Refik-i Âla’ya Yükselen Aziz Bir Ruh!

Refik-i.ala.ya.Yukselen.Aziz.Bir.RuhEfendimiz (asm) hastalığının en şiddetli olduğu bir günde ashabıyla helâlleşmeyi arzu eder, ashabına hayır temennilerde ve son tavsiyelerde bulunmak ister.

Hz. Bilal’e şu emri verir:

“Halka ilân et. Mescit’te toplansınlar. Onlara son vasiyetim olacaktır.”

Hz. Bilâl, emri yerine getirir. Efendimiz, (asm) Allah’a hamd ve senadan sonra Ashabı Kirâma şöyle hitap eder:

“Ey insanlar! Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. Sizden birine vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun. Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın. “Sakın hak sahibi, ‘Şayet kısas talebinde bulunursam, Resûlullah bana darılır.’ diye düşünmesin!

Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur. Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir. Yahut helâl edendir. Ben Rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum.”1

“Ey insanlar! Karanlık gece kıtaları gibi fitneler geliyor!

Ey insanlar! Siz bana karşı hiç bir şeyle delil bulamazsınız!

Zira ben, ancak Allah’ın Kitabı Kur’an’ın helâl kıldığını helâl, haram kıldığını da haram kıldım.

Ey kızım Fâtıma! Ey halam Safiyye! Allah katında makbul olacak ameller işleyiniz. Bana güvenmeyiniz. Çünkü ben, sizi Allah’ın gazabından kurtaramam!” 2

“Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız! Namaza dikkat ve devam ediniz!” buyurmuş, 3

‘Mahbub-u kulüp, muallim-i ukül, mürebbi-i nüfüs, sultan-ı ervah’ olan Peygamberimiz hicretin on birinci senesi, Rabi’ül’evvel ayının on ikisi, pazartesi günü miladi 8 Haziran 632. yılında fazilet dolu nurlu ruhu, bu fani âlemden ebedi âleme yani Refik-i â’la’ya yükselmiştir. Peygamber-i Zişan manen hay ve mutassaruftur.

Hz. Ömer:

“Kim Peygamber öldü derse, onu öldürürüm” diyordu. Hz. Ebu Bekir, derin acılar içinde olduğu halde, büyük bir sorumluluk örneği göstererek Müslümanlara şu konuşmayı yapar:

“Ey Müslümanlar! Sizden kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Ama kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ebedidir.”

Sonra Kur’an’ın şu ayetini okuyor:

“Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse siz geri mi döneceksiniz. Kim sözünden geri dönerse Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri ödüllendirir.” 4

Bu konuşmadan sonra Müslümanlar sakinleşir. Devlet başsız kalmaması için, aynı gün Hz. Ebu Bekir halife seçilir,

Peygamberimiz  sağlığında Hz.Ali’ye “ vefat ettiğim zaman beni, sen yıka.”5 buyurmuş,

Hücre-i saadetlerinde yıkama işiyle meşgul olan Hz.Ali, Rabi’ül’evvel ayının on üçü, Salı günü öğleye doğru Resul-i Kibriya’nın yıkanma ve kefen işi tamamlanır,

Hz. Ali  o’ zat-ı pakı yıkarken “Anam babam sana feda olsun! Hayatında da, vefatında da temizsin, güzelsin ya Resulullah!” demiş, hane-i saadetinde önce erkekler, sonra kadınlar cenaze namazını imamsız tek tek kılmışlar. 6

Bediüzzaman, Amma ömr-ü saadetinin altmış üç olması ise, çok hikmetlerinden birisi şudur ki:

‘Şer’an ehl-i iman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı gayet derecede sevmek ve hürmet etmek ve hiçbir şeyinden nefret etmemek ve her halini güzel görmekle mükellef olduğundan, altmıştan sonraki meşakkatli ve musibetli olan ihtiyarlık zamanında, Habib-i Ekremini bırakmıyor; belki imam olduğu ümmetin ömr-ü galibi olan altmış üçte Mele-i Âlâya gönderiyor, yanına alıyor, her cihette imam olduğunu gösteriyor.’ 7

Ümmetinin Salât ve selamı sana Ya Resulallah!..

6.6.2013

Rüstem Garzanlı/ Diyarbakır

Kamu Yöneticisi

www.NurNet.org

KAYNAKLAR

1-Taberî, 3.191

2-Taberî, 3.196

3-Müsned,1.78

4-Âl-i İmran 144

5- İbni Sa’d,

6- İbni Sa’d,

7- Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup,

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: