RİSALE-İ NUR’UN MESLEĞİ MUHTELİF MESLEK SAHİPLERİNİ KENDİNE DOST YAPMASIDIR

RİSALE-İ NUR’UN MESLEĞİ MUHTELİF MESLEK SAHİPLERİNİ KENDİNE DOST YAPMASIDIR

“Ülema-i İlm-i Kelâm’ın ve Usûl-üd Din allâmelerinin ve Ehl-i Sünnet Velcemaat’ın dâhî muhakkiklerinin İslâmî akidelere dair çok tedkik ve muhakematla ve âyât ve hadîsleri müvazene ile kabul ettikleri Usûl-üd Din düsturları, şimdiki Risale-i Nur’un meşrebini muhafazaya emrediyor, kuvvet veriyor.

Hattâ hiçbir yerde, hattâ ehl-i bid’a kısmı da bu meşrebimize ilişemiyorlar.

Hakikat-ı ihlas, tam muhafaza edildiği için, her nevi ehl-i İslâm içine giriyor. Şîalıkta mutaassıb ve Vehhabîlikte de müfrit, feylesofların en maddîsi ve mütefennini ve mutaassıb hocaların en enaniyetlisi, beraber Nur dairesine girmeğe başlamışlar ve kısmen şimdi de kardeşçe bulunuyorlar.

Hattâ bazı misyonerler de, Din-i İsa’nın (A.S.) hakikî ruhanîsi de o daireye gireceklerine emareler var. Birbirine hücum değil; belki bir tesanüd, bir musalaha lüzumunu hissedip medar-ı münakaşa mes’eleleri ortaya atmıyorlar. Demek İmam-ı Ali’nin (R.A.) otuz-kırk işaretiyle sarahat derecesinde haber verdiği Risale-i Nur, bu zamanın müdhiş yaralarına tam bir ilâçtır. Onun için, o daire bize kâfi gelmiş, harice çıkmıyoruz.” (E:210)

Selam ve dua ile..

Rüştü TAFRALI

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin