Sabahın ağzında altın vardır!

Peygamber efemdimiz ümmetine ebedi hayatlarını kazanmak için birçok kolaylıklar göstermiştir. Çeşitli zamanlarda ve yerlerde yapılacak ibadetlerle çok büyük sevaplar kazanılmaktadır.

Kabe’de yapılan umreden başka şu fillerinde umre ve hac sevabı kazandırdığını Allah Resulünün (s.a.s)  şu hadislerinden öğreniyoruz. Medine’de umre sevabını kazandıran  güzel bir amel:

Kim abdestini alır hazırlığını yapıp Kuba Camiine gelir, orada namaz kılarsa, bir umre sevabı almış olur.“(Hadis-i Şerif)
Dünyanın neresinde olursak olalım umre sevabı kazanabiliriz. Şöyle ki; “Enes bin Malik’den (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allah’ı zikreder, sonra iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir.” Enes (ra) der ki: “Tam bir hac ve umre sevabı” buyurdu. Bu sözü üç defa tekrar etti. (Tîrmizi)

Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini görmeye gelenleri kabul etmeye başlardı. Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı. O, çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, sorularını cevaplandırır, hattâ gördükleri rüyaları tabir ederdi. Bazen sahabelere kendi rüyalarını anlatırdı.

Büyük ve güzel insanlar seher ve sabah vakti uyumayı terk etmişlerdir. Ya namaz kılmışlardır ya da iman hakikatlerini okuyorlardır veya tefekkür ve Allah’ı zikretmekle meşguldürler. Ehl-i dünyadan da bu vaktin kıymetini bilenler, uykularını terk edip çalışmaktadırlar.

Da Vinci şifresinin yazarı Dan Brown her gece saat 04.00’te kalkarak kitaplarını yazmıştır. Gene Ferrarisini Satan Bilge, Sen Ölünce Kim Ağlar isimli kitapların yazarı Robin Sharma, Avrupa gibi çağdaş ülkelerin insanlarının çoğu bu vakitlerde uyumazlar. Bir Alman atasözü “Sabahın ağzında altın vardır” der. Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun “Sabahı müezzinlerden önce yakalamalıyız” şeklinde bir sözü var.

Divan şiirlerinde de seher vaktinin önemi  mükemmel bir şekilde anlatılır. Dinimiz hem teheccüd namazını, hem sabah namazını, hem de duha (kuşluk) namazını bize ısrarla emir ve tavsiye eder. “Sana vahyedilen kitabı güzel oku ve namazı kıl! Muhakkak sahih namaz edepsizlikten uygunsuzluktan alıkoyar. Muhakkak Allah’ı anmak en büyük iştir ve Allah her ne işlerseniz bilir. (Ankebut, 45.)”

Peygamberimiz  buyuruyor: “Gücünüz yettiği kadar ibadet yaparak Cenneti isteyin. Gücünüz yettiği kadar da haramlardan kaçınarak Cehennemden korkun. Çünkü Cenneti isteyen ve cehennemden kaçan kimse, bütün gece  uyuyamaz. (Taberani)”

Kim ki sabah camiye gidip gelirse, Allah her gidip geldikçe ona cennette bir sofra hazırlar (Cami’üs -Sagir c. 3, 3707)” İbn-i Abbas’tan (r.a) rivayetle: “Âdemoğlunun her mafsalı (eklem)—bu da 360 tanedir—için vermesi gereken bir sadaka vardır. Kuşluk vaktinde kılınan iki rekât namaz, bunların hepsinin yerine geçer (a.g.e.s.1182).”

Ebû Hureyre’den (r.a) rivayetle: “Cennette “Duha” denilen bir kapı vardır. Kıyâmet günü olduğunda bir nidâ edici şöyle seslenir: “Kuşluk namazına devam edenler nerede? İşte kapınız budur. Allah’ın rahmetiyle buradan girin (age., c. 2., s.609.).”

Enes’den(r.a) rivâyetle: Resûl-ü Ekrem Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır: “Kim ki kuşluk namazını 12 rekât olarak kılarsa, Allah onun için Cennette altından bir köşk yapar (age., c. 4 s. 1575).” İbni Amr’dan (r.a) rivâyetle: “Allah’ın en çok sevdiği namaz, Davut (as) namazıdır. Ki, gecenin ilk yarısında uyur, üçte birini ibadetle geçirir, geri kalan altıda birinde de yine uyurdu (age., c.1., s.85.).”

Ömer Bin Hattap (r.a) şöyle  anlatır: “Resulullah (asm) Efendimiz bir ordu çıkardı. Bu ordu büyük bir muvaffakiyet kazandı. Büyük bir ganimetle döndü. Dediler ki: ‘Ya Resulullah (asm) bu kadar çabuk hamle yapan bir ordu ve bu ordunun aldığı ganimetten fazlasını hiç görmemiştik.”Bunun üzerine Resulullah (asm) şöyle buyurdu: ‘Benim ordudan daha seri hamle yapan ve daha fazla ganimet ele geçireni haber vereyim mi?’ ‘Haber ver’ dediler. ‘Bir cemaat ki, sabah namazını kılarlar, sonra oturup güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikrederler. Bundan sonra 2 (iki) rekât namaz kılarlar, evlerine dönerler. İşte en büyük hamleyi  yapanlar, en fazla ganimeti alanlar onlardır’ ”

Biliyorsunuz, sabah namazının sadece  iki rekat sünneti bile dünyada üstüne  güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır. Cüneyd-i Bağdadî vefâtından sonra ona bir dostu “Orada sana nasıl davranıldı?” şeklinde bir soru sorar. Cevaben: “Tüm işler uçtu, ibareler kayboldu, ilimler tükendi, her şey bitti. Bize sadece seher vakti kıldığımız iki rekât namazın faydası dokundu!” der.

Dostlar, buyurun teheccüde, buyurun sabah namazına ve buyurun, ışrak namazına (güneş doğduktan sonra kılınan 45 dakikalı kerahat vakti  çıkınca kılınır) ve duha(kuşluk) namazına!

Evet, aldanmayalım; dünya fani ve de ölüm âni.

Erdoğan AKDEMİR / www.nurdergi.com

erdoganakdemir@mynet.com