulan ders kitabı, bizim 30 master talebesini göndereceğiz bu kitap da çok pahalı, bir fotokopi yaptırır mısın matbaanda?’ Saat yedi buçuk olmuş, herkes gitmiş, sabah gelin alın dedim. Sabah 30 tane hazırladım, gelip alacaklar, saat on da 40 mali polis bastı, içeri aldılar. Çıktığımda vergi öyle borç çıkarmış ki hapisten çıktıktan sonra matbaanın yerinde yeller esiyor, satılmış. Şu anda bu arkadaşın yanında mühendis olarak çalışıyorum.” Bunlar böyle büyüdüler.

Zannediyorum cevap verdim. Yalnız şunu ben özellikle istirham ediyorum, bir elma sandığının içinde dört beş tanesi çürük diye elma yemekten vazgeçemezsiniz. Kim ne derse desin bu memlekette, ister tarikat, ister maneviyat ehli, ister dini cemaatler bunlara ihtiyaç var ama benim arzum Kur’an ve sünnetin düsturları içinde Diyanetle beraber çalışmaları yani yoksa, Kur’an ve sünnete aykırı insanlara fırsat vermemek, biraz önce çok güzel söylediniz. “Bu dil benim Hakk’a giden yolum bağladı/ Dil elinden çok kimseler ağladı.” Nice profesörler biliyorum “Ya, bunu açıklasana diyorum.” Senede üç defa konferansa çağırıyor, her çağırışta 2 bin lira para ödüyor. Hepsini T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 162

suçlamıyorum ama böylesi insanları tanıyorum. İlla diyanetçi değil, başka üniversitelerin de öğretim üyelerini de kastediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum.

Son soru…

Belma Hanım, buyurun.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Hocam, çok teşekkür ediyoruz, çok uzak yerlerden geldiniz. Arkadaşların da çok fazla hakkını almamak için çok kısa bir soru sormak istiyorum ve mümkünse kısa bir cevap istiyorum sizden.

Biraz evvel dediniz ki: “Saidi Nursi kitaplarını veya öğretisini tahrifat yapıyorlardı.” Bununla ilgili 24’üncü Dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz yasal düzenleme yaptık, belki biliyorsunuz.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Aynen. Teşekkür ediyorum.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Bu konudaki teşekkürünüzü de zabıtlara geçirmek isteriz çünkü 24’üncü dönemde 17-25 Aralık olaylarından sonra biz çeşitli baskılar altındayken bu maddenin geçmesi gerektiğine karar verdik ve bir gece içerisinde de bu kanun çıkardık. Bunu söylemek istiyorum.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Elbet.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – İkincisi: Siz, biraz evvel, bu grupla, bu FETÖ’cü grupla bir şekilde mücadele ettiğinizi, bunların İslam’ı, Kuran’ı, ibadet şekillerimizi tahrifat yaptığını söylediniz. Siz “Bilinmeyen Osmanlı” diye bir kitap yazdınız özellikle sağ kesimin gençlerinde, muhafazakâr kesimin gençlerinde çok okunan bir yazarsınız ve bu kitabınız da çok sattı. Bu mücadeleniz sırasında bir kitap yazsaydınız veya medyada daha T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 163

çok yer alsaydınız daha iyi olmaz mıydı? En azından bu gençlere, bu kandırılmış gençlere ulaşabilir miydiniz diye düşünüyorum? Ben medyayı, özellikle siyaset konularını çok iyi takip ettiğimi düşünen birisiyim. Sizi medyada bu anlamda biraz evvel sözlü olarak eleştirdiğiniz konularda çok görmediğimi düşünüyorum.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben bunu yazdım.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Yazmış olabilirsiniz ama nerede yazdınız, onları bir öğrenelim.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Hemen söyleyeyim.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Bir de medyada sizi görmedik, bu konularda özellikle, görmedik. Bizim eksikliğimiz mi, yoksa siz sadece bunları düşündünüz, kendi camianız içinde mi anlattınız? Çünkü bunlar, Türkiye’de toplumun her kesimine, bölgelerin hepsine her yaş grubuna, zengine, fakire, doğulusuna, batılısına, herkese bir şekilde nüfuz ettiler. Siz sadece kendi çevrenizde mi mücadele ettiniz veya eleştirdiniz; bunu sormak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Çok güzel 2 soru, hitamuhu misk diyelim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, hitamuhu misk olsun.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Sayın Başkan, çok da sıkıştırma bizi. Bak, Genelkurmay İkinci Başkanına iki buçuk saat verdiniz, millet rahat rahat soru sorsun. Akgündüz Hoca, hocadır, öyle şeye benzemez. T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 164

BAŞKAN – Soru sormak isteyen kimseyi engellemiyoruz Hocam, siz merak etmeyin.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Tamam.

Evvela, Risale-i Nur baskısı meselesi… Yine, Bediüzzaman Hazretleri’nden nakledeceğim. Onun müjdesini yerine getirdiniz, tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Çünkü, Bediüzzaman 1959 yılında Menderes’e mektup yazıyor. O mektubu götüren insanla konuştum, anlattı bana; ayrıntıyı veremem. Ve o zat gidince -biliyorsunuz müsteşarı vardı, dindarlar aleyhine olan müsteşardı, Ahmet diye isimli, soy ismini söylemiyorum- bu adam kabul etmek istemiyor, eski bir milletvekili; içeri giriyor, Bediüzzaman o mektupta -aman milliyetçi arkadaşlar alınmasın- diyor ki: “Muhterem Başbakan, halkçılar ırkçıları elde ederek seni devirmeye çalışıyorlar.” Ben söylemiyorum Bediüzzaman’ın sözü bu.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Yanlış söylemiş.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Olabilir yani ben bir şey demiyorum.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – O da insan.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – O da insan, tamam ama ben naklediyorum, nakile itap yoktur. “Sizin başınıza bakın, bela getirilmek isteniyor, millet ve İslamiyet namına endişe ediyorum.” diyor. “Bu belaları defetmek için 2 şey yapmalısın. Birisi Diyanet eliyle Risale-i Nur’u bas.” diyor. Bunu Allah bu Hükûmete nasip etti, buna teşekkür etmek bizim vazifemiz.

İkincisi de “Ayasofya’yı beş yüz yıllık eski hâline iade et.” diyor. Ümit ederim, siz milletvekilleri, buna da mazhar olursunuz.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Hocam, o konu tartışmalı. T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İ ncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 165

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Tamam, peki ben sadece söyledim.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Siyasetçilerin konusu.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Gelelim bir diğer noktaya. Kitap yazma noktasında ben, ta dershane tartışmalarından beri hem makale yazdım hem kitap yazdım. Hakkın Hatırı Âlidir kitabım bu tür makalelerimin derlenmesinden meydana gelmiştir. Ama, özellikle 15 Temmuzdan sonra –burası çok önemli bir nokta yani ümit ederim kaydediliyor bu- Akgündüz’e karşı zaten sol medyanın durumu belli, anladınız değil mi? Hakk’ı konuşacağımı biliyorlar. Ama, Hükûmeti destekler görünen sağ medya bana ambargo uygulamıştır. Ambargo dediniz, bunu özellikle söyleyeyim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 15 Temmuz sonrası mı?

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Evet, 15 Temmuz sonrası da ambargoya devam etmişlerdir. Hatta, sizin çok iyi bildiğiniz, en eski dindar kanallardan birinin genel müdürü benim arkadaşım; aradım, dedim ki: “Yahu, bu nedir, ambargo?” Burası çok enteresan. “Bak, bir kısım insanlar Bediüzzaman’a ve Risale-i Nur’a, kırmızı kitaplara itiraz ediyorlar.” dedim. Müsaade edin, her şeyi açıklayayım ve bu makaleyi -rapor sunduk, raporu hazırladım, isteyen alabilir Başkandan, dijitalini de gönderdim, onu bilmenizi isterim- yazdım, sadece Risale Haber yayınladı. Çünkü, ben doğruları konuşuyordum. Maalesef, böyle bir durum söz konusu yani bunu bilmenizi isterim. Yani, nasıl ki Diyanet bir baskı altında, bana yer verecek olan medya da baskı altındaydı. Diyanet şu anda baskı altında değil, yanlış anlama, burada Diyanet mensubu var.

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon : FTÖ Tarih :18/10/2016 Saat :15.00 Kayıt: Araşt.Darbe Stenograf : Uzman : ……………….Sayfa: 166

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Diyanetin baskı altında olmasını falan asla kabul edemeyiz, diyanet sorunlu ve sorumludur. Bunlar bizim daha sonra konuşacağımız konular.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Tabii, aynen öyle.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Teşekkür ediyorum, hayırlı akşamlar diliyorum.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Ben de teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Değerli Hocam, tekrar geldiğiniz, davetimize icabet ettiniz çok teşekkür ederiz. Her ne kadar Başkan olarak eleştirilerinize, eleştiri oklarına hedef olsak da canınız sağ olsun.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben de teşekkür ediyorum.

Konuşmalarınız tutanaklara geçti, değerlendirilecektir.

Çok sağ olun.

ROTTERDAM İSLAM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ – İnşallah efendim.

BAŞKAN – Arkadaşlar, yarın saat 11.00’de tekrar toplanmak üzere toplantıyı kapatıyorum.

Çok teşekkür ederim.

Kapanma Saati: 22.25

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: