Etiket arşivi: Afrika

Afrika’yı Gördüm, Dertlerime Güldüm

Değişik yardım kuruluşlarında görev yapan Diş Hekimi Şule Arvas ablamız anlatıyor;…
Evler harabe, karınlarını aç, ne üstlerinde var ne başlarında.Ama yine de somurtmuyor, yakınmıyor, gülmeyi biliyorlar. Düşünüyorum da onların dertleri ne?  Bizimkiler ne? Rahat mı batıyor, üzüntü mü arıyoruz yoksa?? 
Bebek ölümleri o kadar sıradan ki, anneleri alıyor cesedi kucaklarına, kese kağıdı gibi götürüyor âdeta.. Türkiye’de bir anne, yavrusunu kaybetse durabilir mi ayakta?? 
Bir çocuk geldi, sanki ağaç parçası saplanmış ayağına.. Meğer kaval kemiği yırtmış eti, çıkmış, kurumuş, dala dönmüş zamanla..O haliyle 50 kilometre yürüyüp gelmiş yanımıza..
İlk seyahatim çok ağırdı.Minibus gibi bir araca bindik. Ne klima var ne havalandırma… — Şoför bey ne kadar sürer? 
— Çok sürmez, 20 saate varırız inşaallah… Haritada öyle görünmüyor ama. Yollar tarla gibi, çukur-tümsek gidiyoruz sallana sallana… Şükretmek lazımmış.. Birden kum fırtınasına yakalandık. İçerisi toz duman.. Sonra bir yağmur, Oh ve diyemeden sele çevirdi. Yollar aktı gitti ırmağa… Köprüler de yıkılmasın mı?? Üstüne bir de lastik patladı, sök tak şişir…Az gittik bu sefer de diğeri patladı….
Lakin insanları görünce iyi ki gelmişim dedim, çünkü ihtiyaçları vardı bana. İş diş tedavisini de aştı, abla kardeşe bağladık sonunda… İnanın şefkate çok muhtaçlar. Çocuklar geliyor, bacaklarınıza sarılıyor, elinizi tutuyor… Saçını düzeltiveriyorsunuz gözlerinin içi gülüyor. Yetim başı okşamanın ecrini biliyorsunuz…
Kalacak yerler perişan, yerde yatıyoruz. Hanımlar koğuşunda 7 kişiyiz yan yana.. Her yer böcek, öyle de arsızlar ki, üzerimizde geziniyorlar. Çekirgeler bıktırdı zaten, yemek yiyorsun, tabağa düşüyor. Akşam eve giremiyorsun milyonlarcası yığılmış kapıya…. Ne zaman baksanız camda bir kertenkele, fırsat bulsa içeri dalacak anında…
Para var ama alacak şey yok ki.. Biraz patates bulduk. Kapattık sterilizatöre, pişirip, soyup yedik iştahla..
Yerliler süpürge tohumu gibi sert ve küçük darılarla besleniyor. Taşla ezip öğütüyor, salıyorlar suya… Bulamaç gibi birşey oluyor..Ne yağ var, ne soğan ne salça… Üstüne su içince şişiriyor, tok tutuyor güya… Ömrü boyunca darı haricinde birşey yemeyenler varmış.. Nimetleri tadamadan göçüyorlar dünyadan…
Birgün anestezi yapmıştım, baktım hastanın benzi sarardı, hafif bir baygınlık geldi.. Dedim;– Aç mısın yoksa?.. Sorduğun şeye bak der gibi güldü; “–Kim tok ki burada?”. Baktık olacak gibi değil, diş çekiminden ikrama başladık.. Kağıtlı şeker, kaymaklı bisküvi filan.. Boğazına birşey girsin ki, bayılmasın garip….
Afrika’dan döndüm İstanbul marketleri rengarenk, etliler, sütlüler, tatlılar, tuzlular… Sebze meyve istemediğin kadar… İyi de elimi uzatıp alamıyorum ki… Sanki kıvırcık saçlı minikler, kara gözlerini dikmiş bakıyorlar bana…
turkiyegazetesi.com.tr

Fransa’nın Hiç mi suçu yok

Geçen günlerde Paris’te yaşanan terör saldırıları Fransa ve onun sözüm ona dünyaya örnek olan özgürlükçü,hümanist ! medeniyet anlayışına dikkatleri yöneltti.

Gerçekten öylemidir ? Tabiî ki hayır.Aslında özelde Fransa genelde Avrupa medeniyeti.Milli şairimiz AKİF’in dediği gibi ”Tek dişi kalmış canavardır ”

Niçin canavardır.Çünkü başkasını sömürerek ayakta durmaktadır.Mesela Fransa Kuzey Afrika’da 1961 yılında Cezayir bağımsızlık mücadelesinde 1 milyon Müslüman’ı katletmiştir.Yakın zamana kadar Cezayir’i rahat bırakmamıştır.

Cezayir’de 26 Aralık 1991’de gerçekleştirilen genel seçimlerin birinci turunda oyların resmi kaynaklara göre % 55’ini, İslami Selamet Cephesi (FIS) kaynaklarına göre ise % 80’ini İslami Selâmet Cephesi almıştı. Ancak bütün kaynaklara göre söz konusu cephe, seçimlerde ezici bir çoğunluğun desteğini kazanmış ve iktidarı garantilemişti. Ne var ki, İslâmi Selamet Cephesi’nin bu başarısından endişelenen Fransa’nın da tahrikleri ile Cezayir ordusu, 16 Ocak 1992 tarihinde yani seçimlerin ikinci turunun yapılacağı tarihe beş gün kala gerçekleştirdiği darbe ile yönetime el koyarak seçimlerin ikinci turunu iptal etti ve genel başkan Prof. Abbasi Medeni başta olmak üzere FIS ileri gelenlerinin çoğunu tutuklattı. Cunta yönetimi daha önce mahalli seçimleri kazanarak işbaşına gelen İslami Kurtuluş Cephesi’ne mensup belediye başkanlarını ve belediye meclisi üyelerini de görevden aldıktan sonra pek çoğunu tutuklattı. İlk tutuklama kampanyasında tutuklanan FIS mensuplarının sayısı altı bini aştı. Bunların pek çoğu 45 derece sıcaklık altındaki toplama kamplarına gönderildi. Sonraki dönemlerde ortaya çıkan bazı olaylar ve birtakım provokasyonlar vesilesiyle de çok sayıda FIS mensubu tutuklandı. Cunta Mart ayında da, FIS’ı tamamen kapattığını açıkladı.

General Halid Nezzar’ın başkanlığındaki askeri cunta Yüksek Devlet Konseyi adıyla bir konsey oluşturdu. Bu konseyin başkanlığına da 29 yıldan beri Fas’ta sürgün hayatı yaşamakta olan Muhammed Budiyaf’ı getirdi.

Cunta yönetimi önce FIS ileri gelenlerinden 13 kişi hakkında idam istedi. Ancak birkaç ertelemeden sonra Temmuz ayı ortalarında gerçekleştirilen duruşmada askeri mahkeme FIS genel başkanı Abbasi Medeni ile yardımcısı Ali Belhac’ı 12’şer yıl, diğer FIS liderlerini de 4 ile 6 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı.

Fransa’nın Cezayir’e müdahalesi ile ilgili aktardığımız anekdotun dışında asıl can alıcı bilgilere geliyoruz. Belki “medeniyetin beşiği” Fransa’ya artık farklı bir gözle bakarsınız

Önce Eski Fransa Başkanı ‪Chirac’ın 2008’deki bir konuşmasıyla başlayalım. Şöyle demiş: “‪Afrika olmasaydı, Fransa 3.dünya ülkesi olurdu” . Bu konuşmanın nedeni Fransa’nın Afrika’daki eski sömürgelerine bağımsızlıklarını(!) verirken imzalattığı 11 maddelik koloni yasaları Fransa, eski sömürgesi olan 14 Afrika ülkesinden koloni vergisi adıyla hala (evet hala) yüklü miktarda vergi alıyor.

Bu 14 Afrika ülkesinden Fransa’nın kasasına yılda yaklaşık 500 milyar dolar para giriyor. Sadece bununla sınırlı değil, çok daha fazlası var. 14 ülke, yurtdışındaki paralarının %85’ini Fransa Merkez Bankası’na yatırmak zorunda. Yıl içinde ihtiyaç duyarsa %15’ini ancak alabilirler. Daha fazlasına ihtiyaç varsa, %65’e kadar olanını Fransız Merkez Bankası’nın faiziyle ancak alabiliyor (kendi parası için faiz ödüyor)

Koloni yasaları gereği ülkede çıkan madenleri ilk olarak Fransa’ya sormak zorundalar. Fransa istemezse başka ülkeler alabilirler. Ülkedeki tüm ticari ve askeri alımlarda, ihalelerde Fransız firmaları öncelikli olmak zorunda (yasa gereği zorunlu) . Bunları kabul etmeyen devlet başkanları ya öldürüldü ya da darbeyle uzaklaştırıldı. Afrika’daki darbelerin %61’i bu 14 ülkede oldu.

