Sokak Çocuklarının Bile Sığınabildiği Yer Allah’ın Evleri Olsun

mehmet.gormezDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ”Gönlüm şunu istiyor, sokak çocuklarının bile sığınabildiği yer Allah’ın evleri olsun. Ankara’ya, İstanbul’a gelip otel parası bulamayan kimsesiz, sokakta kalmış insanların sığınacağı yer yine Allah’ın evleri olsun” dedi.

Görmez, Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde Ankara’da bulunan bin 100 cami dernek başkanıyla bir araya geldi. Cami kapılarının namaz vakitlerinde açılıp namaz sonralarında kapatılmasını eleştiren Görmez, ”Allah’ın evinin kapısına kilit vuramayız” ifadelerini kullandı.

Hiçbir İslam ülkesinde namaz vaktinde açılıp sonrasında kapatılan caminin bulunmadığını vurgulayan Görmez, camilerin sürekli açık kalabilmesi ve ibadet etmek isteyen insanların camiye gittiğinde kapıyı kapalı görmemesi gerektiğini söyledi.

Görmez, şunları söyledi:

”Gönlüm şunu istiyor, sokak çocuklarının bile sığınabildiği yer Allah’ın evleri olsun. Ankara’ya, İstanbul’a gelip otel parası bulamayan kimsesiz, sokakta kalmış insanların sığınacağı yer yine Allah’ın evleri olsun. Camilerin yanı başında, müştemilatında oluşturulacak küçük bir yer sayesinde bir gariban, aç kalmış, susuz kalmış, sığınacak bir yer bulamamış insanlar Allah’ın evlerine sığınma imkanı bulsun. Bu bir hayal gibi görülebilir ancak bu hayali hep birlikte gerçekleştireceğiz. Camileri bütün gün açık hale getirmeliyiz. Hiçbir endişe ve korku camilerin kilitli olmasını haklı kılmaz. Unutulmamalı ki hırsızlık endişesi ile camilerimizi kapalı tutarak yaptığımız hırsızlık, hırsızların camilerden götürdüklerinden daha büyük bir hırsızlıktır.”

-”Camilerde seccade tipi halılardan vazgeçmeliyiz”-

Görmez, namazda insanların omuzlarının birbirine değerek ruhların kaynaşmasıyla ibadet etmesi gereğine işaret ederek, ”Seccade tipi halı safları kişiselleştirerek aradaki o birliği baltalıyor. Oysa cemaat olmak bedenlerimizin ve ruhlarımızın birlikte olması, kaynaşması ile olur. Seccade tipi halılardan vazgeçmeliyiz. Bizim böyle bir talebimiz olmazsa halı üreticileri de bu tip halıları üretmekten vazgeçerler” diye konuştu.

-”Kocatepe’nin altında bir mağaza olması bana ağır geliyor”-

Camilerin her türlü dini ve kültürel faaliyetlerin yaşandığı mekanlar olması gerektiğine dikkati çeken Görmez, gelir sağlama amacıyla camilerin alt kısımlarının iş yerlerine kiraya verilmesini de doğru bulmadığını bildirdi.

Görmez, şöyle devam etti:

”Kocatepe’nin altında bir mağaza olması bana ağır geliyor, kabullenemiyorum. Orada alışveriş yapmayı hiç içime sindiremiyorum. Kocatepe’nin altında sürekli devam eden bir kitap kültür fuarı olmalı, çocuklar, gençler ve kadınlar için ayrı mekanlar olmalı. Orada bir taraftan çocuklar oyunlar oynarken, bir taraftan Kur’an-ı Kerim öğrenmeliler, her türlü kültürel ve ilmi faaliyetin yaşandığı bir mekan olmalı. Gençlerimiz ve çocuklarımız camiye geldiğinde caminin kütüphanesine geçip ödevini yapabilmeli. Orada oturup kitap okuyarak vakitlerini geçirebilmeli. Cami ve kitap kadar birbirine çok yakışan başka bir şey yoktur. Camilerimizde kilitli dolaplar ardına hapsedilen birkaç kitap yerine herkesin kullanımına açık, kolay ulaşılabilen, zengin içerikli kütüphaneler oluşturulmalıdır. Gençler orada oturup sohbetler yaparak, kitap okuyarak, bilgi merkezi olan camilerimizden faydalanabilmeli. Camiler kitap ve kültürle buluşmalı.”

-Kadınlar için camiler düzenlenmeli-

Camiler inşa edilirken sadece erkeklere göre tasarlandığını kaydeden Görmez, kadınlar için ibadet yerleri oluşturulması konusunda ise henüz istenilen seviyede olunmadığını dile getirdi. Görmez, ”Önceden inşa edilen camilerimizde gereken düzenlemeleri yapmalı, yeni inşa edilecek camilerimizi de kadınların en güzel şekilde ibadetlerini yapabilecekleri, rahatlıkla abdestlerini alabilecekleri ibadet mekanları olarak düzenlenmeliyiz. Osmanlı’da camilerin en güzel yerleri hünkar mahfilleri ile kadınların ibadet edeceği mekanlardır. Biz de aynı estetik anlayışı ile hareket etmeliyiz” dedi.

Görmez, Türkiye’de yaklaşık 7 milyon engelli vatandaşın yaşadığını belirterek, tüm engelli grupları düşünüldüğünde bu sayının 10 milyona yaklaştığını ifade etti. İnsanların engelli olduklarında ibadet yükümlülüklerinden kurtulmadığını vurgulayan Görmez, ”İslam ibadet yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz, kolaylaştırır sadece. Bir mahallede 3 engelli kardeşimiz olsa sadece onlar için dahi o mahallenin camisini onların kullanımına göre düzenlemek gerekir” diye konuştu.

-Camiler depreme dayanıklı olmalı-

Camiler inşa edilirken deprem gerçeğinin gözardı edilmemesi gerektiğini belirten Görmez, ”Evlerimizin depreme dayanıklılık testlerini nasıl yaptırıyor ve ona göre inşasını yapıyorsak ibadet mekanlarımız olan camilerin de bu husus göz önünde bulundurularak yapılması son derece önemlidir. Eğer bir camimiz deprem riski nedeniyle güvenlik açısından tehdit unsuru haline gelmişse uzman raporuyla tespit ettikten sonra onu yıkıp yeniden inşa etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

-Kentsel dönüşümde camilerin iyileştirilmesi gerekiyor-

Yeni şehirler kurulduğunu hatırlatan Görmez, bu şehirler kurulurken camilerin düşünülmediğini bu nedenle de ”Sığıntı gibi camilerin” ortaya çıktığını söyledi. Görmez, ”Bunların olmaması lazım. Bugün kentsel dönüşüm kapsamında bütün şehirlerimiz yeni baştan gözden geçiriliyor. Bu kapsamda camilerin de mutlaka hem fiziki, hem de estetik açısından iyileştirilmesi gerekiyor” görüşüne yer verdi.

Camilerin temizliğine de dikkat edilmesi gerektiğini dile getiren Görmez, yol kenarlarına iyi niyetle yapılan mescitlerin de nezih bir ortam haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Görmez, camilerin reklam yapılacak mekanlar olmadığına işaret ederek, reklam içeren tabela ve tablolardan mabetlerin arındırılması konusunda çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.

-Camilerde toplanan yardımlar-

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, camilerde toplanan yardımlar konusunda da yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirterek, camilerde toplanan yardımlar İslam dünyasında önemli hizmetlerde kullanılıyor. Mabedi olmayan bölgeler var. Buralara hizmetin götürülmesi, o bölgelere camiler yapılması son derece önemlidir. Bu hizmetler vatandaşların yardımları sayesinde devam ediyor. Toplanan yardımlar, insanların hayır işlemelerine vesile oluyor. Ancak toplanan yardımlar ihtiyaca binaen toplanmalı” dedi.

-”Minarelerimizdeki baz istasyonlarını temizlememiz gerekiyor”-

Minarelerin baz istasyonu olarak kullanılmasını da eleştiren Görmez, ”Minarelerimizdeki baz istasyonlarını temizlememiz gerekiyor. Tevhidin sembolü olan camilerimizi kirli ve çirkin görüntülere bürüyen baz istasyonlarından arındırmak gerekiyor. Minarelerimiz ezanın Allah’a yükseldiği mekanlardır. Minarelerimizi estetikten yoksun baz istasyonları ile çirkin hale getirmek doğru değildir” ifadelerini kullandı.

Görmez, camilerin modern ses sistemleriyle donatılması gerektiğini belirterek, böylece Kur’an’ın ve ezanın tadına varılacağını kaydetti. Görmez, abdest alınacak mekanlarında İslam’ın ruhuna uygun halde olması gerektiğini bildirdi.

Kaynak: AA

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: