Son Asırda Müslüman Olmak..

Başta Ortadoğu olmak üzere bir çok İslam ülkesinde savaşlar olmakta orada bulunan Müslüman kardeşlerimiz bombalar ve silahlardan çıkan kurşunlarla şehit olmakta, yaşayabilenler ise o silah ve bombalar arasında yaşam savaşı vermekteler.

Çoluk çocuk, su yok, ekmek yok, soğukta bir barınak yok, yol yok, hastahane sınırlı, okul, eğitim yok, kaçmayı başaranlar, komşu ülkelere sığınabilenler bir nebze olsun daha iyi .

Bu durum bizlere muhacir ve Ensar kardeşliğini hatırlatmakta. Mezalimden kaçan Müslümanlar Medine’ye sığındıklarında Ensar onlara evlerini açtı, aş verdi, iş verdi, eş verdi , oysa bizler hala ”o insanların bizim ülkemizde ne işi var “ diyoruz.

Bizler yemekte, içmekte ,tüketimde israf boyutunda harcama yaparken, aç olan komşumuzu hatıra dahi getirmiyoruz. Ev kirasını ödeyemeyen, elektriği, suyu, gazı kesilen komşumuzdan haberimiz yok.

Hasta yatağında yatmakta olan ihtiyar ve hastalar ziyaretçiye muhtaç, aylarca kapısının çalınmadığını komşularıyla münasebetlerinin çok az olduğunu söyleyen bir çok aile var. Çocuklarının, torunlarının bayramlarda dahi ziyaret yerine tatile gittiklerini gözleri yaşlı anlatan analar babalar var.

Evlenmekten kaçan, kurduğu evlilikten çabuk sıkılan kolayca boşanmayı seçebilen gençlerimiz var.

Çocuk sahibi olmaktan içtinap eden çiftlerimiz var.

Çalışmayı sevmeyen, iş beğenmeyen çocuklarımız var.

Her şeyi anne babasından bekleyen ev arabayla yetinmeyip ” yazlıkta isterim” diyen evlatlarımız var. Dedesinin Nenesinin emekli maaşına göz dikenlerimiz var.

Kötüyü zikretmenin kötü olduğu düsturundan yola çıkarak bu ve buna benzer olumsuzlukları daha fazla zikretmeyeceğim.

Bütün bu olumsuzlukları neden yaşıyoruz? Tabii kader. Murad-ı İlahi böyle istiyor.

Sebepler canibine baktığımızda açık ve net olarak şunu görüyoruz;

Bizler neslimize dinimizi öğretmedik

Bizler örf ve ananelerimizi neslimize öğretmedik

Saadet-i dareyn’i isteyen Kur’an’a yapışsın, sünnete yapışsın Allah (cc) komşumuzdan, çoluk çocuğumuzdan mesul olduğumuzu buyurmaktadır.

Peygamber efendimiz(sav) kuşu ölen çocuğa taziyeye gitmiş, pişirdiği aştan komşusuna ikram etmiş, öz kızı Hz Fatıma’ya namazla ilgili  “Ey kızım Fâtıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terk etme! Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça cennete gireceğini zannetme“ buyurmuştur.

Bizler her işine besmeleyle başlayan bir peygamberin(sav) ümmetiyiz. Kendisi nasıl yaşamış ümmetine neler tavsiye etmiş bunları bilmeli hayatımıza geçirmeliyiz dahası çoluk çocuğumuza öğretmeliyiz.

Benim Peygamberim (sav), suyu üç yudumda oturarak, kıbleye dönerek içerdi, başında “besmele” çeker, sonunda “elhamdülillah” derdi, yolda önüne bakarak hızlı adımlarla yürürdü, selam verir selam alırdı,temizliğe riayet eder misvak kullanırdı, gece yatağa abdestli girerdi, gece yatmadan önce “Felak-Nas Sureleri”ni okuyordu, acıkmadan sofraya oturmaz ve doymadan sofrada kalkardı, ellerini yıkamadan yemek yemezdi, güzel koku sürünür, sadaka verir, misafire ikramda bulunurdu, Kur’an-ı Kerim okurdu, hastaları ziyaret ederdi, hediyeleşirdi, namazını cemaatle kılardı, kapıya geleni durumu ne olursa olsun boş çevirmezdi, bir yere misafirliğe giderken tatlı götürürdü, topluluk içinde yanındaki kişiyle fısıldaşmazdı, güler yüzlü idi, kusurları af ederdi, kötülük edene iyilik ederdi.

Benim atam kendi yumurta yerken gelen misafirine tavuk keserdi, kız çocuklarına yemek yapmayı, ev işlerini öğretir, hususi nasihatlarda bulunur, namazını kılmasını, tesettürüne riayet etmesini tembihlerdi.

Dedem, başı açık gelin ve kızlarına bayramda elini öptürmezdi, birine selam göndereceği zaman ona bir kahve parası verir “bunu kahveciye ver o kimseye kahve yapsın “der öyle selam gönderirdi.

Yeni evlenen damatlar ilk sabah mutlaka camiye sabah namazına götürülür ”sen artık adam oldun adamlar namaz kılar” denirdi.

Gelin olan kız evlenmeden önce tesettürlü değilse bile evlenince tesettürsüz başı açık gezmesi çok ayıplanır “kadın kısmı erinden başka kimseye saçını dahi göstermez” denirdi.

Ebeveynler ailelerinin mesleklerini çocuklarına öğretir, camiiye, ziyarete giderken onlarıda götürüler öğrenmelerini isterlerdi.

Emri maruf nehyi münker aileden başlar

Selam ve dua ile

Çetin KILIÇ

www.NurNet.Org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: