Şöyle Biraz Modern Ol, Modern Giyin, Modern Takıl!

Neden modern giyinmeye özeniliyor? İyi, güzel modern olalım da nereye kadar? Modern giyinmenin ölçüsü nedir? Modern giyinmek için illaki islâmi çizgiden uzaklaşmak mı gerekir?

“Şöyle biraz modern ol, modern giyin, modern takıl” dedi arkadaşı.
Genç kız arkadaşına istihza dolu bir bakış fırlattı:
“Nasıl yani?”
“Farklı olacaksın. Kendini göstereceksin. Üniversite mezunu olduğunu belli edeceksin. Sana bakanlar senin entelektüel biri olduğunu düşünecek. Pardösü yerine uzun bir ceket giy. Başını böyle bağlamak yerine modern bir görünüm ver. Biraz havalı ol.

Gözünde gözlüğün olsun. Kıyafetin, özellikle ayakkabı ve çantan marka olsun. Zaten marka giyinirsen farkın anlaşılır. O zaman herkese kendini beğendirsin. Tabii bu da islâmi tebliğ olur. Biz Müslümanlar fazla içimize kapandık. Dış dünyayla bağlarımızı kopardık. Neden öteki kadınlar her yere girip çıkıyor da biz geri kalıyoruz?

Artık bu kalıbı kırmamız kendimize modern bir imaj ve modern bir hayat tarzı belirlememiz gerek.” Arkadaşıyla olan konuşmalarını e -maille atan okuyucum “bu duruma siz ne dersiniz?” diye soruyor:

Evet, son yıllarda moda olan bir deyim. “modern ol ve modern giyin.” Bu deyim bilhassa Müslümanlar arasında fazla yer buldu. Bunun sebebi ise senelerce “öteki” güzüyle bakılan bu insanların artık “öteki” olmaktan kurtulmak istemelerinden kaynaklanmaktadır.

Madem tüm dünya modern ‘ben de onlar gibi olursam öteki olmaktan kurtulurum” diye düşünmenin yansımasıdır. Kendi varlığını gösterme “ben de varım, ben de sizdenim, beni öteki göremezsin bak ben de senin gibi giyiniyorum aramızda bir fark yok’ manasını ifade etmektedir. İyi, güzel modern olalım da nereye kadar?

Modern giyinmenin ölçüsü nedir? Modern giyinmek için islâmi çizgiden uzaklaşmak mı gerek? Çünkü modernizmin dini imanı yoktur. Dünyevidir. Bütün kuralları dünyaya bakar. Daha doğrusu modernlik tüketim dünyasının kullandığı bir argümandır.

Modern giyinirseniz modaya uyacaksınız. Modaya uymaksa sürekli ‘modası geçti’ bahanesiyle tüketmektir. Açıkçası kapitalizmin bir oyunudur. Birilerinin cebini doldurmak ve tüketimi körüklemek için baş vurulan bir yoldur.

Halbuki, dinin emirlerinde “tüketime dur” demek vardır. Çünkü israf haramdır. Üç elbiseyi moda diye 8-9 yapmak israftır. Daha doğrusu ihtiyaç harici her şey israftır.

Din “komşusu açken kendisi tok olan bizden değildir.”hadis-i şerifiyle zengine malını zevki için sarf etmek yerine fakir-fukarayı gözetmesini öğütlemektedir.

Ama her zaman olduğu gibi nefis ve şeytan insanı aldatıyor.’modern’ bir dünyada yabancı kalmanın islâmi hizmete zarar bile verebileceği tuzağına insanı düşürebiliyor. Böylece modernizm sadece giyimde değil düşünce ve yaşam şeklini de değiştirmektedir. İslâmın esaslarını ve kurallarını yumuşatmaktadır.

İşte bu yumuşama neticesinde bol ve uzun pardösüler daralmış, etekler kısaltmıştır. Tesettürün orası burası kırpılarak tüyü yolunmuş kuşa çevrilmiş, dini kurallarda bir esneme ve gevşeme baş göstermiştir. Düğünler kadın-erkek birlikte yapılmaya, restoranlarda ve ev gezmelerinde haremlik selamlığa dikkat edilmemeğe, iş yerinde kadın erkekle serbestçe çalışmaya başlamıştır.Böylece kadınla erkek arasındaki mahremiyet de ortadan kalkmıştır.

Zira modernizim bütün dünyayı kendi kurallarıyla idare etmeye çalışmaktadır. Aynı düşünce, aynı,fikir, aynı görüş, aynı yaşam biçimi ve giyiniş.
Durum böyle olunca islâmi yaşayış içinde olanlar dinle bağlarını koparamıyorlar ama esnetiyorlar.

Kendilerine göre islâmi yorumlar getirmeye başlıyorlar. Ayet ve hadislere kendi anlayışlarına göre uymaya çalışıyorlar ki, Allah muhafaza bu da kimilerin hadisleri bile inkar etmelerine kadar varıyor.

Oysa Müslüman “Peygamber nasıl yaşardı? Nasıl bir hayat tarzı vardı? Allah ona nasıl yaşamayı öğretmişti? Sorusunu sorması gerekir. Yoksa peygamberin sünnetini ve ayetlerini alarak acaba ben bunları modern hayata nasıl uygularım ?” diye düşünemez.

Gülay ATASOY

Nur Dergi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: