Rahmeti Bol Allah’ım!

Rahmeti gazabına galip, güzel Allah’ım!       

Kahhar İsminle muamele eyleme bize.

 

Hayatımız günahlarla doludur Settar’ım!

Gaffarım!  Günahlar bizi düşürmesin dize.

 

Yaradılış zirvesine  bizi çıkarmışken,

Yakışır mı şükürsüzlük fakiru acize.

 

Bu insan mahlukatın en şereflisi iken,

Bizden yakışır mı isyan! Mün’im olan Size.

 

Koskoca kâinatı bizde dercetmiş iken,

 Şükrümüzü ifa edelim Sahibimize.

 

Aza-i cevarihlerimiz  mükemmel iken,

Nedir bu gururlanmak cansıza can verene.

 

Merhameti sonsuz olan güzel Hallâk’ımız!

Nahoş haller ile geçirdik bu kadar sene.

 

Günahları affetmeyi seven Gaffarımız!

Sığındık Rahman ve Rahim ismlerine.

 

Ey aciz! Sen neden minnettarlık hissetmezsin,

Seni  mahlukatın şereflisi halk edene?

 

Sen gururlanırsın arıdan balı alırken ,

Neden itaat etmezsin onun sahibine?

 

Bütün Yaratıklar senin hizmetinde iken,

Nasıl olur  şükürsüzlükle çalarsın çene?

 

Ey insan oğlu! Durmadan şükretmeye başla,

Kamer ve güneşi bize hizmetkâr Edene?

 

Saysan verilen ni’metleri bitiremezsin,

Eşcarla meyveyi senin önüne serene.

 

Behaimden seni O yapmadı de olmadın,

Şükrün yok mu bunca ni’meti verene.

 

Ey nankör! Şükret niamı önüne serene,

Topraktan tatlı meyveyi sana gönderene.

 

Şükretmezsen hasap günün yakındır geliyor,

Çok hızlı Koşuyorsun hesap verme gününe.

Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: