Sizin En Hayırlınız Kur’anı Kerimi Okuyan Ve Okutanınızdır

Muhterem Kardeşlerim! Allah katında çok makbul ve Peygamberimiz aleyhisselamın müjdesine mazhar olan HAFIZ kardeşlerimi o yüksek makama nail olmalarını  müjdelerken o mânevi şerefi muhafaza etmeleri için çok mühim bazı düsturlar ortaya koyacağım. Çünkü maddiyyunluğun (materyalizmin) hakim olduğu bu devirde Maneviyatı koruyup muhafaza etmek çok zorlaştı. Hâlbuki Hafızlık gibi manevi rütbe şöyle dursun elimizdeki madde yi de ahiretimize mal etmek icab eder onu yapamazsak onun değeri mezar kapısına kadar geçerlidir, ondan sonra (tövbe süresi 111) ayeti kerime gereğince, Orada Allah biz insanlardan soracak “Allah insanlardan cennet karşılığında mallarını ve canlarını satın almak istiyor) diye ayet göndermişti siz malınızı ve canınızı nerede harcadınız. O ayeti kerimeye karşı niye lakayt kaldınız, onları niye Allah rızası dâhilinde harcamadınız sorusuna karşı cevabımız ne olacak.

Peygamberimiz a.s.m.“Eşrafu ümmuti hameletul Kur’an” hadisi şerifi ile (Muhammed a.s.m ümmetinin en şereflileri Kur’anla yüklü olan Hafızlardır buyuruyor.) Ve başka bir mübarek hadisinde “Hayrukum men teallemel Kur’ane ve allemehu” Yani “Sizin hayırlınız Kur’anı kerimi okuyan ve okutandır” Buyurmuşlar.) Hafız ve hoca kardeşlerim bu sevabı elden kaçırmamaları lazım ve elzemdir. Fakat hafızların hafız olmaları %95 dindar anne ve babanın teşviki ile olduğu için, hafızların çoğu hafızlığın kıymetini bilemiyor ve ne yazık ki bazıları Kur’anı yalınız para çıkarmak vasıtası olarak biliyor. Sadettin gök kaynakta hafız imiş ama şarkıcı olmuş.

Bunun için hafızlığın kıymetini takdir edip şerefini korumak için Kur’an ı kerimi çok okuyacağız ve her harfı için en az 10 sevap, bazen 100-700 ve Ramazanda 30.000 ne kadar çıkacağına inanarak okuyacağız ve o mübarek mesleğin haysiyet ve şerefini korumayı öğreten kitapları da çok okuyacağız. Bilhassa Risale-i Nur eserlerini çok okumak lazım, çünkü oradaki düsturlara hayran kalmamam elde değil.

Bak Bediüzzaman hazretleri ne diyor: Bil ey din âlimi! Ücretim az îlmime rağbet yok diye mahzun olma. Çünkü mükâfatı dünyeviye ihtiyaca bakar; kıymeti zatiye ye bakmaz. Meziyeti diniye ise mükâfatı uhreviye ye nazırdır. Öyle ise zati olan meziyetini mükâfatı uhreviye ye sakla; birkaç kuruşluk düya metaına satma.

Peygamberimizin a.s.m. hadisi şeriflerinde Kur’an ı kerimi okuyup unutanlar için şöyle tehditler var:

1-Bir kimse lütfü İlahi ile bir süre veya bir hadis öğrenip, sonra gaflet veya tembellikten dolayı onları unutması, küçük günahlardan en büyüğünü yapmış olur (Kütübü sitte 433)

2- Kişi Kur’an dan hediye gelen sure ve ayeti unutmasından daha büyük günah görmedim. (Tabii ki küçük günahlardan büyüğü) (Ebu Davud)

Okuyup amel edenler için de şöyle müjdeler var:

1-“Kıyamet günü Kur’an ı kerim uçarak bir adam gibi okuyucunun önüne gelir ve seni gece uykusuz gündüz susuz bırakan benim. Allahın emri ile sana sahip çıkacağım” (Kütübü Sitte)

2- Kur’anı kerimi okuyan ve onunla amel eden Müslüman cennete girdiği vakit ona denilir yüksel, oda bildiği ayetleri sonuna kadar okur ve yükselir. Her ayet için bir derece verilir.

