Sadaka ömrü uzatır mı?

Ramazan ayına girdik Allah ümmeti Muhammedi bu ayın manevi ikliminden istifade ettirsin.

Bu ayda yapılan ameller verilen zekât ve sadakalar diğer aylara nazaran kat kat daha fazla sevaplı olduğu için Müslümanlar yardımlarını bu ayda daha fazla yapmaktadırlar. Allah’ın verdiği ecir ve sevap yanında kişi yaptığı bu iyiliklerin, yardımların, sadaka ve zekâtların karşılığını daha bu dünyada görüyor. Bunlardan biride verilen sadakanın ömrü uzatması.

Ecel vaktinin uzaması veya kısalması mümkündür. Bazı hadiseler vardır ki, Allah onu kulun iradesine bağlı kılarak neticelendirir. Bazen küçük bir dua, az bir sadaka yazılmış olan bir belayı def eder. Fakat kaderde verilecek sadakanın ve kaldırılacak belanın da vaki olması yazılıdır. Demek ki kaderin bu defterinde yani Levh-i Mahv-ı İsbat’ta kulun iradesine bağlı olarak kader(Allah’ın bilgisi) tecelli eder. Bir takım şartların yerine getirilmesi ile değişebilen bu kadere Levh-i Mahv ve İsbat ya da Levh-i Muallâk denir. Bu levhanın değişebilmesi mümkündür. Şartlara bağlı olarak değişebilecek durumların kesin hükmü ve neticesi ise Levh-i Mahfuz’da yazılıdır.

Kul kaderde ne yazıldığını bilmediği için hangi fiilinin nasıl bir neticeye bağlı olduğunu bilemez. Bu yüzden arzu ettiği neticeyi elde etmek için harekete geçmelidir. Bu konuda Hz. Ömer’in başına gelen şu hadise önemlidir;

“Hz. Ömer Şam’a gitmek istemişti. Fakat ona Şam’da veba hastalığı olduğu haber verildi. Hz.Ömer (ra) bunu duyunca geri dönmek istedi. Kendisine, “Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diye sorulunca; Hz. Ömer’in (ra) “Evet,” Allah’ın bir kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz“ dedi.

Allah, ezeli ilmi ile kulun önceden hangi tercihte bulunacağını bildiği için kulun o fiiline göre o neticeyi yaratabilir. Mesela, kişi elli yıl yaşayacaktı, fakat dünyaya geldiğinde bolca sadaka verecek olduğunu Cenabı Hak ezeli ilmiyle bildiği için o sadakalar hürmetine bu kişinin ömrünü elli yıldan daha fazla olarak Levh-i Mahfuz (değişmeyen kader defteri) ’a yazmıştır. Ecel birdir tegayyur etmez (değişmez) gibi ifadeler lavh-i mahfuz ile alakalıdır. Görüldüğü gibi ecel Allah’ın takdiri ile belirlenmesine rağmen, kulun şart-ı adi hükmünde olan bir ameline göre kişinin ömrünü Cenabı Hak istediği kadar uzatabilir. Değiştiğini söylediğimiz kader yani Levh-i Mahv ve İspat’taki neticenin kendisi de kaderdir ve bu Levh-i Mahfuz’da yazılıdır. Allah (cc), ilmiyle ecelimizi, neler yapacağımızı ezelden bilip Levh-i Mahfuz’a yazmıştır. Bu levha değişikliğe uğramaz. 

Allah, kulun kendi iradesiyle sadaka verip vermeyeceği bilir ve ona göre muamele eder. Yani hadislerden anladığımıza göre kul sadaka verirse ömrü uzayabilir. Buradan anlaşılır ki kulun kendi iradesi, kaderinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kişi günlük hayatında “zaten yapacaklarım, başıma gelecekler kaderde yazılıdır, sadaka versem ne olur – vermesem ne olur?” diyemez. Çünkü kader üst kısımda bahsedildiği gibi kulun kendi iradesiyle şekillenmiştir.

Mesela Levh-i Muallâkta, kişi evden çıktığında sadaka verirse başına gelecek trafik kazasından kurtulacak, eğer vermezse trafik kazası geçirecek şeklinde yazılmış olsa, burada kulun sadaka verip o kazadan kurtulması mümkün olabilir.

Bazı hadislerde kaderin bir takım şartlarla değişebileceği ifade edilmiştir. Bu değişiklik hakiki manada Levh-i Mahfuz’da olan bir değişiklik değildir. Çünkü Allah’ın ezeli ilminde değişiklik olmaz. Allah (cc) her şeyin öncesini-sonrasını, değişen değişmeyenleri her an bilir. Fakat tüm bu bilgiler kulun özgür ve hür iradesiyle yaptığı fiillerdir. Kaderdeki bilgilerin kulun iradesi üzerinde zorlayıcı bir etkisi yoktur. Bu bilgiler kulun ne yapacağını Allah’ın bilmesi demektir.

Allah Ümmeti Muhammedi Ramazan ayının feyzinden bereketinden istifade ettirsin. Âmin.

Çetin KILIÇ

Kaynak:
Risaleonline

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: