Şöhretin zirvesindeyken İslam’a yöneldi

Türkiye Yüz Güzeli Yarışması’nın ardından çeşitli film ve dizilerle şöhreti yakalayan Serap Akıncıoğlu daha sonra ortadan kayboldu. 1994’te dine yöneldiği ortaya çıkan Akıncıoğlu şöhreti özlemek şöyle dursun, o dünyadan koşarak kaçtığını söylüyor.

Sinan Özedincik’in röportajı…

İzmir’de doğdu, lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda iki yıl eğitim aldıktan sonra özel bir tiyatroda iki yıl çeşitli oyunlarda rol aldı. Türkiye Yüz Güzeli Yarışması’nda birinci seçilmesinin ardından fotomodelliğe başladı. İz Peşinde, Tetikçi Kemal, Danimarkalı Gelin, Güneş Yeniden Doğar gibi film ve TV dizilerinde rol aldı. Danimarkalı Gelin filmiyle 1993 Birleşik Sanatçılar Derneği’nin “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandı. Ardından ortadan kayboldu. 1994’te dine yöneldiği ortaya çıktı. Bugün birçok panel, konferans ve benzeri toplantılara katılıyor. 1996’da Nur’a Yöneliş ve 1997 yılında da Rab’be Daha Yakın isimli kitapları yayınlandı. Serap Akıncıoğlu’yla bugünkü hayatını konuştuk.

Hikâyeniz 1993’te başlıyor. Ama öncesinde mankenlik vs. geçmişiniz. Dine yönelişiniz nasıl oldu? Ne etkiledi sizi?

Danimarkalı Gelin filminde “En iyi kadın oyuncu” ödülünü almıştım ve genç yaşta gelen başarı beni etkilemişti. Tam o yıllarda dünyada elde edilen ünün, zenginliğin, başarının geçici olduğunu düşündüm. Ahiretin farkına vardım, ölümü çok fazla düşündüm. Tesettüre girmem ve İslam ahlakına uygun bir hayat tarzını seçmem bu şekilde oldu.

Şöhretin zirvesindeyken kayboldunuz… Ne oldu da her şeyi bırakıp gittiniz?

Hayatımda ilk defa Allah’a karşı utancı, mahcubiyeti yaşadım. İlk defa hayatım boyunca “gerçeği hiç düşünmediğimi” fark ettim. Beni yaratan Allah, her nimeti veren Allah, sağlık ve güzellik veren Allah ve ben o yaşıma kadar Allah’ı hiç gereği gibi tanımamışım, düşünmemişim, şükretmemişim, tek bir rekat namaz kılmamışım. Sadece bir şeyler istediğimde dua etmek değil, her an dua etmek, şükretmek gerektiğini anladım.

İnsanların şöhretten kolay vazgeçmediği söylenir, siz nasıl vazgeçebildiniz?

Dışarıdan güzel görünen yaşantının gerçek yüzünü iyi biliyorum. Açıkçası o hayatı yaşayan insanların büyük bölümü kimseyi gerçek anlamda sevmez ve kimsenin başarısından gerçek anlamda hoşnut olmaz. Dini samimi bir şekilde yaşayan, güzel ahlaklı, nezih insanlarla tanıştığımda, içinde olduğum ortamla kıyaslama imkânı buldum. Ait olduğum yerin orası olmadığını anladım. Vazgeçmemek şöyle dursun, o dünyadan koşarak kaçtım diyebilirim.

Arkadaşlarınız sizi dışladı mı?

Kararımı destekleyen bazı arkadaşlarım oldu, bazılarıyla hâlâ görüşüyorum. Aksi tavır gösterenlere de sevgi ve saygı duyuyorum, Onlara İslam’ın sevgi ve merhamet dini olduğunu, yobazlıkla karıştırılmaması gerektiğini anlattım. Ama tabi herkes istediği gibi düşünmekte özgürdür.

Birçok Müslüman kadın dini vecibelerini başı açık olarak yerine getiriyor. Kapanmak size zor gelmiştir belki… Hiç başınızı açmayı düşündünüz mü?

Bu iki soruya birlikte cevap vereyim, çünkü bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu benim kendi tercihim; İslam dinine uygun bir hayat sürdürmeye karar verdiğim zaman tesettüre girdim ve bir an bile pişman olmadım, zorlanmadım. Ancak başı açık olan Müslüman kardeşlerimizin de dinimizi mükemmel şekilde yaşayabileceklerine, hepsinin samimi Müslümanlar olduklarına inanıyorum. Başı açık insanların dinimizi yaşayamayacakları yönünde çok yanlış bir inanç var. İsteyen istediği gibi giyinsin, herkesin kendi tercihi. İslam özgür iradeyle yaşanan bir dindir. Kimse kimseyi başını kapamaya, namaz kılmaya zorlayamaz. Bazı çevreler bu konuyu sanki dinin temeli gibi göstererek, Müslüman kardeşlerimizi dinden uzaklaştırıyor.

Aileniz bu kararınızı nasıl karşıladı, şu anda ilişkileriniz nasıl?

Bazı yakınlarım, birlikte çalıştığım bazı firmalar oyunculuğu bırakmamam için ısrar ettiler. Ancak ben Allah’a dayanıp güvendim ve asla kararımdan dönmedim.

Değişen yaşam biçiminizi biraz anlatır mısınız? Nerede ve nasıl bir evde yaşamaya başladınız, nerelere gidiyorsunuz, nasıl vakit geçiriyorsunuz, nerede tatil yapıyorsunuz?

İslam’a uygun bir hayat tarzını seçtikten sonra Allah üzerimdeki nimetlerini çok fazla artırdı. Ben Allah’a yöneldikten sonra zenginlik, mal, mülk, makam gibi dünya nimetlerini hiçbir şekilde amaç edinmedim, ama Allah hem maddi hem de manevi olarak bana geniş imkanlar verdi. Evin de, arabanın da, kıyafetlerin de en güzellerini bana lütfetti. Cenneti andıran çok güzel bir evde yaşıyorum. Doğayı, bahçeyle ilgilenmeyi çok sevdiğim için çok güzel bir meyve bahçem, köpeklerim ve kedilerim var. Öte yandan günlerim İslam yolunda, hep hizmetle geçiyor.

‘GENÇLERE SÜSLÜ GÖSTERİLEN YAŞAM, KâBUSTAN İBARET’

Dünyevi her şeyden vaz mı geçtiniz? Nasıl yaşıyorsunuz şu anda…

İslam’ı seçen biri “dünyevi her şeyi bırakmak zorunda kalır” gibi bir mantık çok yanlış olur. Ben tüm güzelliklerin Müslümanların olması gerektiğini düşünüyorum.

Dünyada bir ahlaki çöküş var mı sizce?

Ahlaki dejenerasyon hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük bence. Şu an dünyanın karanlık dönemi yaşanıyor, sadece ahlaki olarak değil, ekonomik ve siyasi açıdan da büyük bir çöküş yaşanıyor. Ama her karanlık geceden sonra güneşli bir sabah olur. İslam’ın sabahı çok yakın inşallah.

Sizin gibi bir hayatı seçen başka mankenler de oldu, onlarla görüşüyor musunuz, görüştüğünüzde eski günleri (şöhretken yaşadığınız hayatı) nasıl anıyorsunuz?

Tabi ki görüştüğüm birçok isim var. Ama ben tüm hayatını Allah’a vakfetmiş, idealleri olan, İslam ahlakının tüm dünyaya yayılması için gece gündüz gayret eden bir Müslümanım. Müslümanların şu an yaşadığı durumun sona ermesi benim için öncellikli konu. Sohbetlerim hep bu yönde oluyor.

Şöhret olan insanların basına yansıyan yaşam biçimlerinin gençler üzerinde etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet etkili olabiliyor, sosyal medyanın yaygınlaşmasının da bunda çok büyük rolü var. Gençlere süslü ve çekici gösterilen yaşam, aslında bir kabustan ibaret. Gençlerimize bu gerçek genellikle gösterilmiyor. Aldatıcı görüntüsüne kanıp, bu hayatın içine girenler ise ya kısa süre sonra depresyona giriyor, ya da alkol – uyuşturucu bağımlısı oluyor.

Kaynak: Sabah