Şeytanın “Yıldırma Stratejileri”nden Alınan Dersler!

Peygamberimiz (asm) bir gün ashabı ile gezerken, çöplükte kokmuş bir köpek  ölüsü görürler. Ashab, “fena kokuyor…” vs. derken Peygamberimiz (asm) “dişlerine bakın, ne güzeldir” buyurmuş. Bu Yüce Peygamberin (asm)  ümmeti olan bizler de her şeye ibret gözüyle bakıp ders çıkarabilmeliyiz.

Bu yazımızda her kötülüğün başı olan “şeytan”ın insanoğlunu yıldırma stratejilerinden üç tanesini ele alıp şeytanın profesyonel oyunlarından ders çıkarmaya çalışacağız.

1-Şeytan asla vazgeçmez:

Şeytan asla ümidini kaybetmez. Büyük bir istikrar  ile insana saldırır, asla vazgeçmez. Şeytan asıl işine çok iyi odaklanmış, karşısına engel çıktığında yöntem değiştirip yoluna devam etmiştir. Şeytan faaliyetleri ile adeta bize şunu söylemektedir : “Benim işim sadece doğru yoldan saptırmak, başka bir şeyle meşgul olmam. Eğer karşıma engel çıkarsa yöntem değiştirip yoluma devam edeceğim, asla durmak yok.”

Biz eğer bu  istikrar ile dua etseydik hayallerimize dahi sığmayacak kazanımlarımız olacaktı. Bu istikrar ile kitap okusaydık bir ömürde bir kütüphane kitabı bitirmiş olacaktık.

2-Metotlarını sürekli günceller:

Şeytan her zaman kişiye, duruma, ortama göre insana yaklaşımını günceller, değiştirir. Bu şekilde her insana hangi şartlar altında olursa olsun ulaşır ve telkinlerini verir.

Başarının olmazsa olmaz şartı kararlılıktır fakat kararlılığı aktif tutabilmek için başka esaslara da uymak gerekir. Bu esaslardan biride hedeflerimizi ve hedefe ulaşırken kullandığımız yöntemleri güncellemek, yenilemektir.

Biz de her an içinde bulunduğumuz şartları en verimli nasıl kullanabiliriz bunun formüllerini bulmalı ve hayata geçirmeliyiz. Böylelikle her anımızı değerlendirip elimize geçen küçümsediğimiz birkaç dakika çalışmanın dahi ısrar sayesinde bize neler kazandırdığını göreceğiz. Günlerdir seyahate hazırlanan çok insan sadece bir dakika ile uçağı, treni vs kaçırmıştır. Aylarca olimpiyatlara hazırlanan sporculardan bazılarının sadece bir saniye ile birinciliği kaybetmiş olduklarını görünce her saniyenin dahi ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Bu kadar kıymetli olan zamanın en küçük birimini dahi daha verimli kullanmanın arayışı içinde olmak bize çok şey kazandıracaktır.

3-Küçük telkinler vererek, işinizi erteleterek büyük ve gerçek hedefine ulaşır:

Şeytanının oyunlarından biriside “erteletmek”tir. Güzel bir işe niyet ettiğimizde sonra yaparsın der. Dün bitmiştir ama yarınlar hiç bitmez. İşini yarınlara bırakanlar yarınların bitmediğini ama ömrün bittiğini görecektir.

İnsanın fark etmemesi için küçük adımlar ile hedefine yürür. Konu ile alakalı şu misali vermek yerinde olacaktır:

Sıcak su dolu cam kavanoza kurbağayı atmışlar kurbağanın ayakları sıcak suya temas edince kurbağa ani bir sıçrama ile kavanozdan çıkmış, ölümden kurtulmuş. Sonra soğuk su dolu cam kavanoza kurbağayı koymuşlar ve suyu yavaş yavaş ısıtmışlar. Dibe çöken kurbağa ılık suyun etkisi ile iyice gevşemiş. Su ısınmaya devam ederken kaynama noktasına ulaşır. Kaynadığını anlayan kurbağa sıçramaya çalışır ama artık çok geçtir, sıçrayıp çıkacak gücü kaybetmiştir.

İşte şeytanın planı da böyledir. Adım adım hedefine yürür. Öyleyse bizde kendi hedefimizi küçültüp amacımıza ulaşmalıyız. Günde 30 sayfa kitap okumayı planlayan kişinin karşısına hemen şu düşünce çıkar: 30 sayfa okumak bir saatini alır. Bir saat boş vakit bulunca oturup okursun der. Ancak müsait bir saati bulmadığı sürece de asla okuyamaz. Oysaki hedefim bir sayfa okumak dese bir sayfa sadece 1–2 dakikasını alacağı için her 2 dakikalık zamanını dahi okumakla geçirecektir. Zaten zor olan okumaya başlamaktır, başlayınca devamı gelecektir. Bu düşünce ile hedef gözde küçültülmüş, yılgınlığa düşmeden sonuca varılmış olacaktır.

Zafer KARLI

www.NurNet.Org