Chirac ne demişti tekrar hatırlayalım:”Afrika olmasaydı, Fransa 3.dünya ülkesi olurdu” …
Fransa’nın önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon, Fransa’ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkeler. (1)

Evet aktardığımız bilgilerde görüldüğü gibi Fransa anlatıldığı gibi “medeniyetin beşiği” değil sömürgeciliğin, hırsızlığın ve haksızlığın başıdır.Şimdi ki parlak medeniyetleri başkalarının gözyaşları üzerinde kurulmuş medeniyettir.

Kaynakça:
(1): siliconafrica sitesi

Kenya-Somali Sınırında 2 Kuyu Daha Açılıyor

Kenya-Somali sınırına Ramazan ayında 2 tane su kuyusu yapılıyor. Biri Alloley biri de Bulla Rahma köyüne yapılıyor.

Kuyular evlerine su taşımak için kilometrelerce uzağa giden anneler için umut oldu. Bu anneler suyu bidonlarda taşıyor ve her gün bu işi tekrarlıyorlar. Ayrıca su kaynakları da oldukça tehlikeli nehirlerde timsahlar korku salıyor, göletlerde de vahşi hayvanlar. Çoğu Müslüman içme suyunun azlığından dolayı; ya oruçlarını kirli sularla açıyorlar ya da kilometrelerce uzaktan taşıdıkları çok az su ile açıyorlar.

Çare Gönüllüleri destekleriyle Kenyalı Müslüman köylere “Hz. Muhammed S.A.V Kuyusu” ve “İmam El Buhari Kuyusu” yapılıyor. Bu hafta itibari ile kuyularda suya ulaşıldı. Bu anlamlı günlerde su sevincini yaşayabilmeleri adına derneğimiz kuyuları Ramazan Bayramı öncesi yetiştirmeyi planlıyor.

www.NurNet.org

El Feneriyle Göz Ameliyatı Yaptılar!

Mogadişu’da başlayan “Afrika Katarakt Projesi” kapsamında, Türk doktorlar Somalili meslektaşlarıyla birlikte, 2 bin Somalili’ye katarakt ameliyatı yapacak.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) ortaklaşa yürüttüğü “Afrika Katarakt Projesi” kapsamında Mogadişu’da Türk doktorların öncülüğünde katarakt ameliyatları başladı.

Ameliyatları, Türkiye’den gelen Opr. Dr. Hasan Hüseyin Uysal, Osman Dursun ve Somalili ekip birlikte gerçekleştirdi.

Ameliyatın yapıldığı sırada göz merkezinde yaşanan elektrik kesintisi doktorlar ve hastalara zor anlar yaşattı. Kesinti sırasında hastalar bir süre ameliyat masasında beklerken, görevliler tarafından getirilen el feneri yardımıyla ameliyata devam edildi.

Bölgede zor koşullar altında çalıştıklarını belirten Opr. Dr. Uysal, ”Hiç bir şey görmeden çalışıyoruz. Böyle bir şey olmaz. Allah onlara da bize de yardım etsin” dedi.

TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ BÜYÜK

Türkiye’nin göz hastalıklarıyla ilgili çok faydalı bir çalışmaya imza attığını ifade eden Ulusal Göz Hastanesi Başhekimi Abdussamed Hassan Muhammed, ”Proje 10 gün devam edecek. Bu süre içerisinde 2 bin kişiyi ameliyat etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı / MOGADİŞU – Muhittin Sandıkçı

Afrika Malawi’de Risale-i Nur Dersanesi Açıldı

AFRİKA’NIN SICAK KALBİ –MALAWİ-

Kurban bayramından bir ay evvel MALAWİ’nin başşehri LİLONGWE ‘de, Cenab-ı Hakk’ın lutf-u ihsanıyla bir NUR DERSHANESİ açıldı. UŞAK’tan giden üç kardeşimiz de orada hizmete başladılar.

Afrika ülkeleri arasında “Afrika’nın sıcak kalbi” olarak bilinen MALAWİ, 15 milyon nüfuslu, Mozambik’in kuzeyinde küçük bir devlet. Daha önce Güney Afrika’dan Yunus kardeş bu ülkeye birkaç defa gidip gelmiş, bazı kimselerle tanışmıştı. Bu defa dershane açmaya, Uşak’tan 3 vakıf kardeşle beraber gittiler. Uçak Malawi’nin başşehri Lilongwe’ye indiğinde çok büyük bir kalabalıkla karşılaşmışlar. Yerlere kırmızı halılar serilmiş. Etraftan sevgi gösterileri kardeşleri şaşırtmış. Meğer 20 Afrika ülkesinin iştirak ettiği bir toplantıya katılmak için Malawi’ye gelen yabancı ülke devlet erkanı bazı şahıslar da uçaktaymış. Bir tevafuk ki hizmete giden NUR Erlerine de böylece bir hoşamedi yapılmış.

Bir görevli gelip Yunus kardeşe; nereden geliyorsunuz ? Toplantıya mı geldiniz? Diye sorunca, o da: Türkiye’den geliyoruz, biz de toplantılar yapacağız demiş. Daha önce tanıştığı bazı milletvekillerinin de isimlerini söylemiş. Kardeşlere hemen hürmetle V.İ.P den çıkış yaptırmışlar. Suhuletle işlemleri hallolmuş ve iyi bir otele nakletmişler. 2-3 günlük bir otel hayatından sonra da, dubleks bir daire kiralayıp dershaneyi açmışlar. En güzel şekilde döşeyip yerleşmişler.

Eşyaların alınması esnasında tanıştıkları Adil isminde bir kardeş de dershanenin müdavimi olmuş. 29 yaşında, mimar. Grafik ve dizayn işleri yapıyormuş. Kurban dağıtımı esnasında bize lazım olan broşürü de Adil kardeş hazırladı ve 10,000 adet basıldı. Üç sayfası İngilizce, diğer üç sayfası da Çeçova diline onun tercümesi. Üstadımızın resmini de koyarak Risale-i Nur’dan güzel bir broşür oldu. Tam bize lazım olanı Cenab-ı Hak tam zamanında bize göndermiş ve bizimle tanıştırmış. Elhamdülillah.

Biz de Uşak’tan bir vakıf kardeşle beraber Kurban bayramından bir hafta önce Malawi’de olduk ve hemen faaliyetlere başladık. Kardeşlerle ve oralı Abdülmecid ağabeyle beraber, Ege bölgesinden cemaatimizin gönderdiği 735 kurbanın tedariki için 1 hafta boyunca epeyce dolaştık. Lilongwe’nin kuzeyinde bulunan SALİMA ve KOTAKOTA vilayetlerinde yoğun bir gayretin neticesinde Cenab-ı Hak 735 kurbanı bizzat isim zikredek, başında bulunarak kesilmesine muvaffak etti. Haza min fadli Rabbi.

Kurban faaliyetlerinin bir meyvesi olarak, bu 2 şehirde tanışılan cami heyetlerinin arzusuyla ders başlatıldı. Her hafta gidilerek bu derslere devam edilecek, İnşallah.

Bu arada bir müjdeli haber de Salima’dan geldi. Kurban faaliyetleri esnasında 3 hristiyan Müslüman olmuş geçen hafta derse 3 yeni Müslümanı getirip kardeşlerle tanıştırmışlar.

Rehberimiz Abdulmecid Abi, faaliyetlerimizin resmiyet kazanması için bizim bir enstitü kurmamız gerektiğini, gayr-ı resmi faaliyetlerin ülkede mahzurlar getirdiğini söyledi. Kardeşler de kısa ismiyle “Nur Enstitüsü”nü kurdular. Şimdi daha rahat bir şekilde cemaatimizin de duasıyla inşallah güzel hizmetlere vesile olunur.

Biz Malawi’deyken Adil kardeş gece gene dershanedeydi. Kardeşlerle sohbet uzamış 33. sözden dersler yapılmış ve neticesinde kitap Adil’e hediye edilmiş. Zeynel kardeş kitabı imzalamış ve altına tarih yazmış. Tarih aynen şöyle 11.11.2011 ve gece saat 01:00, kitap verilen de Nurun Malawi’deki 1.talebesi Adil. Herhalde bu kadar 1’in bir araya gelmesi tesadüf değil, tevafuktur dedik, Allah’a şükrettik. Ve sabah namazında Adil’den gelen mesaj bizi daha çok sevindirdi. Çünkü Adil mesajında sabaha kadar yatmadığını ve kitabı bitirdiğini yazıyordu.

Malawi’de Güney Afrika’daki gibi bir güvenlik probremiyle karşılaşmadık. Ülkenin her yerinde rahatca gezilebiliyor. İnsanları da sıcak kanlı ve cana yakın. İnşallah Cenab-ı Hak kalplerini NUR’a açar, gönüllerini musahhar eder de, kardeşlerimizin büyük bir fedakarlıkla, bu kadar uzak bir mesafeye sırf rıza-ı ilahi için gittikleri bu ülkede bereketli hizmetlere vesile olunur.

Bu hususta cemaatimizden dua rica ediyoruz. Binler selam ediyoruz.

Uşak Nur Talebeleri namına

Lütfi Çolak

www.NurNet.org