Risale-i Nur’u Okuma Tarzı

UMÛMİ DERSLER İÇİN TAVSİYELER

(Bir mektuptan faydalanma neticesidir)

1- Ders yapan ya, Risale-i Nur’a bitamamiha vâkıf olacak veyahut o mevzuu iyice bilecek.

2- Okumak için, vâkıf olduğumuz veya ziyâde hoşlandığımız ve bize te’sir eden kısımları tercih etmeliyiz, Size ders teklif ettiklerinde sıkılmamak için, Her kitaptan bir iki mevzu hazırlamalısınız.

3- Mevzuu dağıtmadan, maksat ve makamında okumalı, yaptığımız izahlarla mevzuu örtmeden açmalı. bunun için de, hataen mevzua başka söz karıştırılmış ise, dersi geriden tekrar okumalı.

4- Risale-i Nur’u anlayarak, evvela nefsimiz için okusak cemaata daha te’sirli olur. Derste dinleyici cemaat  muhakkak olduğu gibi meleklerde olduğunu unutmamalıyız.

5- Ayet ve Hadislerde kekelememek için  dersi başlamadan onları bir kaç defa tekrarlamalı. Eğer okuyamayacak isek okumadan geçmeliyiz. Kekeleyip ilâ âhır dememeliyiz.

6- Ders başında muhakkak kısa, fakat anlaşılır bir mukaddeme yapmalı, nazarı dikkati toplayıp sonuna kadar aynı şekilde devam etmeli.

7- Derste muktezayı hale göre davranmalı, derse gelenler eğer yeniler ise dersi onlara göre yapmalı. cemaâtın çoğu uyursa dersi kesmeli. Uyuyanlar bir iki ise devam etmeli.

8- Umumun haleti ruhiyesine göre davranmalıyız. İyi okuduğunu bildiğimiz misafire veya hazırlıklı kişilere sınır koymamalı.

9- Her ne kadar derste ana maksat ikram değilse de dersten sonra çayı ihmal etmemeli.

10- Okunan mevzular ülfet ve gafleti yırtacak şekilde ve muhtelif risalelerden almak suretinde olmalı, Doktorun hastaya verdiği ilaçlar gibi olmalı. Mevzular alâkasız yerlerden kopuk kopuk olmamalı. Dersi iyi okuyanları takdimsiz bırakmamalı.

11- Dersi okuyan, arada bir cemaatin yüzüne bakmalı. Yalnız sahifeye bakarsak âhenk bozulur.

12- Arada bir uygun ve ciddi lâtife veya hatıra anlatmalı. Bütün bunlar kapatacak değil mevzuu açacak şekilde olmalıdır.

13- Hiç kimseye dersi okuması için, ısrar etmemeli. evvela ders yapmak için hazırlıklı olana teklif etmeli.

14- Derslere gittiğimiz zaman, ders yaparsak, oradakilere bir şey veremiyorsak, dinleyenlerden hiç bir şey alamıyorsak, dersi kesmeli.

15- Ders okuyana asla itiraz etmemeli. Bırakın serbest bitirsin.

16- Derste okunan bütün kelimelere lâtifelerimizle müteveccih olmalıyız. El kol hareketleri ve yüz hatlarımız ma’naya kuvvet verir. Monoton-uyuşuk okumada mana kaybolur.

17- Düz açıklamadan da okumak güzeldir. Fakat ders izah edilmese de bari, manası anlaşılmayan kelimeleri açıklamak düz okumaktan daha iyidir.

18- Mantıkî kırâet: Acele etmeyerek, fakat yazı işaretlerine dikkat ederek, yâni virgüllerde biraz, noktalı virgüllerde daha fazla durma, noktalarda iyice durmak; kaidelere dikkat etmek, taacüb ve anlaşılmayan sorulara ses tonuyla anlatmak, izahları da sesli ve yuvarlamadan anlatmak. Çünkü:( Hitabette ses tonu çok mühimdir.)

Çünkü; Bediî kırâat: Mantıki kırâet şartlarına tam riâyet ettikten sonra, icabında sesini alçaltırsın bazen da yükseltirsin, Böylece mevzuu ses ve işaretlerle cemaatı canlandırmalı.

Zübeyr Ağabey diyor ki, “Konuşur gibi okursan dinleyenleri sıkar. Sesli ciddi okursan zevki okşar, okunan şeye karşı alaka toplar.” Okunan bir eseri dinleyenlere sevdirmek, ona karşı içten bir yakınlık ve iştiyak duyurmak, dinleyenlerin fikirlerini harekete getirmek, san’atkârane bir okuyuşla kabil olabilir.

Kardeşlerle Paylaşan: Abdülkadir Haktanır