Etiket arşivi: afet

Filipinli kardeşlerimiz yardım bekliyor

Muhammet Rıza Dalkılıç’ın haberi:

 “Bir bela, bir musibetten çekininiz ki geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları da yakar.” Enfal-25

Geçtiğimiz Cuma günü yaşadığımız şehirde büyük bir felakete şahit olduk. Filipinlerin Mindanao bölgesi Cagayan De Oro ve İligan şehirlerinde akşam saat 10 sularında etkili olmaya başlayan fırtına ve yağmur yerini tayfuna bıraktı. Washi adı verilen tayfun Cagayan de Oro şehrinin yarısını ve İligan şehrinin dağlık ve kırsal kesimlerini tesiri altına aldı. 

Gece saat 1 sularında nehirden gelen insan çığlıklarıyla uyandık. Biraderim bizim eve gelmiş ve kapıyı çalıyordu bile. Biraderim ve bir başka Türk komşumuzla birlikte yola düştük ve köprülere gidip kalabalık insan grupları arasında yardım etmeye başladık. Bulabildiğimiz halatları nehire salıveriyor, balıkçılar gibi eceli gelmemiş insanların halata takılmalarını bekliyorduk. Gelin görün ki nehrin hızı, rüzgarın sürati ve tayfunun şiddeti bizi çaresiz kılıyordu. Evler gemi gibi altımızdan geçip gidiyor, hayvan inlemeleri insan çığlıklarına karışıyordu. Sebepler birbiri ardına susuyor ve elimizi kolumuzu bağlıyordu. Bazen üzerinde bulunduğumuz köprü dahi şiddetle sarsılıyordu, bu sarsılma suyun sürüklediği evler ve evlerdeki eşyaların- buzdolabı gibi- köprünün altına çarpması sebebiyle oluyordu.

Polis ve silahlı kuvvetler kurtarma çalışmalarına bu atmosferde amatörce başlamışlardı. Gece 1’den sabah altıya kadar kurtarma çalışmalarına yardımcı olmaya çalıştık. Birçok arkadaşımız ve tanıdığımız sele maruz kalan nehrin etrafında ikamet ediyorlardı.

Şu anda buradaki Türk arkadaşlarımız, Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği gönüllüleri, Türkiye Filipinler Dostluk ve Yardımlaşma Derneği ile Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü öğrencileri afet merkezlerinde aktif olarak çalışıyorlar. 

Müslümanların yoğun olduğu Balulang Bölgesine ancak bu sabah ulaşabildik. Gördüğümüz manzara bizleri derin tefekkürlü hayrete sevketti. Yıkılan evler, çamur ve sel içindeki sokaklar, caddelerde çöp gibi üst üste yığılmış eşyalar, devrilmiş arabalar, ağaçlar ve bir tabak pirinç bekleyen iki gündür uyuyamamış olan fakir halk… Susuzluk ciddi bir problem, yemek ve giyecek eşya ayrı bir problem. Bu bölgede 4000 ev tahrip olmuştu. Afet sorumlusu onlarca kayıp çocuk ve kadın olduğunu ifade etti. Cami imamı medreselerinin tamamen yıkıldığını ifade etti, camiye ulaşmaya çalıştık ama ilerlemeye imkanımız olmadı. 

Pazar saat sabah 10 itibariyle, Sosyal Hizmetlerden aldığım bilgiler ise şöyle; 5521 aile, 33.126 kişi evsiz, 212 ölü, 447 kayıp var. 13 afet merkezinde çalışmalara devam ediliyor. 

Burada şunu ifade edeyim ki bu rakamlar sadece bizim bulunduğumuz bölge için tesbit edilen istatistiki bilgiler. Tüm Cagayan için bu rakamın 10,000 ailenin üzerinde olduğu düşünülüyor. İki şehirde ki toplam aile sayısı ise 30,000 olarak ifade ediliyor.

Türkiye’den yardım etmek isteyenler ‘Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği’, İstanbul- Üsküdar şubesinden bilgi alabilirler.  +90 216 328 3234, Hakimiyet-i Milliye Caddesi, Tepsi Fırın Sokak, No-8 Üsküdar- İstanbul. info@care.org.tr

 

Deprem ve Diğer Afetler İnsanların Günahlarıyla Alakalı Mıdır?

Evvela; kainattaki küçük bir yaprağın kımıldaması bile bir ismin riyasetinde ve eşliğinde cereyan ediyor. Eşyanın hakikati Allah’ın isimlerinin tecellisinden ibarettir. Diğer bütün maddi kalıp ve formatlar o tecellilerin elbise ve ambalajları hükmündedir.

İkincisi, Allah’ın isimleri, hükümlerinin ve manalarının gereğini yapıp, fiiliyat aleminde görünmek ve tecelli etmek isterler. Nasıl ressamlığa kabiliyetli olan birisi resim kabiliyetini göstermek için önce resim yapar, sonra da o resimleri sergilemek için bir sergi salonu açıyorsa, -temsilde hata olmasın- Allah’ın her bir ismi de kendi hüküm ve manasını görmek ve göstermek ister. Hal böyle olunca Allah bütün isimlerinin mana ve hükümlerinin gereğini icra eder ve ediyor.

Mesela, Allah’ın Şafi ismi kendi mana ve hükmünü gösterip icra etmek için nasıl hastalığı iktiza ediyor ise, Rezzak ismi de açlığı ister. Muhyi ismi hayatı iktiza ederken, Mümit ismi ölümü ve ölüme aracı olan vesileleri ister. Trafik kazasının arkasında, sair isimlerle beraber Mümit ismi tecelli edip hükmünü gösteriyor.

Üçüncüsü, Risalelerde bu konu şöyle dile getiriliyor: 

“Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. Ezcümle:”

“Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam nebâtâtın tebessümleri saklanmış. Ve güz mevsiminin haşin tahribatı, hazin firak perdeleri arkasında, tecelliyât-ı celâliye-i Sübhâniyenin mazharı olan kış hadiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhafaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nazenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir. Fırtına, zelzele, veba gibi hadiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok mânevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşvünemasız kalan birçok istidat çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılâplar ve küllî tahavvüller birer mânevî yağmurdur.”

Dördüncüsü, bütün bela ve musibetler Allah’ın hem kainattaki tasarruf ve terbiyesini göstermektedir hem de insanların inkar ve gafletten gelen zulümlerini tokatlayan İlahi birer ikaz ve cezadırlar. Ama insanlar inkar ve gaflet gözlüğü ile olaylara baktıkları için, bu ihtar ve ceza manasını göremiyorlar. Bu da gafletin derin bir haletidir. Yalnız, bu musibetleri sadece insanların gaflet ve günahına hasretmek dar bir bakış açısı olur. Nitekim birinci ve ikinci maddelerde farklı nedenlere işaret edilmiştir.

Özetle; felaketleri ve güzellikleri sadece amele ve amelsizliğe indirgemek ve sadece ondan ibaret görmek doğru bir yaklaşım olmaz.. Hatta bazen ehli küfür gayet rahat yaşar ve öyle ölür. Bazen de ehli iman gayet sıkıntı çeker ve öyle vefat eder. Demek musibet ve sıkıntıların yegane sebep ve gerekçesi, amel ve amelsizlik değildir. Amel ve amelsizlik çok gerekçe ve hikmetlerinden birisidir, demek daha makul olur.

sorularlarisale.com

 

Japonya Depremi

Esselamu Aleykum

Japonya’da yaklaşık olarak 150 yıldır deprem ölçümleri yapılıyor. Japonya, şimdiye kadar ölçülen en büyük depremi yaşadı ve artçı depremler de devam ediyor. Şu anda ölü ve kayıp sayısı 1400 civarında ve artmaya devam ediyor. Sular altında kalan insan sayısı ise 10 binin üzerinde.

Depremin merkez üssü, Tokyo’dan yaklaşık 350 km v e Nagoya’dan 700km uzaklıktaki Sendai şehri. Hamdolsun Tokyo ve Nagoya’da bulunan Nur Dershanelerimizde ve bu şehirlerde yaşayan arkadaşlarımızda herhangi bir olumsuz durum yok.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Bu âhirde beşerin bir derece umumiyet şeklini alan zulümlü, zulümatlı isyânından, kâinat ve anâsır-ı külliye kızdıklarından ve Hâlık-ı Arz ve Semâvat dahi, değil hususî bir rubûbiyet, belki bütün kâinatın, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâkimi haysiyetiyle, küllî ve geniş bir tecelli ile kâinatın heyet-i mecmuasında ve rubûbiyetin daire-i külliyesinde nev’-i insanı uyandırmak ve dehşetli tuğyanından vazgeçirmek ve tanımak istemedikleri kâinat sultanını tanıttırmak için emsalsiz, kesilmeyen bir su, hava ve elektrikten; zelzeleyi, fırtınayı ve harb-i umumî gibi umumî ve dehşetli âfâtı nev’-i insanın yüzüne çarparak onunla hikmetini, kudretini, adâletini, kayyumiyetini, irâdesini ve hâkimiyetini” pek zahir bir surette Japonya’da gösterdi.

Bu deprem vesilesiyle, 125 milyon nüfuslu bu memleket insanlarının intibaha gelip iki cihan saadetini temin eden İslam nuruyla nurlanmalarını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Gerek Türkiye gerekse dünyanın dört bir tarafından telefon ve e-maillerle bizlerle irtibat kurup hal ve hatırlarımızı soran, bizi arayıp da ulaşamayan tüm dostlarımıza minnet ve şükranlarımızı arz ediyor müstecap dualarınızı istirham ediyoruz.

M.Emre AYHAN

Nagoya/JAPONYA