Şiar – Şahsi Farzlar – Ramazan

Modern çağın insanı, kimlik bunalımı yaşıyor. İletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesi ile dünya adeta küçük bir köy şeklini alıyor. Bugünün ifadesi ile insanlık küreselleşme sürecini yaşıyor. Küreselleşme sayesinde medeniyetler kendi kimliği ile beraber diğer medeniyetler ile iç içe girift bir hayat tarzına girmiştir. Bu da ister istemez medeniyetler arasında bir etkileşimi ve karşılıklı bir kültür alışverişini netice vermektedir.
Şayet medeniyetlerin güçlü ve cazip bir kimlik ve sembolü olmaz ise, diğer medeniyetler içinde asimile olup giderler. Bu sebeple İslam dini Müslüman medeniyetinin kimliğine ve şiarına çok önem vermiş ve bu noktada çok güçlü argümanlar ve semboller üretmiştir. Ezan, selam vermek, hilal, tesettür, oruç, namaz gibi hem ibadet yönü hem de şiar yönü kuvvetli olan semboller, bu küreselleşme ortamında hem İslam kimliğini muhafaza ediyor, hem de başka zayıf medeniyetleri etkileyerek kendi içinde dönüştürüyor.
İslam dininde şiar ve sembollerin şahsi farzlardan daha önemli olması bu sırdandır. Ramazan orucu, kılınan teravih namazları, toplu yenilen iftar yemekleri de bu noktada güçlü ve etkili bir şiar ve semboldür. Ramazan ayı geldiğinde dünyada bir hareketlenmenin meydana gelmesi, beyaz sarayda dahi Müslümanlara iftar verilmesi, bu şiarın gücünü ortaya koymaktadır.
Çetin Kılıç
Kaynak Sorularla risale