3- Erkeğin güzel sesli cariyesinin sesinden hoşlandığından, Allah (tegannisiz) güzel sesle okunan Kur’an dan  daha çok hoşlanır. (Kütübü Sitte)

Evet,hadisi şeriflerden Kur’anı kerimi öğrendikten sonra unutmak tehlike olduğunu ve Kur’anı Allah rızası için okuyan ne kadar kâr ettiğini öğrenmiş olduk.

Bununla beraber unutmayalım ki Hafızlarda melek değil insandır, onlarda ekmek yer başka bir gelirleri olmasa bile Allah onları kat’ı surette aç bırakmaz, aç kalacağım diye onlar sakın korkmasınlar. Onlar ne kadar tok gözlü olursalar Allah onları o kadar rahatlıkla beslettirecek sebepler onlara gönderecektir ve onlar tok gözlü davranmaları, ehli dalaletin nazarında hafız ve hocaların gözleri paradadır töhmetinden kurtarmış olurlar. Onlara hediye verilir, fakat onlar istemeyecekler. Onlar “istenilmez fakat verilir” kaidesine uymalı   ve Hafız okuduğu Kur’an kerim için hiç kimseden maddi bir şey beklemeyecektir.

Çünkü Kur’ani kerim maddi bir şey beklemeden sırf Allah rizasi için okunur, ancak bu tarz ile beklenilen sevap kazanılmış olsun. Unutmayalım ki sırf para için okunan Kur’andan (Biri para alır, ötekisi hava alır)  Çünkü HafızlarlarHafızlar ile hocalarppppHafızlar ile Hocalar Peygamber aleyhimüs-selamın mirasçılarıdır. Peygamberler a.s “Biz ücretimizi Allahtan bekleriz” dedikleri gibi, Hocalar ve Hafızlarda ücretlerini ahirette Allahtan almak için çalışacaklar. Amma yukarıda dediğim gibi istemeden verilen hediyeleri kabul ederler.

Bu sebeptendir ki Hafızların şeref ve haysiyetlerini korumak için Osmanlı zamanında Hafızların evine maaş olarak her ay belli bir miktar altın gidiyormuş.

Bakın Allah Yasini şerifte ayeti kerime ile “Maddi ücret istemeyenlere uyun” diye buyuruyor. Bu sebepten mutekaddimin zamanında  maaşlı imam yok imiş, cemaatten kim daha iyi bilirmiş o imam olurmuş.

Bediüzzaman Risale-i Nur eserlerinde: Beyazıt camiinde hafızları dinlerken dememiş. İhlaslı hafızları dinlerken demiş, yani sırf Allah rıza için Kur’anı kerim okuyan hafızları dinlerken demiş. Yine Bediüzzaman İstanbul da iken bir gün Eyüp Sultan hazretlerinin camiinde biraz istirahat için İmam ve Müezzinin odasına biraz dinlenmek için girmiş, oradakilere yorgunum biraz istirahata ihtiyacım var demiş. Onlarda şurada yatabilirsin demişler. Onlara cevaben başka bir yeriniz varsa olur fakat burada hafızlar yanında yatıp ayaklarımı uzatamam demiş.

Zaman çok kötü, insanların çoğu maddeye tapmış Müslümanlar hoca ve hafızların kıymetini takdirden âciz, imam ve hafızlarda hizmetlerinin karşılığını ahirette tam almak için sabırla ahiret mükafatını bekleyecekler. Camideki imamların aldıkları maaşın hakkını namaz kıldırmakla değil, güzel nasihatlerle cemaatin imanlarını taklitten tahkike kavuşturmak ve talebe okutmak gayreti olacak, bilhassa okuldaki gençlerin kafalarından tabiatçılık fikrini silmek gayretini elden bırakmayacaklar.

Duamız Allah onları mübarek mesleklerini istismardan muhafaza eylesin Amin

 Abdülkadir HAKTANIR