Siz Hiç Obez Derviş Gördünüz mü?

Programdaki tavsiyeleri üzerine görüştüğümüz Ender Saraç’la sohbete en çok merak edilen sorulardan biriyle başlıyoruz: “Hem ruhen hem de bedenen en sağlıklı olmamız gereken ay Ramazan olmasına rağmen neden hep aksi bir tabloyla karşılaşıyoruz?”

Saraç, “Bu durum içimi cız ettiriyor.” diyor; “Çünkü Allah oruç tutma karşılığında bizden sağlığımızı istemiyor. Uzman bir doktor olarak bu durumu incelediğimde edepsizce beslendiğimiz sonucuna vardım. Ben hep şunu söylerim: Ramazan’da ruhlar büyüsün, bedenler küçülsün. Maalesef tam aksini yapıyoruz. Tabaklarımızı tepeleme dolduruyoruz. Oysa biz tasavvuf ehillerinin torunlarıyız. Siz hiç obez derviş gördünüz mü?” diyor ve ekliyor: “Aç kalmaktan bu kadar korkmamamız lazım. İnsanlar aç kalsın demiyorum. Ama önüne her geleni de yememeli. Eskiden sofralarda bir adap ve beslenme kültürü vardı, zamanla ortadan kalktı.”

Ender Saraç, yeni kitabında yer vereceği konuyla ilgili önemli bir tespitini de paylaşıyor bizimle. “Sağlıklı olmanın bana göre belirli şartları var.” diyor. Bunları şu şekilde maddeliyor:

“Sofra adabına riayet edilmezse yenilen yemek şifa olmaz! Öncelikle para helal yolla kazanılmış olmalı. Hak edilmeden kazanılan bir parayla alınmış malzemelerle yapılan yemeklerin insanda pozitif enerjiye dönüşmeyeceği kanısındayım. Yemeği pişiren kişinin enerjisi de pozitif olmalı.

Mesela Uzakdoğu’da kadınlara sırf bu yüzden muayyen günlerinde yemek pişirtmezler. Yemeği yaparken sağ elle karıştırmalı ve kesinlikle def’-i bela kabilinden cümleler sarf etmemeli. Yemek doğal olmayan malzemelerle pişirilmişse ve yemeğin yeneceği ortam gerginse şifa olmaz. Böyle bir ortamda sağlıklı yiyecekler, örneğin brokoli haşlaması yenilse dahi şifa olmayacağı kanaatindeyim. Hatta bazen böyle yemekler yeseniz dahi kilo veremeyebilirsiniz.

Tüm bu sayılanlar Ramazan ayında ayrı bir önem arz ediyor.

Bir başka önemli husus da yemeğe duayla başlanılması. Ayrıca yemek ayakta, bağırış çağırış, müzikle ve sigara ortamları içersinde değil de oturarak, sakin sakin ve küçük küçük lokmalar halinde yenmeli. Yemek bittikten sonra hamd etmek, pişirene de teşekkür etmek, yediğimiz yemeğin bize şifa ihtimalini artırır.”

Ender Saraç’a “Bazı çevrelerde bu sıcaklarda sağlıklı insanların da oruç tutmasının sakıncalı olacağına dair söylemler oluyor. Siz ne düşünüyorsunuz?” diyoruz.

“Sabahları iki saatlik canlı yayın yapıyorum, ardından onlarca hastamla ilgileniyorum. Arada gazete ve radyo röportajlarım oluyor. Bir de üstüne gazeteye yazı yazıyorum. Sizce ben sağlıksız mı görünüyorum?” diyor.

Ardından Ramazan geldiğinde en çok sorulan “Ramazan’da kilo verilebilir mi?” sorusunu yöneltiyoruz.

Elbette” diyor ve aslında abes olanın Ramazan’da kilo almak olduğunu dile getiriyor. Ender Saraç, işin formülünü ise şöyle açıklıyor: “İftardan yaklaşık bir-bir buçuk saatlik zaman dilimi kan şekerinin ayyuka çıktığı vakittir. Dikkat ederseniz teravih namazı tam bu vakte denk gelir. Kan şekerini düşürmek için bu vakitte hafif egzersiz yapılmasını öneriyorum. İftar ve sahurda bahsettiğim bu noktalara dikkat edilirse bedenimiz açısından gayet sağlıklı bir Ramazan geçirebiliriz. Hatta kilo bile verilebilir.”

İFTARDA VE SAHURDA NELER YENMELİ?

Ramazan’da kızartmalar, yağlı soslar ve şarküteriler, aşırı sıcak ve soğuk yiyecek-içecekler, tuzlu gıdalar ve tok karnına tatlı yenilmemeli. Oruç hurma ile açılmalı. Sonrasında bir bardak ılık ballı, limonlu su ve bir kase çorba içilmeli. Çorbadan sonra yemeğe 10 dakika ara verin.

Namaz kılanlar bu arada namazlarını kılabilirler. Açlık hırsı bu esnada törpülenmiş olacak. Aksi takdirde sofradan çok şiş kalkılıyor. Döndükten sonra bir gün et, tavuk veya balık tüketilebilir. Yanına da zeytinyağlı bir sebze ya da salata… Diğer gün siyah makarna, pide, bulgur veya kabuklu pirinç yenilebilir. Bunun yanına da haftada en az üç kez bakliyat tüketilmeli. İftar ile sahur arasında ara öğün yapılmalı. Ara öğünde süt ve süt ürünleri tüketilebilir. Yanında ceviz veya taze fındık gibi tuzsuz çerezler yenilebilir. Bir kase de meyve. Sahurda ise tam buğday unundan pide, yağsız peynir, yumurta, tatlı sivri biber ve nane (harareti keser), çok az reçel veya bal yenilenilir.

Haftada iki gün ise musli artı yulaf ezmesi. Yoğurt veya sütle üzerine tarçın ve ceviz, biraz da meyve, bir tane yumurta tüketilebilir. Yine haftada iki gün sahurda bakliyat öneriyorum. Yanında bol naneli cacık veya salatalık olabilir. İkisi de harareti keser. İftarla sahur arasında su, maden suyu veya ev yapımı buzlu çaylar içilmeli.

TATLILARDA HURMA ŞURUBU KULLANILMALI

Hurma şurubunun en önemli özelliği içinde sakkaroz (beyaz şekerdeki zararlı kısım) olmaması. Kan şekerini yükseltmiyor.Bünyeye kuvvet, enerji veriyor ve daha az şişmanlatıyor. Vitamin bakımından da zengin. Dolayısıyla Ramazan’da bütün tatlılar hurma şurubuyla yapılabilir. Şeker hastaları da az miktarda yiyebilir.

Zaman – Cumartesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: