Seyidet Nefise Hazretleri (Şiir)

Hanım Velilerdendir Nefise Binti Hasan

Dünyaya düşkün değil kaçınırdı haramdan

 

O Hazreti Ali’nin soyundan gelmektedir

Kerem ve cömertliği çokça bilinmektedir

 

Tefsir hadis ve başka ilimlerde âlimdi

Ahlaki son derece yumuşak ve halimdi

 

O’nun büyüklüğünü herkes kabul ederdi

Halkı O’na: “Allah’ın bir nimetidir” derdi

 

Ümmi olduğu halde çok hadis öğrenmişti

Kur’anı Kerimi de hıfzen ezberlemişti

 

O Cafer-i Sadık’ın oğlu ile evliydi

O’ndan Ümmi Gülsüm ve Kasım dünyaya geldi

 

O’nun kerametleri çokça bilinmektedir

Bu yüzden halk kabrini ziyaret etmektedir

 

Seyidet otuz defa haccı ziyaret etmiş

Gece ibadet edip gündüz oruç tutarmış

 

O ancak üç günde bir birazcık yemek yerdi

Efendisine gayet hürmet ikram ederdi

 

Daha sonra zevci ve evladıyla beraber

Medine’den ayrılıp Mısır’a yerleşirler

 

Haberini alan halk O’nu karşılıyordu

Herkes kendi evine götürmek istiyordu

 

Veli bir zata ait boş bir ev var dediler

Onu kabul ederek oturup yerleştiler

 

O’na misafir gelir Mısır’ın her yerinden

Mısır halkı O’nu çok seviyordu derinden

 

O’nu ziyaret eden her gün çoğalıyordu

İbadet yapmasına mani da oluyordu

 

İbadetini rahat yapmaktı O’nun derdi

Bu nedenle Hicaza dönmeye karar verdi

 

Kararını duyan halk evlerine vardılar

O’nu durdurmak için üzülüp yalvardılar

 

Fakat kabul etmedi çünkü hazırlanmıştı

Hicaza gitmek için kararını almıştı

 

Nihayet bu durumu beraber düşündüler

Mısırın Emir’ine giderek söylediler

 

Emir ve maiyeti toplandılar beraber

Seyidet Nefise’nin huzuruna geldiler

 

Dediler: “Ya Seyidet gitmeni istemeyiz

Aramızda kalırsan verirsin bize feyiz”

 

Seyidet gelenlere anlatınca durumu

Emir hemen dedi ki: “Tek isteğin bu mu?

 

Falan yerde şahsıma ait geniş evim var

Eğer kabul edersen senin işine yarar

 

Size hediye ettim lütfen kabul buyurun

Ailece içinde güle güle oturun”

 

Seyidet bu teklifi beğenip reddetmedi

Kalmayı uygun gördü ve Hicaza gitmedi

 

Dedi ki: “Madem öyle her haftada iki gün

Ziyaretçilerimi kabul günlerim olsun

 

Diğer günlerde yalnız kalmayı diliyorum

İbadetimi rahat yapmayı istiyorum”

 

Rivayet edilir ki Seyidet Nefise’nin

Zamanında yaşardı ihtiyare bir kadın

 

Bu ihtiyar kadının dört tane kızı vardı

Kızlar iplik eğirir o pazarda satardı

 

Bir gün bu kadın attı iplikleri koluna

Sabah erken çıkarak düştü Pazar yoluna

 

İpliği kırmızı bir bohçaya doldurmuştu

Bohçayı da başının üzerine koymuştu

 

Pazara varmak için acele ediyordu

Alacağı eşyayı bir bir hesaplıyordu

 

Tam o anda bir kartal bohçayı kapıp kaçtı

Bir yıldırım hızıyla oradan uzaklaştı

 

Zavallı kadıncağız bayılıp yere düştü

Bu durumu öğrenen halk başına üşüştü

 

Kendine geldiğinde başladı ağlamaya

Onu dinleyen herkes şaşırdı bu olaya

 

Ağlayarak diyordu: “Şimdi ne yapacağız

Kızlarımla beraber artık aç kalacağız”

 

Kendisine dediler: “Fazla üzülme sakın

Veli bir hanım vardır evi şurada yakın

 

Vaktini kaybetmeden hemen kalkıp ona git

Başına gelenleri ve durumunu arz et

 

O’nun adı Seyidet Nefiset’üt-Tahire

Makbuldür duaları oluyor birden bire”

 

Bunları duyan kadın O’nun evine gitti

Olan biten her şeyi tamamıyla arz etti

 

Nefiset’üt-Tahire o kadına dönerek

Dedi: “Allah Kerimdir biraz sabretmen gerek”

 

Aradan bir gün geçti geldi bazı kimseler

Seyide Nefise’yle görüşmek istediler

 

Dediler ki: “Biz deniz yolculuğunda idik

Gemimizin altında açılmıştı bir delik

 

Delikten içeriye su girmeye başladı

Gemimiz ağırlaşıp gittikçe yavaşladı

 

Ne yaptıksa su giren yeri kapatamadık

Bütün bu gemi ehli çok korkmaya başladık

 

Sizi vesile edip Allah’a dua ettik

O büyük tehlikeden kurtulmayı istedik

 

O sırada büyük bir kartal görünüverdi

Pençesinde kırmızı büyük bir bohça vardı

 

Geminin üzerine gelince bir tur attı

Sonra pençesindeki o bohçayı bıraktı

 

Açtık baktık gördük ki içinde bol iplik var

Sızıntıyı kesmede bu işimize yarar

 

Su kaçıran deliği ipliklerle doldurduk

Allah’a binler şükür tehlikeden kurtulduk

 

Anladık ki bu olay olmadı tesadüfen

Beş yüz dirhem getirdik kabul ediniz lütfen”

 

Olanları duyunca Nefiset’üt Tahire

Hemen secdeye vardı orada birden bire

 

Kalkınca haber verdi o ihtiyar hanıma

Dedi ki: “Hiç durmasın çabuk gelsin yanıma”

 

Kadın yola koyuldu bu haberi duyunca

Neden çağrıldığını düşündü yol boyunca

 

Huzuruna gelince o ihtiyare kadın

Dedi: “ipliklerini sen kaça satacaktın?”

 

Kadın: “Yirmi dirheme” Diyerek cevapladı

Olayı hatırlayıp ağlamaya başladı

 

Nefiset’üt Tahire dedi ki: “Ağlama sen

Beni dikkatle dinle bak ne oldu bir bilsen”

 

Hadiseyi anlatıp beş yüz dirhemi verdi

Kadının ağlaması o anda sona erdi

 

Nefiset’üt Tahire dedi ki o kadına:

“Allah beş yüz dirhemi ihsan eyledi sana”

 

İmam-i Şafii ve diğer meşhur âlimler

O’nun halini sorar ve ziyaret ederler

 

Perdenin arkasına geçip otururlardı

Onun ile sohbette bazen bulunurlardı

 

Seyidet Nefise’nin bir de yeğeni vardı

İşlerini görür ve O’na hizmet yapardı

 

Diyordu ki: “Kırk sene hizmetinde bulundum

Lakin ne yediğini ne uykusunu gördüm

 

Diyordum halacığım çok zahmet çekiyorsun

Sen bu zayıf nefsine çok zorluk veriyorsun

 

Gözleri yaşararak derdi ki ey yeğenim

Ben günahkâr bir kulum günahım çoktur benim

 

Aslında ben nefsime çok zorluk vermiyorum

Kendi kulluk borcumu ödemek istiyorum

 

Nefis zorluk çekerse beden etse ibadet

Kurtulma ümidi de daha çoğalır elbet”

 

Evlerinin önünde bir kabir kazdırmıştı

Kabrinin üstüne de adını yazdırmıştı

 

Nefiset’üt Tahire gece kabre inerdi

Bıkmadan yorulmadan hep ibadet ederdi

 

Bu kabirde altı bin hatım tamamlamıştı

Bütün bir hayatını bu yola adamıştı

 

Vefatı yaklaşınca oruçluydu kendisi

“Oruç bozabilirsin” dedi âlim birisi

 

Cevap verip dedi ki: “Sizi anlamıyorum

Oruçlu ölmek için ben dua ediyorum

 

Otuz sene oldu ki bu anı bekliyordum

Şanı Yüce Rabbime içten yalvarıyordum”

 

Kur’andan okuyarak hemen vefat ettiler

Elleriyle kazdığı kabrine defnettiler

 

Cenaze defni için bütün halk toplandılar

Bu Saliha Hatuna üzülüp ağladılar

 

Zevci almak istedi O’nun cenazesini

Israrla istediler ondan vazgeçmesini

 

Mısır’dan Medine’ye götürmek istiyordu

“Biz artık bu diyarda kalamayız” Diyordu

 

Nihayet rüyasında Rasulüllah’ı gördü

Kendisine hitaben şöyle şöyle diyordu:

 

“Bu isteğinden vazgeç kırma Mısırlıları

O’nun bereketinden mahrum etme onları”

 

Bu rüyayı görünce niyetinden vazgeçti

Sonunda karar verip orda kalmayı seçti

 

Ahmet TANYERİ – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: